/
/

Doğu Perinçek: Suriye’nin kuzeyinde kanton Türkiye’ye tuzak olur

Doğu Perinçek: Suriye’nin kuzeyinde kanton Türkiye’ye tuzak olur
Paylaş

Vatan

Partisi

Genel

Başkanı

Doğu

Perinçek,

bugün

(8

Mayıs

2022)

saat

12.00’de

Partinin

İstanbul

İl

Merkezi’nde

basın

toplantısı

düzenleyerek,

Cumhurbaşkanımız

Sayın

Erdoğan’ın

açıkladığı

Suriye’nin

kuzeyinde

yerel

meclisler

kurma

projesini

eleştirdi.

Perinçek,

özetle

şunları

belirtti:  

SURİYE’DE

KANTON

KURMA

PROJESİ

Cumhurbaşkanımız

Sayın

Tayyip

Erdoğan,

3

Mayıs

2022

günü

Suriye’nin

kuzeyindeki

13

bölgede

“yerel

meclisler”

oluşturulduğunu

belirtti

ve

bir

Milyon

Suriyeli

göçmeni

bu

bölgeye

yerleştirmeyi

öngören

bir

proje

üzerinde

çalıştıklarını

açıkladı. 

Sözü

geçen

yerel

meclisler,

Suriye

devletine

bağlı

değildir,

dahası

Suriye’nin

meşru

yönetimini

tanımıyorlar.

Erdoğan

yönetimi,

Suriye’nin

kuzeyinde

fiilen

kantonlar

oluşturmaktadır.

Bu

kantonlar,

Türk

askerinin

fiilî

egemenlik

alanında

kurulmaktadır.

Bu

durumda

Erdoğan

yönetimi,

hukuken

olmasa

bile,

fiilen

Suriye’nin

toprak

bütünlüğü

siyasetini

terk

eden

bir

yolun

ağzında

duruyor. 

Burada

belirleyici

olan

niyetten

çok,

içine

girilen

süreçtir.

Çünkü

Suriye’nin

kuzeyinde

oluşturulan

yerel

otoriteler

kurumlaştırılıyor.

Bu

durumda

Türkiye’nin

fiilî

egemenliği

altındaki

kantonların

hangi

gelişmelere

zemin

oluşturacağı

ve

Suriye’nin

toprak

bütünlüğünün

nasıl

sağlanacağı

soruları

gündemi

işgal

etmektedir.

KANTONLAR

VURGUNCU

TAKIMINA

VE

YOBAZ

TERÖR

ÖRGÜTLERİNE

DAYANIYOR

DAHASI

ABD

VE

İSRAİL

TARAFINDAN

DESTEKLENİYOR

En

tehlikelisi,

kantonların

ekonomik

zemini

geliştiriliyor.

Türkiye

makamları,

bölgede

yağma

düzeni

kuran

Türkiye

kökenli

bir

takım

vurguncu

şirketleri

desteklemektedir.

Bu

vurguncu

zümre,

Türkiye

ile

Suriye’nin

anlaşmasını

istemiyor. 

Bu

vurguncu

zümre,

Suriye’nin

toprak

bütünlüğüne

karşıdır.

Dahası

bu

zümre

Suriye’nin

kuzeyinde

yer

yer

iktidar

odakları

oluşturan

bölücü

yobaz

örgütleriyle

de

işbirliği

halindedirler.

Bu

örgütler,

Birleşmiş

Milletler’in

ve

Türkiye’nin

terör

listesinde

yer

alıyorlar. 

En

önemlisi,

Suriye’nin

kuzeyinde

Türkiye’nin

denetimi

altında

kurulan

kantonlar,

ABD

emperyalizmi

ve

İsrail

siyonizmi

tarafından

desteklenmektedir. 

Bu

gidiş,

Suriye’nin

toprak

bütünlüğü

siyasetini

tehlikeye

atan

bir

gidiştir. 

KANTON

KURMANIN

TETİKLEDİĞİ

ETKENLER

Açık

konuşmak

durumundayız.

İçine

girilen

süreç,

yalnız

Suriye

için

değil,

Türkiye

için

de

ciddî

tehlikeler

içeriyor: 

1. Kanton

devletleri

kuruluyor. Suriye’nin

kuzeyinde

Türkiye’nin

fiilî

egemenliği

altındaki

yerel

meclisler

yerel

devletçiklere

dönüşüyor.

2. Bölgede

vurgunculuk

büyütülüyor. Türkiye’nin

fiilî

egemenlik

alanında

savaş

ağalarının

vurgunculuğu

büyüyor

ve

yerleşiyor.

3. Türkiye-Suriye

ilişkileri

gerginleştiriliyor. 

4. Türkiye

yalnızlaştırılıyor.

Irak,

İran,

bütün

Arap

devletleri

ve

halkları,

İran,

Rusya

ve

Çin

ile

Türkiye

arasında

güvensizlik

yaratılıyor.

Asya

ülkeleri

ile

Türkiye

ilişkileri

bozuluyor. 

5.

İsrail

“Kürdistan”

adı

altında

İkinci

İsrail

projesi

için

cüret

kazanıyor.

Suriye’nin

kuzeyinde

kantonlar

oluşturulmasını

İsrail

destekliyor.

Dolayısıyla

“Kürdistan”

adı

altında

İkinci

İsrail

siyaseti

cüret

kazanıyor.

6.

Enerji

güvenliğimiz

tehlikeye

atılıyor. Enerjimizi

sağladığımız

Rusya,

Irak

ve

İran

gibi

komşularımızla

ilişkilerimizin

bozulması,

Türkiye’nin

enerji

güvenliğini

zaafa

uğratıyor.

Böylece

bütün

sektörlerde

fiyat

artışları

tetikleniyor.

7. Ekonomik

bunalım

derinleştiriliyor. Rusya

ve

Batı

Asya

ülkeleri

ile

ticaretimize,

turizm

gelirlerimize,

Çin’den

yatırım

sermayesi

beklentilerimize

darbe

indiriliyor.

Suriye’nin

kuzeyinde

kanton

kurma

siyaseti,

bir

avuç

vurguncunun

bitlenmesini

sağlıyor

ama

Türkiye

ekonomisine

zarar

veriyor

ve

halkın

hoşnutsuzluğunu

artıran

süreçleri

hızlandırıyor. 

8.

Kışkırtıcılara

ve

ABD

merkezli

kaos

planlarına

fırsat

veriliyor. Türkiye-Suriye

ilişkilerinde

gerginlik,

Türkiye

düşmanlarının

kaos

planlarına

hizmet

ediyor.

Dikkat

edilirse

CIA

ve

MOSSAD

bağlantılı

birtakım

kışkırtıcılar

sahneye

çıkmıştır

ve

sığınmacılara

ve

Arap

halklarına

karşı

düşmanlık

yaymaktadırlar.

Bu

kışkırtıcılar,

ABD’nin

Tayyip

Erdoğan

hükümetini

devrime

planlarının

hizmetindedirler.

9. Bu

proje,

PKK

terör

örgütüne

yaşam

öpücüğü

veriyor. Türk

Silahlı

Kuvvetleri’nin,

Türk

Polisinin

ve

Köy

Korucularımızın

tam

da

PKK’yı

bitirme

sürecine

girdiği

koşullarda,

kesin

sonuç

almaktan

vazgeçiliyor.

Türkiye-Suriye

sınırında

40

km

derinliğinde

ve

700

km

uzunluğunda

bir

“Güvenli

Bölge”

yaratılması,

PKK’yı

bitirmeyi

değil,

40

km

güneye

sürmeyi

amaçlıyor.

Dahası

Türkiye-Suriye

ilişkilerinde

gerginlik,

PKK

terör

örgütüne

soluk

alma

ve

çatlaklarda

barınma

olanakları

veriyor.

10.

Sığınmacı

sorunu

çözülmüyor,

dahası

kangrenleştiriliyor. Bir

milyon

sığınmacıyı

Suriye’nin

kuzeyindeki

kantonlara

yerleştirmek,

Türkiye’nin

sığınmacı

sorununa

bir

çözüm

getirmiyor.

Çünkü bu

proje,

sığınmacıları

Türkiye’den

kaldırıp

yine

Türkiye’nin

egemenlik

alanındaki

topraklara

yerleştiriyor. Üstelik

bu

sığınmacılar

halen

bulundukları

yerlerde

üretim

ve

hizmetlere

katılırken,

onları

Kızılay’ın

kepçesine

taslarını

uzatan

bir

hayata

mahkum

ediyor.

11.

Türkiye

ekonomisine

yeni

yükler

getiriliyor. Suriye’nin

kuzeyine

yerleştirilen

bir

milyon

insanı

barındırmak,

yedirmek,

içirmek,

eğitmek,

güvenliklerini

sağlamak

ve

diğer

kamu

hizmetlerini

görmek,

Türkiye

ekonomisine

ağır

yükler

getiriyor. 

12.

Türkiye

halkının

ve

özellikle

Suriye

ve

Irak’a

komşu

illerimizdeki

vatandaşlarımızın

benimsemediği

bir

proje

uygulanıyor. Bu

proje,

daha

açıklandığı

andan

itibaren

bütün

vatandaşlarımız

adasında

ve

özellikle

Suriye

ve

Irak

sınırındaki

illerimizde

kaygılara

yol

açmıştır.

Adana

ve

Mersin’den

Hakkâri’ye

kadar

insanlarımız,

bizi

telefonlarla

aramaktadır.

Halk,

Suriye

ile

gerginlik

istemiyor.

13.

Bu

proje,

AK

Parti’ye

ve

MHP’ye

oy

kaybettiriyor. Suriye’nin

kuzeyinde

kantonlar

kurulması,

bir

çözüm

değil,

çözümsüzlüktür

ve

Türkiye’nin

başına

belâlar

getirecek

süreçlerin

önünü

açmaktadır.

Bu

proje,

Cumhur

İttifakı

partilerine

oy

kaybettiriyor.

14.

ABD’nin

Tayyip

Erdoğan

yönetimini

devirme

planlarına

zemin

sunuluyor.

ÇIKMAZ

SOKAK: İKİ

KOMŞU

DEVLETİN

EGEMENLİKLERİ KARŞI

KARŞIYA

GETİRİLİYOR

Suriyeli

göçmenleri

Suriye’nin

kuzeyinde

kurulan

kantonlara

yerleştirme

projesinin

özü,

Suriye’nin

kuzeyinde

hükümetçikler

kurmaktır.

Türkiye’nin

oluşturduğu

egemenlik

alanında,

Suriye

devletinin

egemenliği

ile

karşı

karşıya

gelen

devletçikler

kurulmuş

oluyor.

Bu

devletçikleri

Suriye’nin

kuzeyinde

silahlı

güce

sahip

olan

bir

takım

terör

örgütleri

yönetecektir.

Oysa

Suriye’nin

toprak

bütünlüğü,

Türkiye

devletinin

ısrarla

ilan

ettiği

siyasettir

ve

Millî

Güvenlik

Kurulu

tarafından

da

defalarca

karara

bağlanmıştır. Suriye’nin

toprak

bütünlüğü,

Türkiye’nin

toprak

bütünlüğüdür.

TÜRKİYE

YALNIZLAŞTIRILIR

VE DOĞU

AKDENİZ’DE

TUZAĞA

ÇEKİLİR

Türkiye,

bu

projeyle

Suriye’nin

meşru

devletini

karşıya

almanın

ötesinde,

komşularımız

olan

Irak,

İran,

Rusya,

bütün

Arap

devletleri

ve

Çin

ilişkilerini

de

bozan

bir

kanala

giriyor.

Bu

yöneliş,

Türkiye’yi

yalnızlaştırır

ve

ABD

tuzağına

çeker.

Bu

tuzak,

Ege’de

hazırlanmış

durumdadır.

Dedeağaç,

Kavala,

Selanik,

Larissa,

Stefanoviç,

Girit’in

Kuzeyi,

Kıbrıs’ın

güneyi,

Fırat’ın

Batısı

ve

Doğusundaki

ABD

üslerine

yapılan

silahlı

yığınak,

namlularını

Türkiye’ye

çevirmiştir.

ABD+İsrail+Yunanistan

Üçlüsü,  Türkiye’nin

yalnızlaştığı

koşulların

pususuna

yatmıştır.

Türkiye’ye

Doğu

Akdeniz’den

yöneltilecek

tehdit,

Türkiye’nin

cephesine

doğru

genişler.

Türkiye,

tu

zağa

çekiliyor.

VATAN

PARTİSİ’NİN

ÇÖZÜMÜ

ZORUNLU

VE

KAÇINILMAZ 

Türkiye

için

çözüm

fırsatı

önümüzdedir.

Suriye

devleti

ile

işbirliği,

Türkiye’nin

sorunlarının

çözümünde

anahtar

değerindedir.

Çünkü

Suriye

ile

işbirliği,

Rusya,

Çin,

İran,

Irak,

Arap

ülkeleri

ve

Avrasya

ülkeleri

ile

dostluğun

önünü

açar. 

Türkiye,

derhal

Suriye’nin

meşru

hükümetiyle,

Beşar

Esad

Hükümetiyle

siyasî,

askerî,

ekonomik,

kültürel,

her

alanda

işbirliği

başlatmalıdır. 

  1. İki

    devletin

    güvenlik

    güçlerinin

    işbirliği,

    Suriye’deki

    PKK/PYD/YPG

    terör

    örgütünü

    ve

    diğer

    terör

    örgütlerini

    üç

    beş

    ayda

    tasfiye

    eder

    ve

    Kandil’e

    beyaz

    bayrak

    çektirir. 

  2. Suriye’de

    huzur

    ve

    istikrarın

    sağlanması

    sayesinde,

    Suriyeli

    göçmenler

    ülkelerine

    döner.

    Suriye

    Hükümeti,

    en

    son

    ilan

    ettiği

    genel

    afla

    şiddet

    eylemlerinden

    suçlu

    olanları

    dahi

    affetmiş

    bulunmaktadır.

    Suriye

    Adalet

    Bakanı

    Ahmet

    Seyit,

    bu

    genel

    affın

    ayrıntılarını Aydınlık gazetesine

    açıklamaktadır.

  3. Suriye

    ile

    işbirliği,

    Türkiye’nin

    enerji

    güvenliğini

    sağlamakta

    en

    etkin

    adım

    olur.

    Rusya,

    İran,

    Irak,

    Libya,

    Cezayir,

    Katar

    komşularımızdan

    ucuz

    mazot,

    ucuz

    doğal

    gaz,

    ucuz

    benzin

    sağlanır.

    Patlıcan

    biber

    fiyatları

    düşer.

    Sanayi

    malları

    ucuzlar

    ve

    Üretim

    Ekonomisi

    için

    kaynak

    yaratılır.

    Türkiye’nin

    sanayi

    ve

    tarım

    ürünleri

    için

    geniş

    pazarlar

    açılır.

  4. Suriye

    ile

    Doğu

    Akdeniz’de

    bir

    Münhasır

    Ekonomik

    Bölge

    anlaşması

    yapabiliriz.

    Libya

    modeli

    genişletilerek,

    Doğu

    Akdeniz’e

    uzun

    bir

    sınırı

    olan

    Suriye

    ile

    karşılıklı

    deniz

    yetki

    alanlarını

    belirler

    ve

    Mavi

    Vatanımız

    üzerindeki

    siyasi

    ve

    ekonomik

    konumlarımızı

    güçlendiririz.

  5. ASTANA

    süreci

    yarım

    bırakılmamalıdır.

    Rusya

    ve

    İran

    ile

    birlikte

    Suriye’nin

    toprak

    bütünlüğü

    ve

    bölgede

    huzur

    için

    yeniden

    acil

    işbirliği

    süreci

    başlatılmalıdır.

Vatan

Partisi’nin

çözümü

Türkiye’nin

güvenliği

ve

ekonomik

gelişmesi

için

biricik

çözümdür.

ABD’nin

Cumhurbaşkanımız

Sayın

Recep

Tayyip

Erdoğan

yönetimini

devirme

planlarını

boşa

çıkartacak

çözüm

de

budur. 

Hükümetimizin

ve

Cumhur

İttifakı’nın

ortağı

olan

MHP’nin

vatanımızın

bütünlüğü,

huzur

ve

ekonomik

refaha

ilişkin

sorumluluk

bilincinin

belirleyici

olacağına

güveniyoruz.

Türkiye’nin

doğru

çözümü

bulacağına

güveniyoruz

ve

bunun

için

görev

başındayız.

Paylaş: