

Sayın
Millî
Savunma
Bakanımız,
dört
gündür
Türkiye-Suriye
görüşmesinin
koşullarını
açıklıyor.
12
Ağustos
2024
günü
Reuter
Ajansına
yapılan
açıklamada,
AK
Parti
Hükümetinin
şartları
öne
sürüldü:
“Türkiye,
Suriye’den
çekilme
koordinasyonunu
ancak
yeni
anayasa
kabul
edildikten,
seçimler
yapıldıktan
ve
sınırlar
güvence
altına
alındıktan
sonra
görüşebilir.
“Önceliğimiz
NATO’ya
karşı
önemli
bir
müttefik
olarak
sorumluluklarımızı
yerine
getirmek
ve
müttefiklerimizle
dayanışmayı
güçlendirmektir.
Odak
noktamız
NATO’nun
hazırlıklı
kararlı
ve
güçlü
olması
olmalıdır.”
Sayın
Bakan,
ertesi
gün
Haber
Türk
televizyonu
söyleşisinde,
aynı
şartları
yineledi
ve
Suriye’nin
de
görüşmek
için
“çekilme
tarihinin
bildirilmesi”
şartını
öne
sürdüğünü
belirtti.
SORUMLULUK
HÜKÜMETİN
Öncelikle
şunu
belirtelim:
Millî
Savunma
Bakanımızın
yaptığı
bu
açıklama
AK
Parti
Hükümetinin
açıklamasıdır.
Öyle
anlaşılıyor
ki
Sayın
Cumhurbaşkanımız,
Türkiye-Suriye
işbirliğini
zora
sokan
bu
tarihî
tavrın
sorumluluğunu
Millî
Savunma
Bakanlığımıza
yüklemek
istiyor.
HÜKÜMET
ABD
VE
İSRAİL’İN
SÖZCÜSÜ
KONUMUNA
DÜŞTÜ
AK
Parti
hükümeti,
bu
açıklamayla
ABD
ve
İsrail’in
sözcüsü
konumuna
düşmüştür.
Çünkü
Suriye’ye
Anayasa
ve
Seçim
dayatanlar,
onlardır.
Zaten
açıklamada
“NATO’ya
sorumluluğun
öncelikli”
olduğu
vurgulanıyor.
AK
Parti
hükümeti,
“NATO’nun
kararlı
ve
güçlü
olmasına”
odaklandığını
belirtiyor.
SURİYE’YE
BÖLÜCÜ
ANAYASA
VE
ATLANTİKÇİ
HÜKÜMET
DAYATMASI
Suriye’nin
Anayasası
var.
Ayrıca
Suriye’ye
yeni
anayasa
gerekiyorsa,
buna
Suriye
devleti
ve
Suriye
Arap
milleti
karar
verir.
Hiçbir
devlet
başka
bir
devlete
Anayasa
dayatamaz.
ABD
ve
İsrail’in,
AK
Parti
hükümeti
aracılığıyla
Suriye’ye
yeniden
dayattığı
Anayasa,
bölücü
Anayasadır.
ABD
ve
İsrail,
“Kürdistan”
adı
altında
İkinci
İsrail
devletçiğini
kurmak
için,
2010
yılından
bu
yana
Suriye’yi
bölme
amaçlı
isyanlar
kışkırttı.
Bunun
sonunda
PKK/YPG/YPD’nin
ve
DEAŞ’ın
yönettiği
toprak
parçaları
oluşturdular
ve
Suriye’nin
bölünmesini
Anayasalaştırmak
peşindeler.
Suriye,
kendi
yönetimini
seçimlerle
belirlemiştir.
Suriye’ye
ABD
ve
İsrail’in
dayattığı
seçim,
Suriye’nin
meşru
hükümetini
devirme
ve
ABD-İsrail
yanlısı
bir
hükümet
kurma
amaçlıdır.
AK
Parti
yönetiminin
bu
ABD-İsrail
planına
ayak
uydurması,
Türkiye’yi
bölme
planına
uyum
göstermeğe
gider.
Çünkü
Suriye’yi
bölme,
başka
deyişle
Suriye’nin
kuzeyinde
bir
ABD-İsrail
koridoru
oluşturma
girişimi,
Türkiye’yi
bölme
girişimidir.
PKK
VE
DEAŞ
BAYRAM
YAPIYOR
AK
Parti
yönetiminin
bu
açıklamaları
üzerine
PKK
ve
DEAŞ
bayram
yapıyor.
Çünkü
bu
terör
örgütleri,
bir
tahta
kurusu
gibi
Türkiye-Suriye
çatlağında
yaşayabilirler.
“NATO’YA
SORUMLULUK”
İKİNCİ
İSRAİL‘İN
KURULUŞUNA
TESLİM
OLMAKTIR
Görmek
zorundayız:
Suriye
ile
askerî
işbirliğini
erteleyen,
zora
sokan,
hatta
olanaksız
hale
getiren
siyaset,
NATO’ya
sorumlu
olan
siyasettir;
NATO’nun
güçlenmesine
odaklanan
siyasettir.
Zaten
bu
siyaset
açıkça
itiraf
ediliyor.
NATO,
ABD
emperyalizminin
aletidir
ve
dolayısıyla
İsrail’in
destekçisidir.
NATO,
ABD’nin
NATO
ülkelerini
denetleme
örgütüdür.
AB
ve
NATO,
PKK’ya
200
bin
TIR
silah
verdi.
Daha
dün
Eski
Pentagon
Danışmanı
Douglas
McGregor,
“ABD’nin
Suriye’de
PKK’yı
ve
diğer
örgütleri
Türkiye’ye
saldırmaları
için
hazırladığını”
açıkladı.
Bakanımız,
“Kabul
edilemez”
diyor
(Sputnik,
14
Ağustos
2024).
Bu
“Kabul
edilemez”
beyanının
NATO’ya
sorumluluk
konumunda
bir
değeri
kalmıyor.
TÜRKİYE’YE
SORUMLU
HÜKÜMET
SEÇENEĞİ
VAR
ABD’nin
PKK’yı
cepheye
sürme
hazırlıkları
yaptığı
koşullarda,
Türkiye’nin
Suriye
başta
olmak
üzere
Irak,
İran
ve
Rusya
ile
işbirliği
şarttır,
kaçınılmazdır
ve
bu
kararı
alacak
bir
hükümet
seçeneği
vardır.
Vatan
Partisi,
bu
sorumluluğu
üstlenecek
olan
millî
partilerle
birlikte
hükümet
olacaktır.
Yakın
gelecekte
Türkiye’de
NATO’ya
sorumlu
olan
değil,
Türk
devletine
ve
Türk
milletine
sorumlu
olan
bir
hükümet
kurulacaktır.
AK
Parti
ve
MHP
gibi
millî
duruşu
olan
partilerin
yeri,
hiç
kuşkusuz
NATO
konumlu
hükümetler
değil,
Millî
Hükümettir.
TERÖRÜ
BÖLGEMİZDEN
TEMİZLEMEK
İÇİN
SURİYE
IRAK
İRAN
VE
RUSYA
İLE
İŞBİRLİĞİ
ABD,
hem
ekonomide
hem
de
silahlı
güç
olarak
iniş
halindedir
ve
Batı
Asya’dan
çekilme
zorunluluğuyla
karşı
karşıyadır.
İsrail
Siyonizminin
saldırganlığı
Gazze’de
ve
genel
olarak
Filistin’de
çıkmaza
girmiştir.
ABD,
İsrail’i
dizginleme
gayretindedir.
İsrail,
Batılı
ülkeleri
dahi
kaybetmektedir.
Rusya,
Karadeniz’in
kuzeyinde
ABD
emperyalizminin
piyonlarına
ve
İsrail
yandaşlarına
karşı
savaşmaktadır.
İran
ve
Yemen,
Batı
Asya
cephesinde
kararlı
bir
duruş
sergiliyorlar.
Beşar
Esad
önderliğindeki
Suriye,
2010
yılından
bu
yana
ABD
ve
İsrail
güdümlü
kışkırtma
ve
isyanlara
karşı
başarıyla
savaşıyor.
Beşar
Esad’ı
yıkamadılar
ve
yıkamayacaklar.
Bu
durumda
Suriye
ve
Irak’ın
kuzeyinde,
bölücü
ve
sahte
İslamcı
terör
örgütlerini
temizlemek
için
elverişle
koşullar
doğmuştur.
Bu
koşulları
değerlendirmek,
kaçınılmaz
görevdir.
Bu
görevi
yerine
getirecek
ve
aynı
zamanda
Üretim
Devrimini
başaracak
olan
Üreticilerin
Millî
Hükümeti,
Türkiye’nin
kaçınılmaz
gündemidir.
Vatan
Partisi,
bu
amaçla
izlenecek
siyasetleri
Türk
Milletine
sunuyor:
TÜRKİYE-SURİYE
İŞBİRLİĞİ
İÇİN
SİYASETLER
1.
Türkiye,
Suriye,
Irak,
İran,
Azerbaycan
ve
Rusya’nın
toprak
bütünlükleri
ve
bağımsızlıkları
birbirine
sımsıkı
bağlıdır.
ABD
ve
İsrail’in
vatan
topraklarımız
üzerinde
sözümona
“Kürdistan”
adı
altında
İkinci
bir
İsrail
devleti
kurmalarına
kesinlikle
izin
vermeyeceğiz.
Bu
amaçla
bölge
ülkelerinin
dayanışma
ve
işbirliğini
geliştirmede
kararlıyız.
2.
Suriye’nin
toprak
bütünlüğü
ve
Suriye’de
barış,
Türkiye’nin
toprak
bütünlüğü
ve
bağımsızlığı
için
hayatî
önemdedir.
Bu
amaçla
Türkiye
Cumhuriyeti
ve
Suriye
Arap
Cumhuriyeti
devletlerinin
başta
askerî
ve
ekonomik
olmak
üzere
her
alanda
işbirliğinin
zamanı
gelmiştir.
Suriye
topraklarındaki
PKK/PYD/YPG
türünden
bölücü
ve
DEAŞ
ile
benzeri
sahte
İslamcı,
gerçekte
İslam
düşmanı
terör
örgütlerinin
etkisiz
hale
getirilmesi
ve
Suriye’de
huzurun
sağlanması
amacıyla
devletlerimiz
ve
milletlerimiz
arasındaki
işbirliğini
geliştirmek
için
etkin
ve
sonuç
alıcı
bir
çaba
içinde
olacağız.
3.
Türkiye’de
misafir
olan
milyonlarca
Suriye
vatandaşının
güven
içinde
ülkelerine
ve
işlerinin
başına
dönmeleri
için
Suriye
ile
işbirliğinin
günü
gelmiştir.
Sığınmacı
sorunu
üzerinden
ülkelerimiz
ve
halklarımız
arasında
düşmanlık
ve
kaos
yaratmaya
çalışan
emperyalizm
güdümlü
planları
bozguna
uğratacağız.
Bu
amaçla
Batı
Asya
ülkelerinin
tarihten
gelen
dostluk
ve
kardeşliğinden
ve
ortak
çıkarlarından
kuvvet
alıyoruz.
4.
Türkiye
ile
Suriye
arasındaki
ekonomik
işbirliği
kapılarını
sonuna
kadar
açmak,
Adana,
Osmaniye
ve
Hatay’dan
Kahramanmaraş,
Gaziantep,
Kilis,
Urfa,
Adıyaman,
Diyarbakır,
Mardin,
Siirt
ve
Şırnak’a
kadar
bütün
sınır
bölgesi
illerimizin
ekonomilerine
canlılık
kazandıracaktır.
Halk,
sınırdaki
dikenli
tellerin
kaldırılmasını,
mayınların
temizlenmesini,
sınır
ticaretinin
özgürleşmesini
istiyor.
Türkiye’den
Mısır,
Ürdün,
Suudi
Arabistan
ve
Yemen’e
kadar
Tırlar
gelsin
Tırlar
gitsin.
Böylece
Kilis,
Akçakale,
Cerablus,
Elrai,
Cilvegözü
kapılarından
üç
beş
kişinin
milyarlarca
dolar
kazanmasına
son
verecek,
ticareti
bütün
halka
açacağız.
PKK
ve
PYD
ile
hurda
ve
petrol
ticareti
üzerinden
ortak
kazanç
kapılarını
kapatacağız.
İdlib
bir
çete
tarafından
yağmalanamayacak.
Türkiyemizin
Arap
ülkeleri
ile
ekonomik
ilişkilerini
daha
verimli,
daha
kazançlı
hale
getireceğiz.
Suriye,
Türkiye’nin
enerji
güvenliği
açısından
da
unutulmaması
gereken
bir
ortaktır.
Suriye
ile
ekonomik
işbirliği,
Türkiye
ekonomisinin
dar
boğazdan
çıkışına
önemli
katkıda
bulunacaktır.
Vatan
Partisi
olarak,
iş
insanlarımızı
Suriye
ile
ekonomik
işbirliğinin
zeminini
şimdiden
oluşturmaya
davet
ediyoruz.
Partimizin
Sanayici
ve
İş
İnsanları
Bürosu
bu
konuda
çalışmaya
başlamıştır.
Her
iki
ülkenin
ilgili
iş
insanlarını
bir
araya
getirerek
oluşturacağımız
çatı
kuruluş,
ikili
ilişkilere
hız
kazandıracak
ve
her
iki
ülkenin
iş
hacmini
artıracaktır.
Çatı
kuruluşta
çalışmak
isteyen
sanayici
ve
iş
insanlarımızın
Vatan
Partisi’yle
iletişim
kurmasını
rica
ediyoruz.
5.
Suriye’nin
İsrail
işgali
altındaki
topraklarını
kurtarması
için
her
alanda
dayanışmayı
güçlendirme
kararındayız.
ABD’nin
PKK/PYD/YPG
terör
örgütüne
ve
DEAŞ’a
verdiği
Suriye
petrollerinin
yeniden
Suriye
devletinin
denetimine
girmesi
için
çabalarımızı
yoğunlaştıracağız.
6.
Başta
İncirlik
ve
Kürecik
olmak
üzere
Türkiye
topraklarındaki
ABD
üslerinin
Türk
Silahlı
Kuvvetlerinin
denetimine
girmesi
ve
Türkiye’nin
NATO’dan
ayrılması,
artık
Türk
milletinin
ortak
talebidir
ve
bu
talebin
devlet
kararına
dönüşmesi
için
bütün
millî
güçleri
seferber
edeceğiz.
7.
Doğu
Akdeniz’de
ABD,
İsrail,
Yunanistan
ve
Güney
Kıbrıs’ın
her
yıl
Doğu
Akdeniz’de
yaptıkları
intikam
temalı
Noble
Dina
ve
Nemesis
donanma
tatbikatları
ülkelerimizi
ve
bölge
barışını
tehdit
etmektedir.
Kıyıdaş
olan
Türkiye
ve
Suriye’nin
Doğu
Akdeniz’deki
egemenliklerini
savunmak
ve
Deniz
Yetki
Alanları
Antlaşmasıyla
doğal
kaynaklarına
sahip
çıkma
çalışmalarına
başlamaları
için
devletlerimiz
katında
gerekli
girişimlerde
bulunacağız.
8.
Türkiye
ve
Suriye’nin
bölgedeki
ABD
ve
İsrail
güdümlü
terör
örgütlerini
temizlemesi,
Filistin
direnişiyle
en
güçlü
destek
ve
dayanışmadır.
Bu
uğurda
devletlerimizin
ve
milletlerimizin
her
cephede
kararlı
mücadelesi
için
çabalarımızı
yoğunlaştıracağız.
9.
ABD
emperyalizminin
ve
Batılı
uydularının
Türkiye,
Suriye,
İran,
Rusya,
Çin,
Venezuela
ve
Küba
gibi
ülkelere
uyguladığı
yaptırım
ve
ambargoları
tanımıyoruz.
Yaptırım
uygulanan
bütün
ülkeleri
dayanışmaya
çağırıyoruz.
ABD’nin
yaptırımları,
ABD’ye
yaptırım
olarak
geri
dönecektir.
10.
Bugün
Filistin,
Suriye,
Yemen,
İran,
Türkiye,
Rusya
ve
Azerbaycan,
ABD
emperyalizmine
karşı
silahla
mücadele
eden
ülkeler
olarak
insanlığın
ön
cephesini
oluşturuyorlar.
Rusya’nın
NATO’nun
Doğuya
doğru
genişlemesine
karşı
yürüttüğü
silahlı
harekât
bütün
insanlığın
yararınadır.
Çin
Halk
Cumhuriyeti
de
Tayvan
Boğazında
ABD
tehdidine
karşı
gereğinde
silah
kullanma
kararıyla
ülkelerimizle
aynı
cepheyi
paylaşmaktadır.
ABD,
Afganistan’dan
Venezuela’ya
kadar
her
coğrafyada
yenildi
ve
yeniliyor.
Dolar
Saltanatı
yıkıldı,
böylece
ABD’nin
haraç
sistemi
çöktü.
İnsanlığın
ve
milletlerimizin
önü
açıktır.
Atlantik
uygarlığının
can
çekiştiği
koşullarda,
Türkiye
ve
Suriye,
Asya’dan
yükselen
yeni
uygarlığın
kurucuları
arasında
yerlerini
alacaklardır.
11.
Türkiye
ve
Suriye
hükümetleri,
iki
ülkenin
geleceğini
belirleyecek
tarihî
işbirliği
amacıyla
görüşmelere
başlamak
için,
şartlar
öne
sürmeye
son
vermelidir.
Vatan
Partisi,
oluşan
elverişli
koşullarda
Türkiye-Suriye
işbirliğinin
hayata
geçmesi
için,
hem
millî
cephede
hem
de
uluslararası
cephede
etkin
alışma
içindedir
ve
sonuçlar
gündemdedir.
Türkiye-Suriye
işbirliği
kaçınılmazdır,
günceldir,
yakıcı
görevdir.
ABD,
İsrail
ve
terörist
piyonları
Türkiye-Suriye
işbirliğini
önleyemez
ve
önleyemeyecektir.
Vatan
Partisi
milletimize
yeni
bir
başarı
daha
armağan
edecektir!

