/
/

ABD Kongresine verilecek tek yanıt: KKTC’nin tanınması için atağa geçmek

ABD Kongresine verilecek tek yanıt: KKTC’nin tanınması için atağa geçmek
Paylaş

Vatan

Partisi

Genel

Sekreteri

Özgür

Bursalı,

(19

Mayıs

2022,

Perşembe)

Ankara’da

Genel

Merkezimizde

bir

basın

toplantısı

düzenleyerek,

KKTC

konusunda

ABD

Kongresi’ne

verilecek

yanıtları

açıkladı.

Bursalı

açıklamasında

şunları

belirtti:

Tükiyemizin

zorlu

koşullara

girdiği

bu

süreçte,

19

Mayıs

bizim

için

bir

hatıra

değil,

Üreticilerin

Milli

Hükümetini

kurma

mücadelesinde

sarsılmaz

bir

esin

kaynağıdır. 

Türk

Milleti

dün

Mustafa

Kemal

Paşa

önderliğinde

19

Mayıs’ta

ilk

adımı

attı,

zorlukları

yendi

ve

Milli

Hükümeti

kurdu.

Bugün

de

Vatan

Partisi

liderliğinde

Üreten

ve

Başı

dik

Türkiye’yi,

Üreticilerin

Milli

Hükümetini

kuracaktır. 

Değerli

Yurttaşlarımız,

Önceki

gün,

Yunanistan

Başbakanı

Miçotakis,

ABD

Kongresinde

bir

konuşma

yaparak,

“hiç

kimse

Kıbrıs’ta

iki

devletli

bir

çözümü

kabul

edemez

ve

etmeyecek”

açıklamasını

yaptı.

Bu

sözler

üzerine

ABD

Kongre

üyeleri

ayağa

kalkarak

Yunanistan

Başbakanını

dakikalarca

alkışladı.

ABD

Kongre

üyeleri,

piyon

olarak

kullandıkları

Miçotakis’i

değil,

Türkiye’ye

savaş

ilanını

alkışlamaktadır.

Karşımızda

Yunanistan

değil,

ABD

ve

İsrail

vardır.

Yunanistan,

ABD

ve

İsrail

güdümünde,

emperyalistlerin

savaş

arabasına

bağlanmıştır.

Karşı

sahillerde,

Selanik,

Larissa,

Kavala,

Stefanoviç

ve

Girit’te

Yunanistan

değil,

binlerce

askeriyle,

tankıyla

ve

savaş

gemisiyle

ABD

bulunmaktadır.

YUNANİSTAN

İÇİN

TARİHSEL

DERS

Bu

sürecin

Yunanistan’a

ve

Yunan

halkına

piyonlaşmanın

ötesinde,

büyük

maliyetleri

olacaktır.

Yunanistan,

Doğu

Akdeniz’in

zenginliklerini

komşusu

Türkiye

ve

Doğu

Akdeniz

ülkeleriyle

paylaşmak

yerine

binlerce

kilometre

öteden

sığındığı

ABD

ve

İsrail’e

bağlanarak

yalnızlığı

ve

iflası

tercih

etmiştir.

Yunan

hükümetinin

kendi

halkını

düşünen

bir

karar

vermesine

yardımcı

olacak

tarih

dersleri

vardır.

İstiklal

Savaşımızın

zaferinden

sonra,

Anadolu’yu

işgal

eden

Yunan

hükümetlerinin

sorumluları

“vatana

ihanet”

suçundan

idama

mahkûm

edilerek

ve

28

Kasım

1922

günü

kurşuna

dizilerek

infaz

edilmişlerdi.

Yunanistan,

yenilen

ABD

ve

İsrail

ile

hangi

kaderi

paylaşacağını

iyi

hesap

etmek

zorundadır.

ALKIŞLAR

İŞARET

FİŞEĞİDİR

ABD

Kongresindeki

manzara,

Türkiye

için

bir

kez

daha

tehdidin

kaynağını

ve

odağını

bütün

çıplaklığıyla

ortaya

koymuştur.

Doğu

Akdeniz,

Türkiye

için

öncelikli

tehdit

odağı

durumundadır.

ABD

Kongresindeki

alkışlar,

Yunanistan’dan

ve

Suriye’nin

kuzeyinden

Türkiye’ye

yönelen

binlerce

tank,

silah

ve

savaş

gemisi

için

işaret

fişeğidir. 

Yunanistan,

tıpkı

Ukrayna

gibi

ateşe

sürülmektedir

ve

ABD’nin

savaşında

kanlı

roller

üstlenmektedir.

ALKIŞLARIN

SESİNİ

KESECEK

EYLEM

Bütün

bu

koşullarda

belirleyici

soru;

Türkiye

ABD

Kongresinden

yükselen

alkışlara

karşı

hangi

yanıtı

verecektir?

Bu

olay

karşısında

hükümetten

yalnızca

Cumhurbaşkanı

Yardımcısı

Sayın

Fuat

Oktay

bir

açıklama

yapmış,

Miçotakis’in

şov

yaptığını

söyleyerek,

iki

devletli

çözümü

hatırlatıp,

ABD

Kongresini

sağduyuya

davet

etmiştir. 

Dışişleri

Bakanı

Sayın

Mevlüt

Çavuşoğlu

ise

ABD

Kongresinde

Miçotakis’in

dakikalarca

ayakta

alkışlanmasını

“Çok

da

önemli

değil.”

diyerek

değerlendirdi.

Sayın

Bakan,

ABD

Dışişleri

Bakanına

da

“Dengeyi

koruyun”

mesajı

verdiğini

ifade

etti.  

Vatan

Partisi

olarak

soruyoruz:

Türkiye

Cumhuriyeti

aciz

mi?

Türkiye’nin

ABD’ye

ve

Yunanistan’a

vereceği

eylemli

bir

yanıt

yok

mu?

Etrafımızda

bize

çevrilen

namlulara

karşı

ellerimizi

başımızın

üstüne

mi

koyacağız?

ABD

ve

Yunanistan,

Türkiye’yi,

KKTC’yi,

bağımsızlığımızı,

şerefimizi

hedef

alacak

ve

biz

de

buna

“tiyatrodur”

deyip

geçecek

miyiz?

Onlar

şov

yapıyor

evet,

peki

Türkiye

hükümeti

bu

şova

karşı

ne

yapacak?

İşte

hükümetin

önüne

çözümü

koyuyoruz.

ABD

Kongresine

verilecek

tek

yanıt,

Kuzey

Kıbrıs

Türk

Cumhuriyeti’nin

tanınması

için

atağa

kalkmaktır!

O

alkışların

sesini

anında

kesecek, 

Şovu

bitirecek,

tiyatroyu

dağıtacak,

Kongre

üyelerini

yerine

oturtacak,

Kıbrıs’taki

Türk

varlığını

koruyacak,

Türkiye’nin

Doğu

Akdeniz’deki

güvenliğini

sağlama

alacak

tek

bir

vardır,

bugünden

itibaren

KKTC’nin

tanınması

için

bir

strateji

ve

siyaset

geliştirerek

işe

koyulmaktır!

Sürekli

tekrarlanan

“iki

devletli

çözüm”

söylemi,

eğer

KKTC

devlet

olarak

tanıtılmazsa,

o

alkışların

arasında

kaybolup

giden,

hiçbir

etkisi

olmayan,

uzay

boşluğunda

salınan

bir

laftan

ibaret

olarak

kalacaktır.

KKTC’Yİ

TANITACAK

STRATEJİ

VE

SİYASET

O

alkışlar,

bize

KKTC’yi

tanıtmaya

nereden

başlayacağımızı

da

bir

kez

daha

öğretmektedir.

Türkiye

hükümetine

ve

kamuoyuna

bir

kez

daha

soruyoruz,

Kuzey

Kıbrıs

Türk

Cumhuriyeti’ni

ABD

tanır

mı?

Yunanistan

tanır

mı?

İsrail

tanır

mı?

Fransa

tanır

mı?

Ukrayna

tanır

mı?

Hadi

Ukrayna’dan

başlayalım.

Rusya’nın

harekâtı

boyunca

yanında

durduğumuz

Zelenski’den

yarın

KKTC’yi

tanımasını

talep

edelim.

Dilerseniz

Macron’dan

devam

edelim.

Doğu

Akdeniz’deki

namlularını

hemen

geri

çeksin,

bu

arada

Ukrayna’daki

askerlerini

kurtarsın,

NATO’dan

çıksın

ve

KKTC’yi

tanısın.

Miçotakis’e

söyleyelim.

ABD

Kongresinden

ve

Yunan

Meclisinden

özür

dilesin,

Mavi

Vatan’daki

haklarımızı

kabul

etsin,

işgal

ettiği

Ege

Adalarını

terk

etsin

ve

derhal

KKTC’yi

tanıma

kararı

alsın.

Joe

Biden’ı

unutmayalım.

Cumhurbaşkanı

Yardımcımızın

ifade

ettiği

gibi

sağduyu

gösterip

Gürcistan’tan

Yunanistan’a,

Suriye

ve

Irak’ın

kuzeyine

kadar

uzana

askeri

üslerini

kapatsın,

Dedeağaç’taki

binlerce

tankı

park

alanına

çeksin,

PKK’ya

verdiği

silahları

tırlara

yükleyip

geri

taşısın,

Rand

Raporlarını

değiştirsin,

Tayyip

Erdoğan’ı

devirme

hedefinden

vazgeçsin

ve

stratejik

müttefik

olmanın

gereği

olarak

Türkiye’nin

bu

milli

davasına

omuz

versin.

Eğer

ihtiyaç

duyulursa

NATO

üyesi

diğer

ülkelere

de

KKTC’yi

tanıtmak

için

gidilebilir.

Bu

cümlelerin

hayal

ürünü

dahi

olamayacak

kadar

akıl

ve

mantık

dışı

olduğunu

kabul

ediyoruz.

Fakat

bu

durumda

KKTC’yi

kim

tanır

sorusunu

yanıtlamıyoruz

veya

yanıtlamaya

korkuyoruz.

KKTC’yi

kim

tanır,

kim

tanımaz

sorusu,

aynı

zamanda

dostumuz

kim,

düşmanımız

kim

sorusudur. 

Türkiye’yi

tehdit

eden

ülkeler

KKTC’yi

tanımaz

ama,

Abhazya

tanır,

Rusya

tanır,

Azerbaycan

tanır,

İran

tanır,

Pakistan

tanır,

Mali

tanır,

Cezayir

tanır,

Suriye

tanır!

Miçotakis,

Rusya’da

bu

konuşmayı

yapabilir

mi?

İran

Meclisinde

Türkiye’yi

işgalci

ilan

edebilir

mi?

Abhazya’da,

Suriye’de,

Azerbaycan’da,

Türk

Cumhuriyetlerinde,

Çin’de

Türkiye’nin

bağımsızlığını

hedef

alıp

dakikalarca

ayakta

alkışlanabilir

mi?

Türkiye’nin

menfaatleri

açısından

yapılacak

bu

basit

muhakeme

dahi,

atılması

gereken

adımları

ortaya

koyuyor.

Hepsinden

önce,

Abhazya

Cumhuriyeti,

KKTC’yi

şimdiden

tanıma

kararı

aldı.

Vatan

Partisi

Genel

Başkanı

Sayın

Doğu

Perinçek,

Abhazya’ya

giderek,

Abhazya

Cumhurbaşkanıyla

imzaladığı

ve

dünyaya

ilan

ettiği

ortak

bildiride,

Abhazya

KKTC’yi

tanıma

kararı

aldı. 

Vatan

Partisi

olarak

Abhazya’nın

KKTC’yi

tanımasını

sağladık.

Abhazya

hükümeti,

bu

bildiri

üzerine

KKTC

Meclisini

ziyaret

etmek

için

resmen

başvuru

yaptı

ancak

aylar

geçti,

tek

bir

yanıt

alamadı.

Abhazya,

KKTC’nin

tanınmasında

anahtar

ülke

konumunda,

Rusya’nın

da

tam

desteğine

sahip

bir

ülke

olarak

KKTC’nin

kapısında

bekletilmeye

devam

ediliyor.

ABD

KONGRESİNDEN

TÜRKİYE’YE

ALKIŞLAR

ABD

Kongresinde

yankılanan

alkışlar,

yalnız

Yunanistan

Başbakanı

Miçotakis’e

gitmiyor.

O

alkışlar,

aynı

zamanda

hükümetimizin

yanlış

politikaları

için

yükseliyor.

Hükümet

yetkilileri

de

o

alkışlara

mazhar

olduğunun

farkında

mı?

O

alkışlar

KKTC’nin

tanınması

için

strateji

ve

siyaset

belirlemeyen,

atak

yapmayan,

müjde

olarak

bina

inşa

eden

tercihler

için, 

O

alkışlar,

Gürcistan

uğruna

Abhazya’ya

tavır

alıp,

kapılarda

bekletip,

KKTC’nin

tanınması

feda

edildiği

için,

O

alkışlar,

Suriye

ile

işbirliği

konusunda

adım

atmayan,

13

ayrı

yerde

yerleşim

yerleri

inşa

eden,

kanton

projeleriyle

ABD’ye

fırsat

veren

hükümetimiz

için,

O

alkışlar

yarın

yerinde

dahi

kalamayacak

Zelenski’nin

ve

efendilerinin

hatırına

Rusya

ile

altın

fırsatları

değerlendiremeyen

anlayışlar

için,

O

alkışlar

Doğu

Akdeniz’deki

tehditler

karşısında

Türkiye’yi

zayıflatan,

güvenliğimizi

tehlikeye

atan

politikalar

için,

O

alkışlar,

Asya’daki

yerini

sağlamlaştıramayan,

komşularından

enerji

güvenliğini

sağlayamayan,

Çin’den

yatırım

sermayesi

getiremeyen,

mazotu

beş

kat

ucuzlatacak

İran’la

ABD

ambargosunu

sürdüren,

domatesin

biberin

fiyatını

dahi

yükselten

meşhur

“denge

politikası”

için

geliyor.

VATAN

PARTİSİ

KKTC’Yİ

TANITACAK

Eğer

ABD

Kongresindeki

alkışlar

yerine

Türk

Milleti’nin

alkışını

almak

istiyorsak,

strateji

ve

siyaset

bellidir.

Karadeniz,

Ege

ve

Akdeniz’den

Hürmüz

Boğazına

kadar

uzanan

tek

cephede,

ABD’nin

tehditlerine

karşı

doğal

ve

geniş

ittifak

birimimizi

harekete

geçirmeliyiz.

Vatan

Partisi

olarak

çözümü

koyuyoruz.

Abhazya,

Rusya,

İran,

Azerbaycan,

Pakistan,

Mali

ve

Cezayir’den

başlayarak

yarın

KKTC’yi

devlet

olarak

tanıtma

atağına

başlayalım.

Doğu

Akdeniz’deki

ciddi

tehditlere

karşı

kalemizi

sağlama

alalım.

Rusya,

İran

ve

Suriye

başta

olmak

üzere

ittifak

birikimimizi

Doğu

Akdeniz’de

ortak

tehdide

karşı

yığalım.

Girne

ile

Lazkiye

arasında

deniz

seferlerini

başlatalım.

Moskova

ile

Ercan

Havalimanı

arasında

uçakları

çalıştıralım.

Mavi

Vatan’daki

ekonomik

kaynakları

değerlendirelim.

İstanbul’dan,

Samsun’dan,

Trabzon’dan,

Sohum’a

deniz

yollarını

açalım.

İşte

çözüm

buradadır.

ABD’ye

verilecek

yanıt

bu

eylemlerdedir.

Vatan

Partisi’nin

programı

budur

ve

bugünden

KKTC’nin

tanınması

için

dünya

çapında

önemli

adımlar

atmaktadır. Yaptığımız

görüşmelerde

saptadığımız

üzere,

Rusya

ve

Suriye’den

İran

ve

Çin’e

kadar

çok

sayıda

ülke,

ABD’nin

Kıbrıs’ı

bir

üs

haline

getirmesine

karşı

duyarlıdır.

Çünkü

Kıbrıs,

Hürmüz

Boğazı’na

kadar

çok

geniş

bir

alanı

tehdit

eden

ve

batmayan

bir

uçak

gemisidir.

Burada

ABD

planını

bozan,

KKTC’nin

varlığıdır,

Türk

Ordusudur

ve

donanmasıdır.

Vatan

Partisi,

işte

bu

gerçekler

zemininde

Karadeniz’den

Akdeniz

ve

Hint

Okyanusuna

kadar

bir Dostluk

ve

Barış

Planı ilan

etti.

Bu

plan

çok

olumlu

karşılandı. 

Türkiye

bu

büyük

kararların

eşiğine

gelmiştir.

Vatan

Partisi,

önümüzdeki

süreçte

Üreticilerin

Milli

Hükümetinde

anahtar

parti

olarak

yer

alacak

ve

Türkiye’nin

bu

zorlu

süreçten

çıkışına

önderlik

edecek

tek

partidir. 

Paylaş: