/
/

Yangın bozgunculuğuna cevap

Yangın bozgunculuğuna cevap

Vatan

Partisi

Genel

Sekreteri

Sayın

Özgür

Bursalı,

6

Ağustos

2021

Cuma

günü

Genel

Merkezde

düzenlenen

basın

açıklamasında,

Türkiye’ye

yönelik

başlatılan

yeni

tip

savaşa,

yangın

mücadelesine

karşı

yaratılan

bozguncu

iklime

ve

yalanlara

dair

partisinin

görüşlerini

açıkladı

ve

Türkiye’nin

zorluklardan

çıkışı

için

önerilerini

paylaştı.

ÖZETLER

  • ABD,

    Türkiye’ye

    yönelik

    yeni

    tipte

    bir

    savaş

    başlatmıştır.

    Bu

    saldırı

    doğrudan

    doğruya,

    Türkiye’nin

    ekonomisine,

    turizmine,

    tarımına

    yapılmıştır.

    Biden

    yangınlarının

    hedefi

    Türkiye’dir.

    Biden’ın

    24

    Nisan’da

    Türkiye’yi

    “soykırımcı”

    ilan

    ederek

    öttürdüğü

    hücum

    borusu,

    bugün

    orman

    yangınlarıyla

    devam

    etmektedir.

  • ABD’nin

    bu

    yeni

    tip

    savaşta

    kullandığı

    alet

    PKK’dır,

    HDP’dir,

    FETÖ’dür.

    Vatan

    Partisi

    ilk

    günden

    beri

    bu

    yangınları

    çıkaran

    merkezin

    ABD

    olduğunu,

    kundakçıların

    da

    PKK-HDP

    olduğunu

    milletimize

    ilan

    etmiştir.

  • Bu

    yangınların

    bir

    amacının

    da

    cephede

    birliği

    ve

    disiplini

    bozmak,

    çeşitli

    kışkırtmalar

    yaratmak

    olduğu

    çok

    açıktır.

    Başta

    CHP,

    HDP

    ve

    İYİ

    Parti’nin

    yöneticileri

    kundakçıların

    cephesinden,

    yangınları

    söndürmek

    için

    değil,

    harlamak

    için

    görev

    yapıyorlar.

    Türkiye’nin

    mücadelesini

    zaafa

    uğratmak,

    yıpratmak,

    itibarsızlaştırmak

    için

    her

    türlü

    yönteme

    başvuruyorlar.

  • Karamsarlık,

    yıkıcılık,

    çaresizlik

    propagandası

    bozguncuların

    en

    büyük

    sermayeleridir.

    Evi,

    bahçesi,

    hayvanları

    yanan

    Milletimizin

    gözyaşlarıyla,

    bozguncuların

    gözyaşları

    aynı

    değildir.

    Ağlayarak

    savaşılmaz

    ve

    ağlamak

    için

    savaşılmaz.

  • “Help

    Turkey”

    operasyonu,

    “Asker

    yok,

    TOMA

    yok”

    yalanı,

    “Hava

    desteği

    yok”

    yalanı,

    “Ormanlar

    imara

    açılacak”

    yalanı,

    “Termik

    Santral

    patlayacak”

    yalanı

    kanıtlarıyla

    ifade

    edilmiştir.

  • CHP

    Milas

    Belediye

    Başkanı

    Muhammet

    Tokat

    ve

    CHP

    Bodrum

    Belediye

    Başkanı

    Ahmet

    Aras,

    ormanlarımızı

    yakan

    PKK’nın

    partisi

    HDP

    ile

    yangının

    orta

    yerinde

    kol

    kola

    fotoğraf

    vermiştir.

    CHP-HDP-İYİP

    İttifakı

    bir

    kez

    daha

    sahnededir.  Bozguncular

    bu

    fotoğrafta

    birleşmiştir.

  • Ulusal

    Kanal

    ve

    Aydınlık

    Gazetesi

    dışında

    tüm

    medyanın

    yayın

    değil

    yaygara

    yaptığı

    gözüküyor.

    Karşı

    karşıya

    olduğumuz

    tehditlerin

    saptanması,

    doğru

    bilgi,

    doğru

    yorumlar,

    sorumlu

    yayıncılık

    anlayışı,

    yalnızca

    Ulusal

    Kanal

    ve

    Aydınlık

    Gazetesi’yle

    topluma

    ulaşmaktadır.

    Çünkü

    bir

    tek

    Ulusal

    Kanal

    ve

    Aydınlık

    savaş

    cephesindedir.

  • Kamu

    kurumlarımızın

    işlevsizleşmesi,

    stratejik

    alanlarda

    ve

    yangın

    söndürme

    özelinde

    kendi

    imkanlarımız

    yerine

    özel

    tedarikçilere

    mahkûm

    kalmamız,

    büyük

    tehditler

    karşısında

    zaman

    kaybetmemiz,

    bu

    sürecin

    önümüze

    getirdiği

    büyük

    derslerdir.

    Özelcilik

    sistemi

    bütün

    dünyada

    çökmektedir.

    Kamuculuk

    yükselmektedir.

  • Tehdit

    büyük

    ve

    çok

    boyutludur.

    Türkiye’nin

    yangını

    bugün

    gördüklerimizden

    daha

    büyüktür.

    Karadeniz’den

    Suriye

    ve

    Irak’ın

    kuzeyinde

    kadar

    dizilen

    dört

    yanımızdaki

    ABD

    üsleri,

    Suriye’nin

    kuzeyindeki

    PKK

    varlığı,

    Doğu

    Akdeniz’deki

    geleceğimiz,

    KKTC’nin

    dünyaya

    tanıtılması,

    Üretim

    Ekonomisinin

    kurulması

    Türkiye’nin

    ertelenemeyecek,

    yakıcı

    görevleridir.

  • Hiçbir

    parti

    bu

    sürecin

    altından

    tek

    başına

    kalkamaz.

    Bu

    süreç

    doğru

    bir

    program,

    bütünsel

    bir

    strateji

    ve

    onu

    uygulayacak

    kararlı

    bir

    hükümet

    gerektirmektedir.

    Aynı

    zamanda

    bu

    hükümet

    milleti

    seferber

    edecek,

    devlet

    ve

    toplum

    disiplinini

    sağlayacak,

    zorluklara

    göğüs

    gerecek

    bir

    iradeye

    sahip

    olmalıdır. 

  • Vatan

    Partisi

    başta

    olmak

    üzere

    Türkiye’nin

    bütün

    milli

    güçleriyle

    kurulacak

    bir

    Üreticilerin

    Milli

    Hükümeti,

    yarına

    ertelenemeyecek

    bir

    görevdir.

    Sayın

    Cumhurbaşkanı,

    tarihsel

    bir

    sorumluluk

    içindedir. 

Aziz

Milletimiz

Değerli

Basın

Mensupları

ABD,

Türkiye’ye

yönelik

yeni

tipte

bir

savaş

başlatmıştır.

Yeni

tip

olmasının

altını

çiziyoruz,

dünya

tarihine

de

böyle

geçecektir.

200’ü

aşkın

noktada

mücadele

ettiğimiz

yangınlar

iklim

koşullarından,

izmaritlerden,

mangallardan

çıkmamıştır.

Bu

saldırı

doğrudan

doğruya,

Türkiye’nin

ekonomisine,

turizmine,

tarımına

yapılmıştır.

İlan

ediyoruz;

Hedef

Türkiye’dir.

Bu

yangınlar,

Biden

yangınlarıdır!

Türkiye’yi

yakmak

istiyorlar.

Türkiye

ekonomisine

yönelik

çeşitli

finansal

merkezlerden

beklediğimiz

saldırılar,

orman

yangınlarıyla

gelmiştir. 

ABD’nin

bu

yeni

tip

savaşta

kullandığı

alet

PKK’dır,

HDP’dir,

FETÖ’dür.

Eline

çakmağı

alanlar,

ormanlarımızı

yakanlar

PKK

ve

FETÖ

kumandasındaki

unsurlardır.

Kesin

deliller

mevcuttur.

Vatan

Partisi

ilk

günden

beri

bu

yangınları

çıkaran

merkezin

ABD

olduğunu,

kundakçıların

da

PKK-HDP

olduğunu

milletimize

ilan

etmiştir.

Milletimiz

de

bunun

bilincindedir. 

Türkiye

zorlu

bir

süreçten

geçiyor.

Askerimiz,

polisimiz,

korucumuz,

milletimiz

yıllardır

savaşıyor.

Yangınlar

bu

savaşın

yeni

bir

cephesidir.

Mehmetçiğe

sıkılan

kurşunla,

ormanlarımıza

dökülen

benzin

aynı

amaca

hizmet

etmektedir.  Ancak

Amerikan

silahlarıyla

başaramadıklarını,

kibrit

ve

çakmaklarla

da

başaramayacaklardır.

Biden’ın

24

Nisan’da

Türkiye’yi

soykırımcı

ilan

ederek

öttürdüğü

hücum

borusu,

bugün

orman

yangınlarıyla

devam

etmektedir.

Bu

yangınlar,

Soykırım

yalanları,

Amiral

bildirileri,

ekonomik

yaptırımlar,

Doğu

Akdeniz’deki

kışkırtmalar,

cephede

Türkiye’yi

kaosa

sürükleme

gibi

çabalarının

devamıdır.

Türkiye,

hükümetimiz,

milletimiz

karşı

karşıya

olduğu

tehditlerin

kaynağını

tespit

etmeli

ve

buna

göre

seferber

olmalıdır.

DESTANSI

MÜCADELEYİ

SELAMLIYORUZ

Bu

emperyalist

saldırıyı

bütün

boyutlarıyla

saptayan

Vatan

Partisi,

ilk

günden

beri

yangınla

mücadelenin

de

merkezindedir.

Yangın

bölgeleri

olan

Antalya,

Muğla,

Adana,

Mersin,

Hatay,

Aydın

ve

Denizli’de

il

örgütlerimiz,

il

başkanlarımız

ve

gençlik

örgütlerimiz

görev

başında,

cephede,

milletimizle

beraberdir. 

Alevlerin

ortasında

canla

başla

mücadele

eden

itfaiyecilerimizi,

orman

personellerimizi,

askerlerimizi,

pilotlarımızı,

köylülerimizi,

gençlerimizi,

kadınlarımızı,

emek

veren

herkesi

selamlıyoruz.

Hepsi

milletimizin

büyük

dayanışma

gücüyle,

diğerkamlıklarıyla,

üstün

fedakârlık

duygularıyla

ve

iyimserliğiyle

destan

yazıyorlar.

Sadece

yangın

bölgeleri

değil,

ülkemizin

dört

bir

yanındaki

insanlarımızın

kalbi

bu

mücadele

için

çarpıyor.

Bu

manzara

Türk

Milletinin

büyük

erdemlerini

ve

sarsılmaz

birlikteliğini

bir

kez

daha

dosta

düşmana

göstermektedir.

BOZGUNCULAR

YANGINA

BENZİNLE

GİDİYOR

Bu

yangınların

bir

amacının

da

cephede

birliği

ve

disiplini

bozmak,

çeşitli

kışkırtmalar

yaratmak

olduğu

çok

açıktır.

Yangınların

pususunda

olanlar

harekete

geçmişlerdir.

Savaş

devam

ederken,

bozguncular

yangınların

üzerine

benzinle

gitmektedirler.

Başta

CHP,

HDP

ve

İYİ

Parti’nin

yöneticileri

kundakçıların

cephesinden,

yangınları

söndürmek

için

değil,

harlamak

için

görev

yapıyorlar.

Türkiye’nin

mücadelesini

zaafa

uğratmak,

yıpratmak,

itibarsızlaştırmak,

ayağına

çelme

takmak

için

her

türlü

yönteme

başvuruyorlar.

Daha

önce

“büyük

felaketler

olsun,

seller,

depremler,

yangınlar

olsun,

hükümet

devrilsin”

diyerek

açıkça

niyetlerini

belli

eden

sözümona

gazetecileri

Milletimiz

hatırlayacaktır.

Şimdi

de

ateşleri

söndürmek

için

değil,

yükseltmek

görev

başındalar.

Biden

planlarının

içinde

devlete,

millete,

topluma

ve

doğaya

da

düşman

oldular.

Yeter

ki

Türkiye

içine

girdiği

savaşı

kaybetsin,

diz

çöksün

ve

teslim

olsun. 

ATLANTİK

GÖZYAŞLARI-MİLLETİN

GÖZYAŞLARI

Karamsarlık,

yıkıcılık,

çaresizlik

propagandası

bozguncuların

en

büyük

sermayeleridir.

Yürekleri

bu

milletle

çarpmamaktadır.

Dertleri

millet

değildir,

ormanlarımız

değildir.

Alevlerin

içinde

döktükleri

timsah

gözyaşları,

o

yangınları

söndürmeyecektir. 

Evi,

bahçesi,

hayvanları

yanan

Milletimizin

acılarıyla,

gözyaşlarıyla,

bozguncuların

gözyaşları

aynı

değildir.  Milletimiz

yürekten

ağlar,

Asyalılar

yürekten

ağlar.

Ancak

Atlantikçiler

filmlerde

ağlar,

kurgularla,

senaryolarla

ağlar. 

Milletimizin

gözyaşlarında

dahi

kararlılık

vardır.

Bozguncuların

gözyaşları

ise

milleti

kandırmak

içindir,

karamsarlık

yaymak

içindir.

Ağlayarak

savaşılmaz

ve

ağlamak

için

savaşılmaz. 

Cephede

Mehmetçiğimiz

umutla

savaşıyor.

Yenileceğiz

diye

haykıran

tek

bir

Mehmetçik

göremezsiniz.

Yanacağız

diye

alevlerin

arasına

atlayan

tek

bir

itfaiyeci

bulamazsınız.

Boğulacağım

diye

dumanlara

atılan

tek

bir

ormancı

yoktur.

Atatürk

bu

millete

ölmeyi

emrederken

dahi

iyimserdi

ve

kararlıydı.

İstiklal

Savaşı

da

bu

tavırla

kazanıldı. 

Sosyal

medyada

profesyonel

fotoğrafçılarıyla

yanan

ormanları

arkalarına

alarak,

elleri

başlarında

poz

verenler

Türk

Milletine

önderlik

edemezler.

Girdikleri

hiçbir

savaşı

da

kazanamazlar.

Yangını

çıkaran

ABD’ye,

kibriti

çakan

PKK’ya

tek

söz

edemeyenler,

kundakçıya

yardakçı

olmaktadırlar.

İşte

bozgunculuklarının

ve

yalanlarının

bazı

belgelerini

sunuyoruz.

Bu

sunacaklarımız

da

savaşın

bir

boyutudur.

“HELP

TURKEY”

OPERASYONU

1-

Emperyalizm,

sosyal

medya

ordularıyla

başlattığı

“helpturkey”

etiketini

servis

etti

ve

bu

çağrı

gündeme

oturdu.

Tamamen

Türkiye’yi

aciz

göstermek

için

kurgulanan

bu

etiketin

%71’inin,

yani

2

milyon

adedinin

sahte

hesaplardan

atıldığı

tespit

edilmiştir.

Yine

aynı

etiketi

taşıyan

tivitlerin

%25’inin

de

ABD’den

atılması,

operasyonun

merkezini

göstermektedir.

Henüz

7

noktada

yangın

varken,

60

Merkezde

yangın

olduğu

yalanıyla

yayılan

paylaşımlar,

tek

merkezden

yönetilmiştir.

İyi

niyetlerle

bu

etikete

destek

veren

yurttaşlarımızı

ayırıyoruz

ve

uyarıyoruz.

Ancak

bir

kasıtla

bu

kampanyaya

sarılan

bozguncuların

bilinçleri

ve

ruhları

tamamen

bu

milletten

kopmuştur. 

Günlerdir

milli

imkanlarımızla

verdiğimiz

büyük

mücadeleye

dair

duyarlılığı

olmayanların,

İspanyol

uçaklarının

gelişine

nasıl

heyecanlandıklarını

ve

nasıl

bir

aşkla

bağlandıklarını

acıyarak

izliyoruz. 

Benzer

yöntemlerle

yürüyen

“Global

Call”

operasyonu

da

aynı

oyunun

bir

parçasıdır.

Atlantik

işbirlikçileri,

Türkiye’yi

yakanları

yardıma

çağırıyor.

Ancak

ihanet

beceremez,

hainler

beceriksizdir.

Kimse

sosyal

medyadan

savaşı

kazanamaz.

Milletimiz

bu

bozguncu

ordusuna

da

geçit

vermeyecektir.

Türkiye’de,

İran’da,

Suriye’nin

kuzeyinde,

Karabağ’da,

Batı

Asya’da

yenilen

ABD’yi

sosyal

medya

orduları

kurtaramaz. 

“ASKER

YOK,

TOMA

YOK”

YALANI 

2-

İlk

günden

beri

Biden

tayfası

ve

medyası

yangın

alanlarında

asker

yok,

jandarma

yok,

TOMA

yok

diye

propaganda

yaptılar.

Hatta

bazı

köşe

yazarları,

Hükümetle

ordu

arasında

güvensizlik

olduğunu

yazarak,

tam

da

Rand

Corporation

raporlarına

uygun

şekilde

fitne

görevlerini

yerine

getirdiler. 

Oysa

Mehmetçiğimiz

ve

polisimiz

ilk

andan

itibaren

mücadelenin

içindeydi.

Yine

TSK’ya

ait

İHA’ların,

helikopterlerin,

çıkartma

gemilerinin,

çok

sayıda

itfaiye

ve

benzeri

araçların

yangın

bölgelerinde

görev

başında

olduğu

bilinmektedir.

Millî

Savunma

Bakanlığımız

mücadele

hattındaki

askerlerimizin

bilgilerini

kamuoyuna

sunarak

bu

çok

yönlü

fitneyi

bertaraf

etmiştir.

Hatay

İl

Başkanımız

Yunus

Özgür

Yıldırım,

yangını

söndürdükten

sonra

birliklerine

marşlar

söyleyerek

dönen

kahraman

askerlerimizin

görüntülerini

paylaşmıştır.

“HAVA

DESTEĞİ

YOK”

YALANI

3-

En

önemli

tartışmalardan

biri

de

hava

desteğine

dair

yapılan

tartışmalardır.

Özellikle

CHP’li

Belediye

Başkanlarının

ve

temsilcilerinin

bir

ağızdan

yaptıkları

uçak

ve

helikopter

yok

propagandasının

da

gerçek

dışı

olduğu

görülmektedir.

200’ü

aşkın

noktada

yangına

müdahale

ve

soğutma

çalışmaları

devam

ederken,

her

ateş

parçasına

anında

uçaklar

yetişememiş

olabilir.

Ancak

özellikle

Muğla’da

hem

uçaklar,

hem

helikopterler

çok

yoğun

bir

şekilde

yangınlara

müdahale

etmişlerdir.

Öyle

ki,

Bir

belediye

başkanı

uçak

yok

diye

ağlarken,

üstünden

uçak

geçiyor.

Canlı

yayınlarda

yalanları

sönmüştür. 

“ORMANLAR

İMARA

AÇILACAK”

YALANI

4-

CHP

Genel

Başkanı

Kemal

Kılıçdaroğlu,

yangınlarla

mücadele

sürerken,

yanan

alanların

imara

açılacağını

söyleyerek,

yeni

bir

yalan

ve

kışkırtma

peşindedir.

İnsanlar

kovalarla

su

taşırken,

hiçbir

gerçeğe

dayanamayan

bu

açıklama

bozgunculuk

değil

de

nedir?

Bu

çıkışların

devamında

hükümetin

bu

amaçla

bilerek

orman

yaktığını

belirtecek

kadar

çukura

batmışlardır.

Ormanları

yakan

müttefikleri

HDP-PKK’yı

kollamak

için

başvurmayacakları

yöntem

yoktur.

Oysa

yanan

alanlara

dair

bütün

gerçekler

anayasa

ve

kanunlarda

sabittir.

“TERMİK

SANTRAL

PATLAYACAK”

YALANI

5-

Özellikle

CHP

Muğla

Milletvekillerin

başını

çektiği

korku

yayma,

yalan

ve

karamsarlık

propagandası,

“yangınlar

termik

santrale

ulaşırsa

büyük

bir

patlama

yaşanır

ve

infial

olur”

açıklamalarıyla

başta

bölge

halkında

bütün

milletimizde

paniğe

yol

açtılar.

Özellikle

bu

açıklamaları

yapan

milletvekilleri,

anlattıklarının

gerçek

olmadığını

en

iyi

bilen

kişilerdendir.

Günler

öncesinde

patlayıcı

tüm

maddeler

santralden

tahliye

edilerek,

tüm

tedbirler

alınmıştır.

5

Gündür

Termik

Santral

yanacak

diyorlardı,

bugün

termik

santralde

ufak

hasarlar

dışında

hiçbir

problem

yoktur.

Buna

rağmen

kameralar

karşısında

bilime

ve

mantığa

tamamen

aykırı

olan

bu

açıklamaları

yapmak,

ancak

milletten

tamamen

kopmuş,

bozgunculuğa

batmış

ve

kendi

kişisel

hesaplarını

her

şeyin

ötesine

koyan

bir

anlayışla

mümkün

olabilir. 

BOZGUNCULUĞUN

FOTOĞRAFI

İşte

bütün

bu

bozguncu

iklimi

doğuran

asıl

neden,

6

Ağustos

günü,

(dün)

HDP

Genel

Başkanı

ve

heyetinin

Milas

ve

Bodrum

Belediyesi’ni

ziyaret

ederek

verdiği

fotoğrafta

bir

kez

daha

milletimizin

önüne

serilmiştir.

CHP’li

Milas

Belediye

Başkanı

Muhammet

Tokat

ve

CHP’li

Bodrum

Belediye

Başkanı

Ahmet

Aras,

ormanlarımızı

yakan

PKK’nın

partisi

HDP

ile

yangının

orta

yerinde

kol

kola

fotoğraf

vermiştir.

CHP-HDP-İYİP

İttifakı

bir

kez

daha

sahnededir. 

Yakanlar

bu

fotoğraftadır.

Kibritler,

çakmaklar

bu

fotoğraftadır.

Benzin

bu

fotoğraftadır.

Türkiye’yi

yakmak

isteyen

Biden

ittifakının

ve

bozguncuların

birleştiği

fotoğraftır.

Mehmetçiğimize

kurşun

sıkan,

Türkiyemizi

bölmek

isteyen,

ormanlarımızı

yakan

HDP-PKK’nın

temsilcileriyle

söndürülecek

bir

yangın

yoktur. 

Ormanlarımızı

kim

yakıyor?

Kim

bu

yangınların

yayılmasını

istiyor?

Yangınları

kim

fırsata

çevirmeye

çalışıyor?

Kimin

yüreği

düşmanla

çarpıyor?

Bütün

soruların

yanıtı

bu

fotoğraftadır.

YAYIN

DEĞİL

YAYGARA

Ulusal

Kanal

ve

Aydınlık

Gazetesi

dışında

tüm

medyanın

yayın

değil

yaygara

yaptığı

gözüküyor.

Yaygaraların

içinde

hakikatler

gizleniyor.

Yaygaranın

gürültüsünde

bozgunculuk

yükseliyor.

Karşı

karşıya

olduğumuz

tehditlerin

saptanması,

doğru

bilgi,

doğru

yorumlar,

sorumlu

yayıncılık

anlayışı,

yalnızca

Ulusal

Kanal

ve

Aydınlık

Gazetesi’yle

topluma

ulaşmaktadır.

Çünkü

bir

tek

Ulusal

Kanal

ve

Aydınlık

savaş

cephesindedir.

Türkiye’nin

büyük

yangınlarını

görmektedir.

Atlantik

iklimini

yarıp

milletimize

hakikati

götürecek

başka

bir

adres

bulunmamaktadır.

ABD’ye

karşı

savaş

cephesinde

olan

hükümetin

de

böyle

bir

milli

yayıncılığı

örgütleyemediğini

görüyoruz. 

YAKICI

GÖREV:

ÜRETİCİLERİN

MİLLİ

HÜKÜMETİ

AK

Parti

hükümeti

yangınla

mücadele

anlamında

tüm

imkanlarını

seferber

etse

de,

Türkiye’ye

yönelik

tehditlerin

boyutlarını

görmekte

yetersiz

kalmaktadır.

İlgili

kamu

kurumlarımızın

işlevsizleşmesi,

stratejik

alanlarda

ve

yangın

söndürme

özelinde

kendi

imkanlarımız

yerine

özel

tedarikçilere

mahkûm

kalmamız,

büyük

tehditler

karşısında

zaman

kaybetmemiz,

bu

sürecin

önümüze

getirdiği

büyük

derslerdir.

Ayrıca

milletimizle

duygu

birliğini

zedeleyen,

karşı

tarafa

fırsat

veren

çay

dağıtma

görüntüleri

de

yanlıştır.

Sadaka

ekonomisinin

kalıntıları

ve

getirdiği

alışkanlıklar

iflas

etmektedir.

Özelcilik

bütün

dünyada

çökmektedir.

Planlı

bir

kamuculuk,

Türkiye’nin

ve

dünyanın

geleceğidir. 

 Bütün

bu

eleştirilerimizi

de

Türkiye’ye

karşı

sorumluluklarımız

cephesinden

yapacağız. Savaş

devam

ederken,

savaşı

baltalamak

için

yapmayacağız. 

Tehdit

büyük

ve

çok

boyutludur.

Türkiye’nin

yangını

bugün

gördüklerimizden

daha

büyüktür.

Karadeniz’den

Suriye

ve

Irak’ın

kuzeyine

kadar

dizilen

dört

yanımızdaki

ABD

üsleri,

Suriye’nin

kuzeyindeki

PKK

varlığı,

Doğu

Akdeniz’deki

geleceğimiz,

KKTC’nin

dünyaya

tanıtılması,

Üretim

Ekonomisinin

kurulması

Türkiye’nin

ertelenemeyecek,

yakıcı

görevleridir.

Hiçbir

parti

bu

sürecin

altından

tek

başına

kalkamaz.

Bu

süreç

doğru

bir

program,

bütünsel

bir

strateji

ve

onu

uygulayacak

kararlı,

güçlü

bir

hükümet

gerektirmektedir.

Aynı

zamanda

bu

hükümet

milleti

seferber

edecek,

devlet

ve

toplum

disiplinini

sağlayacak,

zorluklara

göğüs

gerecek

bir

iradeye

sahip

olmalıdır.

Kaybedilecek

zamanın,

ülkemize

maliyeti

büyük

olacaktır. 

Türkiye

bu

yangınlara

köklü

çözümlerle

ve

Üretim

Devrimiyle

yanıt

verecektir.

Bu

yanıtı

verebilmek,

büyük

yangınları

dindirebilmek

için

Vatan

Partisi

başta

olmak

üzere

Türkiye’nin

bütün

milli

güçleriyle

kurulacak

bir

Üreticilerin

Milli

Hükümeti,

yarına

ertelenemeyecek

acil

görevdir.

Türkiye

ancak

böyle

bir

hükümetle

içinde

bulunduğu

savaştan

başarıyla

çıkar

ve

aydınlıklara

ulaşır.

Bu

hükümeti

kurmaya

yetkili

olan

Sayın

Cumhurbaşkanı,

tarihsel

bir

sorumluluk

içindedir. 

Vatan

Partisi

Üreticilerin

Milli

Hükümeti

için

hazırdır.

Türkiye’yi

yönetecek,

Türkiye’yi

bu

yangınlardan

ve

zorluklardan

çıkaracak

program,

strateji,

kadrolar

Vatan

Partisi’nde

mevcuttur.

Türkiyemizin

geleceği

aydınlıktır.

Paylaş
Paylaş: