Vatan
Partisi
Genel
Sekreteri
Özgür
Bursalı
bugün
(21
Eylül
2021
Salı)
Genel
Merkezde
bir
basın
toplantısı
düzenleyerek
CHP’nin
Mavi
Vatan’ı
yayılmacı
ilân
eden
ve
HDP’yi
Meşru
muhatap
gösteren
açıklamalarına
yanıt
verdi
ve
104
Emekli
Amirale
ilişkin
partisinin
görüşlerini
açıkladı.
ÖZETLER
- Cumhuriyet
Halk
Partisi
uzun
süredir,
Atlantik
mevzilerinde
üstlendiği
Türkiye
karşıtı
yıkıcı
programını
ve
eylemlerini,
karadan
ve
denizden
sürdürmektedir.
Mavi
Vatana
düşmanlık
ve
“Kürt
sorununda
HDP
Muhataptır”
çıkışları
CHP’nin
Biden
projelerindeki
görevini
bir
kez
daha
ortaya
koymuştur.
- Ünal
Çeviköz’ün
yaptığı
açıklama,
CHP’nin
açıklamasıdır.
Bu
ifadeler,
Parti
Sözcüsü
Faik
Öztrak
tarafından
da
“Kemal
Kılıçdaroğlu’nun
fikirleridir”
diyerek
sahiplenilmiştir.
CHP’nin
bütün
politikası
budur
ve
yeni
değildir.
- Mavi
Vatandan
vazgeçmek,
Ankara’dan
vazgeçmektir.
Diyarbakır’dan,
Edirne’den,
Konya’dan,
Muğla’dan
vazgeçmektir.
Nasıl
bu
vatan
toprakları,
bizimse
ve
tartışmasız
olarak
egemenliğimize
dahilse,
Mavi
Vatan’daki
deniz
yetki
alanlarımız
da
bizimdir.
- Türkiye,
2014’te
Vatan
Partisi
öncülüğünde
Silivri
Duvarlarını
yıkmasıyla
birlikte
ve
TSK’nın
24
Temmuz
2015’te
PKK’nın
üzerine
gitmesiyle
başlayan
süreçle
Atlantik
kampındaki
zincirlerini
kırmıştır.
Kılıçdaroğlu’nun
180
derece
tersine
çevirmek
istediği
dış
politika
budur.
- Savaşan
Ordumuza
karşı
imzalar
atan
Emekli
Amiraller,
Mavi
Vatan’la
savaşan
CHP’ye
karşı
dillerini
yutmuşlardır.
Çünkü
o
bildiri
bugün
CHP’nin
açıklamalarıyla
aynı
mevziden
yazılmıştır.
Bozguncu
bildirinin
Mavi
Vatan’ı
doğrudan
hedef
aldığı,
İç
cephede
kargaşa
yaratmayı,
Türk
Ordusuna
nifak
sokmayı
ve
moralini
bozmayı
amaçladığı
açıkça
gözükmektedir.
- CHP
ve
İYİ
Parti,
PKK’yı
yasallaştırmaktadır.
Kemal
Kılıçdaroğlu’nun
ve
Meral
Akşener’in
muhatap
olarak
HDP’yi
alması,
PKK’yı
muhatap
almasıdır.
HDP,
PKK’nın
kolu
ve
bacağıdır.
Kılıçdaroğlu’na
yanıt
veren
HDP
yöneticisi
Sezai
Temelli
de
bu
gerçeği,
muhatap
İmralı’dır
diyerek,
CHP’ye
PKK’nın
partisi
olduklarını
doğrudan
hatırlatmıştır.
- CHP’nin
içindeki
vatansever,
Atatürkçü
insanlarımıza
sesleniyoruz.
Ayakları
bu
topraklara
basan,
yüreği
Türk
Milletinden
yana
olan,
kalbi
Mehmetçikle
çarpan
hiçbir
Atatürkçü
ve
hiçbir
vatansever
CHP’de
bir
dakika
dahi
kalamaz,
kalmamalıdır.
Üretenlerin
ve
Mavi
Vatan’ın
Partisi,
Vatan
Partisi’dir.
Aziz
Milletimiz
Değerli
Basın
Mensupları
Cumhuriyet
Halk
Partisi,
uzun
süredir
Atlantik
mevzilerinde
üstlendiği
Türkiye
karşıtı
yıkıcı
programını
ve
eylemlerini,
karadan
ve
denizden
sürdürmektedir.
Karadan,
HDP-PKK
ve
FETÖ
ile
kol
kola
giriyor.
Denizden,
ABD
ve
İsrail
ile
Mavi
Vatan
düşmanlığı
yapıyor.
Son
günlerde,
CHP
Genel
Başkanı
Kemal
Kılıçdaroğlu’nun
“Kürt
sorunun
çözümü
meşru
HDP’dir”
açıklaması
ve
yine
CHP
İstanbul
Milletvekili
ve
Genel
Başkan
Başdanışmanı
Ünal
Çeviköz’ün,
“Mavi
Vatan
saldırgandır
ve
yayılmacıdır”
ifadeleri,
CHP’nin
Biden
projelerindeki
görevini
bir
kez
daha
ortaya
koymuştur.
Öncelikle
Ünal
Çeviköz’ün
yaptığı
Mavi
Vatan
düşmanı
açıklama,
Çeviköz’ün
değil,
CHP’nin
açıklamasıdır.
Bu
ifadeler,
Parti
Sözcüsü
Faik
Öztrak
tarafından
da
“Kemal
Kılıçdaroğlu’nun
fikirleridir”
denilerek
sahiplenilmiştir.
CHP’nin
bütün
politikası
budur
ve
yeni
değildir.
Mavi
Vatandan
vazgeçmek,
Ankara’dan
vazgeçmektir.
Diyarbakır’dan,
Edirne’den,
Konya’dan,
Muğla’dan
vazgeçmektir.
Nasıl
bu
vatan
toprakları,
bizimse
ve
tartışmasız
olarak
egemenliğimize
dahilse,
Mavi
Vatan’daki
deniz
yetki
alanlarımız
da
bizimdir.
Mavi
Vatan
geleceğimizdir.
Mavi
Vatan’a
düşmanlık,
Türkiye’ye
düşmanlıktır.
Zaten
CHP,
Diyarbakır’dan
vazgeçtiği
için
Mavi
Vatan’dan
da
vazgeçmiştir.
O
yüzden
HDP-PKK
ile
kol
kola
girmektedir
ve
FETÖ’nün
mağdurlarını
sahiplenmektedir.
Görevleri
budur.
Hükümet
olma
projeleri
budur.
Mehmetçiğimiz,
donanmamız,
Doğu
Akdeniz’de
ABD,
İsrail,
Fransa,
Yunanistan
gemilerine
karşı,
Nemesis
ve
Noble
Dina
tatbikalarına
karşı
kararlılıkla
bayrak
gösterirken,
CHP
düşman
gemilerinden,
Mehmetçiğimize
ateş
açmaktadır.
CHP,
Mavi
Vatanını
savunan
Mehmetçiğimizi
işgalci
ve
yayılmacı
ilân
etmiştir.
CHP,
yakın
zamanda
ticaret
gemimizi
işgal
eden,
eller
yukarı
diyen
NATO
gemisinin
tayfası
olduğunu
ilân
etmiştir.
Bu
açıklamalardaki
Ünal
Çeviköz’ün
imzasını
kapatın,
Yunanistan
Dışişleri
Bakanı
yazın,
ABD
Dışişleri
Bakanı
yazın,
İsrail
Dışişleri
Bakanı
yazın,
tam
yerine
oturacaktır.
Bu
devletlerin
hepsi,
Çeviköz’ün
ce
CHP
Yönetiminin
açıklamalarının
altına
imzalarını
atarlar.
CHP
yönetiminin,
Türk
Milletiyle
en
ufak
bir
bağı
kalmamıştır.
Türk
Milletine
yabancılaşmışlardır.
Bu
beyanatların
Milletimizde
karşılığı
olmayacağı
kesindir.
O
halde
CHP,
bağlandığı
emperyalist
merkezlerin,
önüne
koyduğu
görevleri
ifa
etmektedir.
O
görevler
Rand
Corporation
raporlarında
açıkça
yazılmıştır.
Kemal
Kılıçdaroğlu
Yunanistan’da
seçime
girecek
bir
partinin
Genel
Başkanı
olsa,
bu
açıklamalarla
iktidar
olur.
CHP’nin
ve
Biden
tayfasının
Türk
Milletiyle
birleşme
ve
iktidar
olma
şansı
sıfırdır.
Böyle
bir
iktidar
değişikliği,
ancak
15-16
Temmuz’da
denedikleri
gibi
Ankara
işgal
edilebilirse
mümkün
olacaktır.
Bunun
mümkün
olmayacağı
Türk
Devleti,
Türk
Ordusu
ve
Türk
Milleti
tarafından,
o
planlar
ezilerek
ve
tarihe
gömülerek
kanıtlanmıştır.
CHP’NİN
180
DERECELİK
AÇISI
CHP
Genel
Başkanı
Kemal
Kılıçdaroğlu,
yakın
zamanda
Türkiye’nin
dış
politikasını
180
derece
tersine
çevireceğiz
ifadesini
kullanmıştı.
2014’te
Vatan
Partisi
öncülüğünde
Silivri
Duvarlarının
yıkılması
ve
TSK’nın
24
Temmuz
2015’te
PKK’nın
üzerine
gitmesiyle
başlayan
süreç,
Atlantik
kampındaki
zincirlerimizi
kırmıştır.
Arkasından,
15-16
Temmuz
ABD-FETÖ
Darbesinin
ezilmesi,
Gladyonun
hapislere
atılması
ve
İkinci
İsrail
Planının
bozguna
uğratılması,
bir
NATO
üyesi
ülke
için
tarihi
başarılardır.
Türkiye
bu
süreçte
emperyalizmle
karşı
karşıya
gelmiş,
savaşmış
ve
bağımsızlaşmıştır.
Kılıçdaroğlu’nun
180
derece
tersine
çevirmek
istediği
dış
politika
budur.
Derecenin
oku
Asya
yönündedir.
Kılıçdaroğlu
O’nu
Atlantik’e
çevirmek
için
görev
başındadır.
Yapılan
açıklamalar
şaşırtıcı
değildir.
Türkiye,
İkinci
İsrail
planını
bozguna
uğratmak
için
Suriye’ye
girerken,
CHP,
“ne
işimiz
var
o
bataklıkta”
diyerek
itiraz
etmiştir.
Yine
CHP’nin
ittifak
ortağı
İYİP
ve
Meral
Akşener
de
“Suriye’ye
tosuncuklarınızı
yollayın”
demiştir.
Türkiye,
S-400
savunma
sistemini
alırken,
CHP
yöneticileri
NATO
adına
itiraz
etmiştir.
Mavi
Vatanımız
için
en
önemli
mevzilerden
biri
olan
Libya
ile
anlaşmaya
CHP
Milletvekilleri
red
oyu
vermişlerdir.
Azerbaycan,
kahraman
ordusuyla,
Türkiye’mizin
ve
Rusya’nın
da
desteğiyle
Karabağ’ı
işgalden
kurtartırken,
Azerbaycan’ın
karşısına
dikilmişlerdir.
Türkiye’nin
önümüzdeki
yüzyılda
stratejik
dostları
olan
Rusya,
İran
ve
Çin’e
karşı,
sistemli
bir
şekilde
düşmanlık
körüklemişlerdir.
ABD,
Afganistan’dan
kaçarken,
uçakların
kanatlarında
ve
tekerleklerinde
ABD
adına
ağıtlar
yakmışlardır.
CHP’nin
bütün
umudunu
bağladığı
Atlantik
iflas
etmiştir
ve
çürümüştür.
CHP,
yırtılan
Batı
Medeniyetinin
eteklerinde
çırpınmaktadır.
CHP’nin
iktidar
hayalleri,
emperyalistlere
teslim
etmek
istedikleri
Mavi
Vatanımızda
sulara
gömülecektir.
BOZGUNCU
EMEKLİLER
NEREDE?
Bir
süre
önce,
Montrö
Anlaşması’nın
tehlikede
olduğunu
iddia
eden
104
Emekli
Amiral,
tepeden
tırnağa
bozguncu
bir
bildiri
yayınlayarak
iç
cephede
bir
kışkırtmayı
ateşlemişlerdi.
Şimdi
Türk
Milletine
ve
kamuoyuna
soruyoruz:
O
sözüm
ona
“Mavi
Vatan
sevdalısı”
Emekli
Amiraller
nerede?
Türkiye’de
Mavi
Vatan
adına
yapılabilecek
en
düşmanca
açıklama
yapılırken,
Emekli
Amiraller
neden
bir
duyarlılık
göstermiyor?
Neden
imzalanacak
metinler
yazamıyorlar?
Kahramanca
savaşan
Ordumuza
karşı
imzalar
atan
Emekli
Amiraller,
Mavi
Vatan’la
savaşan
CHP’ye
karşı
dillerini
yutmuşlardır.
Çünkü
o
bozguncu
bildiri,
CHP’nin
açıklamalarıyla
aynı
mevziden
yazılmıştır.
Bu
bozguncu
Amirallerin
derdinin
Mavi
Vatan
olmadığı,
bugün
bir
kez
daha
ortaya
çıkmıştır.
Zaten
bir
imzacı
Emekli,
Montrö’yü
bahane
olarak
kullandıklarını
da
itiraf
etmişti.
İşte
o
bozguncu
bildirinin
aslında
Mavi
Vatan’ı
doğrudan
hedef
aldığı,
İç
cephede
kargaşa
yaratmayı,
Türk
Ordusuna
nifak
sokmayı
ve
moralini
bozmayı
amaçladığı
açıkça
gözükmektedir.
O
CFR
Bağlantılı
Emekliler,
Türkiye
terörle
mücadele
ederken
imza
toplamadılar.
O
Emekliler,
HDP-PKK’ya
karşı
bir
duyarlılık
göstermediler.
O
Emekliler,
Türkiye’nin
dört
biryanını
kuşatan
ABD
üslerine
karşı
tek
cümle
kurmadılar.
Bu
açıklamalara
verilecek
tepkiler,
birtakım
yüzer
geçer
cümlelere
sığdırılamaz.
CHP’nin
Mavi
Vatan
düşmanlığına
cepheden
tepki
gösteren
ve
Türkiye’yi
savunan
vatansever
Amirallerimizi
kutluyoruz.
CHP
ve
İYİ
PARTİ,
PKK’YI
YASALLAŞTIRIYOR
CHP
yalnız
dış
politikada
değil,
iç
politikada
da
180
derece
değişiklik
yapmak
istemektedir.
Kemal
Kılıçdaroğlu’nun
muhatap
olarak
HDP’yi
kabul
etmesi,
PKK’yı
muhatap
almasıdır.
HDP
ile
çözülecek
hiçbir
sorun
yoktur.
HDP,
PKK’nın
kolu
ve
bacağıdır.
Kılıçdaroğlu’na
yanıt
veren
HDP
yöneticisi
Sezai
Temelli
de
bu
gerçeği,
muhatap
İmralı’dır
diyerek,
CHP’ye
PKK’nın
partisi
olduklarını
doğrudan
hatırlatmıştır.
CHP’nin,
kapatılması
gereken
bu
terör
partisini
meşru
ilân
etmesi
de
Biden
senaryolarının
merkezine
oturmaktadır.
CHP,
HDP’yi
meşru
ilân
ederek,
aslında
PKK’yı
yasallaştırmaktadır.
ABD’nin
Türkiye’deki
aparatlarının
önüne
koyduğu
görev
budur.
İYİ
Parti
Genel
Başkanı
Meral
Akşener
de
HDP’yi,
Kürt
siyasi
hareketinin
temsilcisi
olarak
ilân
etmişti.
Son
olarak
İYİ
Parti
Grup
Başkanvekili
Musavat
Dervişoğlu
da
HDP’nin
TBMM’de
oturum
yönettiğini
ve
HDP’nin
meşru
olduğunu
ilân
etmiştir.
PKK’nın
bütün
yayın
organları
şu
an
Dervişoğlu’nu
alkışlamaktadır.
HDP,
İYİ
Parti’nin
de
varlık
nedenidir.
İYİ
Parti,
Milliyetçileri
MHP’den
kopararak,
CHP
üzerinden
PKK’nın
yanına
oturtmak
için
kurulmuş
bir
operasyon
partisidir.
CHP’nin
de
İYİ
Parti’nin
de
en
önemli
müttefiği
HDP-PKK’dır.
PKK
ancak,
silahın
muhatabıdır.
Mehmetçiğimizin,
polisimizin,
köy
korucumuzun
muhatabıdır.
PKK
silahla
ezilmiştir
ve
sorun
silahla
çözülmüştür.
Meclis’te
çözülecek
bir
sorun
yoktur.
CHP’nin
görevi,
yalnız
PKK’yla
kol
kola
girmek
değildir.
CHP,
FETÖ
için
de
can
simidi
konumundadır.
Devletten
temizlenen
FETÖ
ve
PKK
bağlantılı
KHK’lıları
yeniden
devlete
yerleştirmek,
hakkında
kesin
hüküm
bulunsa
dahi,
FETÖ’cüleri
içerden
çıkarma
sözünü
vermek,
Dersim’de
Atatürk’ü
katliamcı
ilan
etmek,
Biden
stratejisinin
bir
parçasıdır
ve
Türkiye’ye
düşmanlıktır.
ÜRETENLERİN
VE
MAVİ
VATAN’IN
PARTİSİ
Biden
Tayfası,
her
adımda
Atlantik
çukuruna
batmaktadır.
CHP
yönetimi
de
bu
çukurda
ABD’nin
yenilgilerini
paylaşacaktır.
CHP’nin
içindeki
vatansever,
Atatürkçü
insanlarımıza
sesleniyoruz.
Ayakları
bu
topraklara
basan,
yüreği
Türk
Milletinden
yana
olan,
kalbi
Mehmetçikle
çarpan
hiçbir
vatansever,
CHP’de
bir
dakika
dahi
kalamaz,
kalmamalıdır.
CHP
bu
siyasetleriyle
Atatürk’ün,
Türkiye’nin,
Mavi
Vatanımızın,
Mehmetçiğimizin
ve
Milletimizin
tam
karşısında
konumlanmaktadır.
CHP
bu
mevzide
intihar
etmiştir
ve
dönüşü
yoktur.
Başı
dik
ve
onurlu
insanlarımız
için
mücadele
edilecek
yegâne
parti,
Vatan
Partisi’dir.
Türkiye’yi
büyük
zorluklardan
çıkaracak
program
ve
birikim
Vatan
Partisi’ndedir.
Atatürk
ve
Mavi
Vatan
mücadelesi,
Vatan
Partisi’ndedir.
Partimiz,
Türkiye’nin
önündeki
zorlukları
gören
ve
o
zorlukları
aşacak
çözümleri
üreten
tek
partidir.
Dış
politikada,
Suriye’yle
işbirliği,
KKTC’nin
tanınması
için
seferberlik,
Şanghay
İşbirliği
Örgütüne
tam
üyelik,
Batı
Asya
güçleriyle
ve
gerçek
dostlarıyla
kucaklaşmak,
Doğu
Akdeniz’e
bu
ittifak
birikimini
taşımak
ve
bütünsel
bir
güvenlik
stratejisi
oluşturmak
yalnızca
Vatan
Partisi’nin
programında
vardır.
Üretim
Devrimiyle,
Üreticimizin,
sanayicimizin
soluk
alacağı
ve
güvenle
geleceğe
koşacağı
program
Vatan
Partisi’ndedir.
Tarlasını
ekemeyen,
traktörünü
haczettiren,
borca
batmış
köylümüzü
yeniden
efendi
yapacak,
Hükümete
taşıyacak
parti,
Vatan
Partisi’dir.
Büyük
ve
küçük
sanayicimize
Asya’nın
kapılarını
ve
ekonomik
olanaklarını
açacak
anahtar
Vatan
Partisi’ndedir.
Çağdaş
Türkiyemizi
geleceğe
umutla
taşıyacak
olan
birikimin
adı
Vatan
Partisi’dir.
Bu
program
ve
çözümlerimizle,
çığ
gibi
büyüyen
partimiz,
Üretenlerle
birlikte
İktidar
olacaktır.
Üretenlerin
Partisi
Vatan
Partisi,
Türkiye’yi
aydınlık
ufuklara
taşıyacaktır.


