/
/

Doğu Perinçek, Türkiye’nin NATO’ya girişinin 70. yılında açıkladı

Doğu Perinçek, Türkiye’nin NATO’ya girişinin 70. yılında açıkladı

Vatan

Partisi

Genel

Başkanı

Sayın

Doğu

Perinçek,

bugün

İstanbul

İl

Merkezi’nde

basın

toplantısı

yaparak,

Vatan

Partisi

Merkez

Karar

Kurulu’nun

“Türkiye’nin

Güvenliği

ve

NATO

Üzerine

Kararını

ve

Gerekçesi”ni

açıkladı. 

Perinçek,

şunları

belirtti:

Büyük

Türk

Milleti,

Yedi

İklimin

Büyük

İnsanlığı,

Değerli

Basın

Emekçileri,

Bugün

Vatan

Partisi

olarak

bütün

insanlığı

ilgilendiren

tarihî

bir

kararı

açıklıyoruz.

YARIN

TÜRKİYE’NİN

NATO’YA

GİRİŞİNİN

70.

YILI

Türkiye,

70

yıl

önce

18

Şubat

1952

günü

NATO’ya

üye

olmuştu. 

Vatan

Partisi

Merkez

Karar

Kurulu,

Ocak

ve

Şubat

ayında

yaptığı

toplantılarda

Türkiye’nin

70

yıllık

NATO

tecrübesini

değerlendirdi

ve “Türkiye’nin

Güvenliği

ve

NATO

Üzerine

Karar

ve

Gerekçesi”yi

oybirliğiyle

kabul

etti.

5

Şubat

2022

günü

aldığımız

tarihî

kararı

Türkiye

ve

dünya

kamuoyuna

açıklıyoruz.

ABD’NİN

NATO

ÜYELERİNİ

KONTROL

ÖRGÜTÜ

Önce

NATO’nun

işlevini

saptayalım.

NATO,

bir

savunma

örgütü

değildir.

NATO,

Daha

1960’larda

Fransa

Cumhurbaşkanı

De

Gaulle’ün

isabetle

vurguladığı

üzere

ABD’nin

NATO

üyelerini

kontrol

örgütüdür.

ABD,

bu

denetimi

NATO

devletleri

içinde

örgütlediği

yeraltı

örgütlenmesiyle

sağlamaktadır. 

TÜRKİYE’DEKİ

YERALTI

NATOSU: 

125

BİN

DEVLET

GÖREVLİSİ

NATO

en

etkili

yeraltı

faaliyetini

Türkiye’de

örgütledi.

Resmî

verilere

göre

bugüne

kadar

125

binden

fazla

FETÖ

ve

PKK

bağlantılı

unsur

Devlet

örgütünden

ihraç

edildi.

Bunların

25

bini

Türk

Silahlı

Kuvvetleri’nden,

30

bini

Emniyet

Örgütünden,

8

bini

jandarmadan,

10

bini

yargıdan

atıldı.

TÜRKİYE’NİN

70

YILLIK

NATO

BİLANÇOSU:

FAİLİ

MEÇHULLERİN

FAİLİ:

NATO

Bugün

eski

Jandarma

Genel

Komutanımız

Org.

Eşref

Bitlis’in

şehit

edilmesinin

29.

Yıldönümüdür.

24

Ocak

ise,

Uğur

Mumcu’nun

şehit

edilmesinin

28.

Yılıydı.

Türkiye’deki

Atatürk

Devrimcisi

sivil

ve

askerlerimizin

kırımı,

bir

NATO

bilançosudur.

6-7

Eylül

1955

tertibi,

12

Mart

1971,

12

Eylül

1980

darbeleri

ve

15-16

Temmuz

2016

kanlı

darbe

girişimi,

Türkiye’yi

hedef

alan

NATO

eylemleridir.

1980

darbesine

giden

süreçte

binlerce

gencimizim

birbirine

kırdırılması,

1

Mayıs

1977

Taksim,

Kahramanmaraş,

Erzincan,

Çorum

katliamları;

2

Temmuz

1993

günü

Madımak’ta

aydınlarımızın

yakılması

ve

hemen

üç

gün

sonra

Kemaliye

Başbağlar’da

köylülerimizin

kurşuna

dizilmesi,

hepsi

NATO

Gladyosu’nun

kanlı

tertipleridir.

PKK

Terör

Örgütünü

kuran

ve

silahlandıran,

ASALA

ve

JCAG

gibi

terör

örgütlerini

kullanarak

31’i

diplomat

58

vatandaşımızı

şehit

eden,

yine

NATO’dur. 

Son

70

yılın

bütün

“faili

meçhullerinin”

faili,

NATO’dur.

NATO,

en

son 2007-2014 yıllarında,

Fethullahçı

Gladyo

marifetiyle

düzenlediği

Ergenekon-Balyoz

tertipleriyle

tarihinin

en

etkin

operasyonunu

yürüttü,

binlerce

subayımızı

ve

Vatan

Partisi

yöneticileri

ile

millici

aydınlarımızı

hapse

attı.

Amaçları

Türkiye’yi

bölme

harekâtına

direnecek

TSK’yı

ve

Vatan

Partisi’ni

etkisiz

kılmaktı.

DIŞ

CEPHEDE

GÜNCEL

NATO

TEHDİDİ

Bugün

Türkiyemiz,

dış

cephede

ve

cephede

ABD’nin

silahlı

tehditleriyle

karşı

karşıyadır.  

ABD’nin Dedeağaç,

Kavala,

Selanik,

Larisa,

Stefanovikio

ve

Girit’teki

üslerine

yerleştirdiği

silahların

namluları

Türkiye’ye

bakıyor. Güney

Kıbrıs’taki

Agratur

ve

Dikelya

İngiliz

üsleri

de

NATO

üsleridir.

Suriye

ve

Irak’ın

kuzeyindeki

ABD

üslerinin

cephesi

de

Türkiye’ye

dönüktür

ve

PKK’yı

koruyor. 

ABD

ve

İsrail,

yanlarına

Yunan

ve

Güney

Kıbrıs

donanmalarını

alarak

Doğu

Akdeniz’de Noble

Dina ve Nemesis deniz

tatbikatlarıyla

ülkemize

yönelik

tehditlerini

yoğunlaştırdı. 

İÇ

CEPHEDE

NATO’NUN

YARATICI

YIKICILIK

GÜNDEMİ

ABD

ve

NATO,

aynı

zamanda

yıkıcılığı

örgütleyen

ve

ateşe

süren

güçtür.

Cumhurbaşkanımız

Tayyip

Erdoğan’ı

devirme

planlarını

ilan

etmektedirler.

ABD/NATO’nun

Türkiye’yi

hedef

alan

“Yaratıcı

yıkıcılık”

planları

Atlantik

medyasında

açık

açık

dillendiriliyor. 

CHP

yönetimi,

Anayasayı,

Anayasaya

göre

kurulan

hükümeti,

Anayasaya

dayanarak

yapılan

bütün

icraatları

ve

yargı

kararlarını

“gayrimeşru”

ilan

ederek,

ABD’nin

kaos

planlarını

meşrulaştırma

gayreti

içindedir. 

Siyaset

hayatına

Gladyo

Kraliçesi

kimliğiyle

dahil

olan,

Genelkurmaya

Gladyo

kulağı

yerleştiren,

Emniyet

İstihbaratı’nın

tepesine

FETÖ

şeflerini

oturtan

Meral

Akşener,

yine

aynı

görevlerle

sahnededir. 

PKK/HDP

ile

kol

kola

giren

CHP-İyi

Parti

Kumpanyası,

NATO

planları

içinde

görev

yapmaktadır.

2023

Seçimine

giden

süreçte

ABD

dışardan

ve

içerden

şiddet

dayatıyor.  

TÜRKİYE

NATO’DAN

ÇIKMALI

NATO’dan

ayrılmak,

ABD

tehditlerine

ve

tertiplerine

karşı

en

etkin

uygulamadır.

NATO’dan

kurtulan

Türkiye,

cephesini

birleştirir

ve

sağlamlaştırır,

Ekonomide

Kurtuluş

Savaşını

zafere

ulaştırır. 

NATO’dan

ayrılmak,

aynı

zamanda

Asya’ya

yönelişi

güçlendirir

ve

dış

cepheyi

pekiştirir.

NATO

üyeliğine

son

vermek,

millî

güvenliğimizin

gereği

olması

yanında,

ABD

tehdidiyle

karşı

karşıya

olan

ülkelere

güven

verecek

ve

Türkiye’nin

ittifak

birikimini

harekete

geçirecektir.

Türkiye’nin

NATO’ya

karşı

bağımsızlığını

ve

güvenliğini

savunmaya

yönelik

uygulamaları,

NATO

içindeki

çözülme

sürecini

hızlandıracak

ve

Dünya

Barışına

katkıda

bulunacaktır.

VATAN

PARTİSİ’NİN

NATO

KARARINDAN

BAŞLIKLAR

Askerî

Liseler

ve

Hastaneler

açılmalı,

Harp

Okulları

Kuvvet

komutanlıklarına

bağlanmalı.

Bedelli

askerliğe

son

verilmeli.

Türk

Silahlı

Kuvvetleri,

Emniyet

Teşkilatımız

ve

MİT,

ABD

ve

NATO

ideolojisiyle

değil,

Cumhuriyetimizin

millî

ideolojisiyle

eğitilmeli.

Türkiye,

savunma

ve

güvenliğini

millîleştirmek,

millî

kaynaklarla

güçlendirmek

ve

özgüveni

sağlamlaştırmak

yolunda

yürüttüğü

çabaları

kararlılıkla

sürdürmeli

ve

millî

savunma

sanayimizi

çağdaş

ölçülerde

geliştirmelidir. 

Millî

İnternet

Ağı

ve

uydu

sistemi

geliştirilmeli.

BM

İkiz

Sözleşmelerini

onaylayan

yasa

kaldırılmalı

ve

Avrupa

Yerel

Yönetimler

Özerklik

Şartı’ndaki

imzamız

çekilmeli.

2004

yılında

Anayasa’nın

90.

Maddesinde

yapılan

değişiklikle

uluslararası

antlaşmaları

anayasa

hükmü

düzeyine

çıkaran

hüküm

kaldırılmalıdır.

AİHM

kararlarını

Türk

yargısının

üzerinde

sayan

bütün

düzenleme

ve

uygulamalar

kaldırılmalıdır. 

HDP

kapatılmalı,

Kandil’e

beyaz

bayrak

çektirilmeli.

İncirlik

ve

Kürecik

üsleri

bütünüyle

Türk

Silahlı

Kuvvetleri’nin

denetimine

alınmalıdır.

Ege’de

Yunanistan’ın

karasularını

6

milin

üzerine

çıkarma

girişimlerinin

TBMM’nin

8

Ağustos

1995

tarihinde

aldığı

savaş

nedeni

(casus

belli)

sayılacağı

konusunda

kararın

her

durumda

uygulanması

için

gerekli

hazırlık

yapılmalıdır.

Ege’de

Türkiye

toprağı

olan

153

ada

ve

adacık

grubu

üzerindeki

yabancı

işgaline

son

verilmeli

ve

egemenliğimiz

fiilen

hayata

geçirilmelidir.

Doğu

Akdeniz’deki

silahlı

varlığımız

güçlendirilmeli

ve

Kıbrıs’ta

deniz

üssü

kurulmalıdır.

Türkiye

Doğu

Akdeniz’de

Münhasır

Ekonomik

Bölge

sınırlarını

derhal

ilan

etmelidir.

KKTC’nin

tanınması

için,

Türkiye

gibi

NATO

tehdidiyle

karşı

karşıya

olan

Karadeniz,

Akdeniz

ve

Umman

Denizi

ülkelerinden

başlayan

strateji

ve

eylem

planı

hayata

geçirilmelidir. 

Suriye

ile

her

alanda

acil

işbirliğine

gidilmelidir.

ABD’den

ve

komşularımızdan

Türkiye’yi

kuşatan

üslerin

boşaltılması

talep

edilmelidir.

Türkiye

Ukrayna

ve

Gürcistan’ın

NATO’ya

alınmasını

veto

edeceğini

ilan

etmeli.

Türkiye’nin

bağımsızlığı

ve

toprak

bütünlüğü,

Üretim

Devriminin

başarıya

ulaşması,

ülkemizin

ve

bölgemizin

güvenliği

için

en

gerçekçi

çözüm

Batı

Asya

Güvenlik

Örgütü’nün

(BAGÖ)

kurulmasıdır.

Vatan

Partisi,

bu

amaçla

Rusya,

İran,

Irak,

Suriye,

Azerbaycan,

Kazakistan,

Abhazya,

KKTC

ve

diğer

ilgili

ülkeler

katındaki

girişimlerini

sürdürecektir. 

– Türkiye,

Şanghay

İşbirliği

Örgütü’ne

tam

üye

olarak

katılmalıdır.

TÜRKİYE

ATLANTİK

ZİNCİRLERİNİ

KIRIYOR

VE

YÜKSELEN

ASYA’DA

ÖNCÜ

KONUMUNA

YERLEŞİYOR

Türkiye,

15-16

Temmuz

2016

gecesi

NATO

Gladyosunu

silahla

ezmiştir.

NATO’nun

general

ve

subayları

bugün

Türkiye

hapisanelerindedir. 

NATO

zincirlerini

kıran

Türkiye,

PKK’yı

hendeklere

gömmüştür

ve

ABD

güdümlü

bölücü

örgütü

sınır

ötesi

harekâtlarla

temizlemektedir.

DOĞUYA

GENİŞLEYEN

NATO

MEZARINA

GİDİYOR

ABD’nin

Tek

Kutuplu

Dünya

iddiası

yerle

bir

oldu.

ABD’nin

yenilgileri,

NATO

içinde

ayrılıkları

gündeme

getiriyor.

NATO,

doğuya

doğru

hamle

yaptıkça,

bölünüyor

ve

dağılıyor.

Doğuya

yönelen

NATO,

mezarına

giden

NATO’dur.

Türkiye’nin

NATO’dan

ayrılması,

Atlantik

İttifakı’nın

dağılması

sürecini

hızlandıracaktır.

Türkiye,

NATO

zincirini

kırıyor

ve

özgürleşiyor.

NATO’dan

çıkalım,

Gladyo’dan

kurtulalım,

güvenliğimizi

sağlama

alalım.

NATO’dan

çıkalım,

Ekonomik

Kurtuluş

Savaşımızı

zafere

ulaştıralım.

NATO’dan

çıkalım,

Asya

uygarlığının

öncü

konumlarına

yerleşelim.

Paylaş
Paylaş: