Vatan
Partisi
Genel
Başkanı
Doğu
Perinçek,
bugün
bir
basın
açıklaması
yayınlayarak,
Fransa
Cumhurbaşkanı
Macron’un
Ermeni
Soykırımı
yalanını
yeniden
gündeme
getirmesini
eleştirdi.
Bilindiği
gibi
Macron,
dün sözde
Ermeni
Soykırımı
Yalanını
simgeleyen
24
Nisan
tarihini
“Ulusal
Anma
Günü”
olarak
ilan
edeceğini
belirtmişti.
Perinçek,
AİHM
Kararlarından
sonra
Avrupa
ve
Fransa
yargısındaki
kararlara
değindi
ve
hukuk
öğretisinin
birleştiği
görüşlerden
örnekler
vererek
Macron’un
Avrupa
ve
Fransa
hukukunu
çiğnediğini
vurguladı.
Perinçek,
özetle
şunları
belirtti:
Fransa
Cumhurbaşkanı
Macron,
dün
sözde
Ermeni
Soykırımı
Yalanını
simgeleyen
24
Nisan
tarihini
“Ulusal
Anma
Günü”
olarak
ilan
edeceğini
açıkladı.
Oysa
AİHM’nin
üç
ayrı
kararından
sonra,
artık
bir
devlet
adamı,
hiçbir
şekilde
“Ermeni
Soykırımı”ndan
söz
edemez.
AİHM’NİN
ÜÇ
KARARI
Sayın
Macron’a
AİHM
2.
Dairesinin
“Perinçek-İsviçre
Davası”
diye
anılan
yargılamadaki
17
Aralık
2013
günlü
kararını
ve
AİHM
Büyük
Dairesinin
15
Ekim
2015
günlü
kararını
incelemesini
öneririm.
Kararın
Fransızcası
ve
İngilizcesini
Sayın
Macron’a
gönderiyorum.
Yine
AİHM’nin
Ali
Mercan,
Ethem
Kayalı,
Hasan
Kemahlı
ile
İsviçre
Devleti
arasındaki
davada
aldığı
28
Kasım
2017
tarihli
kararı
da
okumalıdır.
AİHM
kararlarında,
cumhurbaşkanlarının,
parlamentoların
ve
hükümetlerin
soykırım
konusunda
hüküm
vermeye
yetkili
olmadığı
belirtiliyor.
İSVİÇRE
FEDERAL
MAHKEMESİ
KARARI
AİHM’nin
kararlarından
sonra
25
Ağustos
2016
tarihinde
İsviçre
Federal
Mahkemesi
de,
Doğu
Perinçek
hakkında
Lozan
Sulh
Ceza
Mahkemesinin
verdiği
mahkumiyet
kararını
kaldırmıştır.
Kaldırılan
kararın
gerekçesinde
soykırıma
ancak
yetkili
Türk
Mahkemesinin
ve
yetkili
Uluslararası
Ceza
Mahkemesinin
hükmedebileceği
belirtiliyordu.
FRANSA
ANAYASA
KONSEYİ
KARARI
Fransa
Anayasa
Konseyi,
Fransız
Parlamentosu
tarafından
2012
Ocak
ayında
kabul
edilen,
“Ermeni
soykırımını
inkar
edenlerin
cezalandırılmasına
dair
kanunu”
anayasaya
ve
düşünceyi
ifade
özgürlüğüne
aykırı
olduğu
gerekçesiyle
iptal
etmişti.
FRANSA
MİLLİ
MECLİSİ’NİN
3
ARALIK
2015
KARARI
Fransa
Meclisi,
Cumhurbaşkanı
Hollande’ın
talimatıyla
hazırlanan
yasa
tasarısını
hukukî
temeli
olmadığı
gerekçesiyle
3
Aralık
2015
günlü
oturumda
alt
komisyona
geri
gönderildi.
Görüşmelerde
konuşan
Devlet
Bakanı
Jean-Marie
Le
Guen,
AİHM’nin
Perinçek-İsviçre
Davasında
aldığı
kararları
hatırlattı.
DANİMARKA
MECLİSİ’NİN
KARARI
Danimarka
Meclisi’nin
26
Ocak
2016
günlü
1915
olaylarında
Ermeni
soykırımı
yapıldığına
ilişkin
önergeyi
reddeden
kararı
da
Macron’u
aydınlatacaktır.
Danimarka
Meclisi
ve
Hükümeti,
görüşmelerde
Hükümetin
ve
Parlamentonun
bu
konuda
yetkili
olmadığını
saptadı.
AVRUPA’DA
HUKUK
ÖĞRETİSİ
MACRON’UN
YETKİSİZ
OLDUĞUNU
SAPTIYOR
AİHM’nin
“Perinçek-İsviçre
Davası”
kararları,
Avrupa
üniversitelerinde,
Uluslararası
İlişkiler,
İnsan
Hakları
ve
Avrupa
Hukuku
konulu
derslerde
örnek
kararlar
olarak
inceleniyor.
Bu
konuda
hukuk
fakültelerinin
dergilerinde
çok
sayıda
inceleme
yayımlandı.[1]
Avrupa’da
eskiden
emperyalistlerin
Ermeni
soykırımı
yalanları
öğretiliyordu,
şimdi
siyasal
kurumların
Ermeni
soykırımına
hükmetme
yetkisinin
bulunmadığı
öğretiliyor.
FRANSA
TARİH
İÇİN
ÖZGÜRLÜK
DERNEĞİ:
“PERİNÇEK
KARARI
ÖZGÜRLÜĞÜN
ZAFERİ”
–
Liberté
pour
l’Histoire
(Tarih
için
Özgürlük)
Derneğinin
Başkanı Nora,
dernek
adına
yayımladığı
5
Kasım
2015
tarihli
bildiride,
Perinçek
kararından
memnuniyet
duyulduğunu
açıklamıştır.[2] Başkan
Nora,
özgürlüğe
önem
veren
bir
devlette
hiçbir
makamın
tarihsel
gerçeği
tanımlama
yetkisinin
bulunmadığını
vurgulamıştır.
Nora,
siyasal
kurumlara
“bellek
yasaları
çıkartmayın”
çağrısında
bulunmuş
ve
geçmiş
hakkında
devlet
gerçekleri
oluşturulmasına
karşı
çıkmıştır.
Fransa
Tarih
için
Özgürlük
Derneği’nin
bildirisinde
şu
görüşlere
yer
veriliyor:
“Demokratik
ve
özgür
bir
devlette,
ne
Parlamentolar
ne
de
Mahkemeler
tarihsel
gerçekleri
tanımlayarak,
araştırma
ve
ifade
özgürlüğünü
ceza
tehditleri
ile
sınırlandıramazlar.”[3]
AVRUPA
VE
FRANSA
HUKUK
ÖĞRETİSİ:
ERMENİ
SOYKIRIMI
İDDİASI
HUKUKEN
GEÇERLİ
DEĞİL
Soykırım
inkârcılığı
alanındaki
çalışmalarıyla
tanınan
Paris-Ouest
Üniversitesi’nden
hukukçu Nicolas
Hervieu,[4]
Reims
Champagne-Ardenne
Üniversitesi
Kamu
Hukuku
profesörü Hochmann,[5]
Fransız
Hukukçusu Daniel
Kuri,[6]
Almanya’da
2016
yılında
Perinçek-İsviçre
davasını
öğrenim
konuları
arasına
alan
Dresden
Üniversitesi,
Frankfurt
Viadrina
Avrupa
Üniversitesi,
Bonn
Üniversitesi
ve
Augsburg
üniversitesi,
Kopenhag
Üniversitesi’nde
Avrupa
Medya
Hukuku
dersleri
veren
ve
Gent
Üniversitesi’nde
Hukuk
Profesörü Voorhoof,
Milano-Bicocca
Üniversitesi
Anayasa
Hukuku
Doçenti Vigevani,[7]
Hans
Vest ve Manon
Simon,[8]
Zürich
Üniversitesinden
Prof. Regina
Kiener,[9]
gibi
Avrupa’nın
tanınmış
Hukuk
ve
Siyaset
bilimi
uzmanları,
AİHM’nin
Perinçek-İsviçre
davası
kararından
sonra
hiçbir
devlet
adamının
ve
yetkili
makamın
Ermeni
soykırımından
söz
edemeyeceğini
vurguluyorlar.
MACRON’UN
SOYKIRIMA
HÜKMETME
YETKİSİ
YOK
Avrupa
yargısında
ve
hukuk
öğretisinde
oluşan
görüş
birliğini
şöyle
özetleyebiliriz:
1.
Soykırım,
bir
hukuk
kavramıdır,
bir
suç
tanımıdır.
2.
Soykırım
suçunun
varlığına,
yetkili
mahkeme
karar
verir.
3.
Soykırım
suçunu,
hükümetler
veya
kurumlar
veya
milletler,
başka
deyişle
tüzel
kişiler
ve
topluluklar
işlemez.
4.
1915
olaylarında
soykırım
işlendiğine
dair
yetkili
mahkeme
kararı
yok.
5.
Herhangi
bir
parlamento,
cumhurbaşkanı,
hükümet,
belediye,
üniversite,
akademik
kurum,
dernek,
toplantı
vb,
1915
olaylarında
“soykırım
yapıldı”
yargısında
bulunmaya
yetkili
değildir.
6.
1915
olayları
“Holocaust”
diye
anılan
Yahudi
soykırımından
farklıdır,
aynı
sınıflamaya
konamaz.
7.
1948
yılı
öncesindeki
eylemlerle
ilgili
olarak
soykırım
suçu
işlendiği
hükmü
verilemez.
8.
Bir
tarih
konusu
olarak
1915
olaylarını
tartışma
özgürlüğü
güvence
altındadır.
Ancak
mahkemelerin
yetkisini
gasp
etme
özgürlüğü
yoktur.
SOYKIRIM
YALANI
PKK
TERÖR
ÖRGÜTÜNÜ
DESTEKLEME
AMACIYLA
GÜNDEME
GETİRİLİYOR
Fransa
Cumhurbaşkanı
Macron,
hukuk
dışı
Ermeni
Soykırımı
yalanını
Türkiye’nin
Kuzey
Suriye
Harekâtına
karşı
gündeme
getirme
gayreti
içindedir.
Biz
Vatan
Partisi
olarak,
Ermeni
Soykırımı
yalanının
son
zamanlarda
Kürt
sorunu
bağlamında
kullanıldığına
dikkat
çekmiştik.
Macron,
artık
pas
tutmuş
olan
hukuk
dışı
safsatalara
sarılmaktan
vazgeçmelidir.


