Her yerde Atatürk var.
Çünkü Atatürk, Türkiye’nin zor zamanlardaki çözümüdür.
Yalnız Türklerin mi, Norveçlilerin bir sözü var, zorluklarla karşılaşınca, Atatürk gibi düşünelim diyorlar.
DEVRİMCİ ÇÖZÜM
Atatürk, devrimci çözümdür.
Atatürk, Türkiye’nin iki yüzyıllık programıdır, stratejisidir.
Bu açıdan Atatürk, Mustafa Kemal öncesinden başlar. Namık Kemal ve Mithat Paşalardan, Talat Paşa ve Enver Beylerden bugüne kadar bütün devrimci çözümlerin kısa adı Atatürk’tür.
Türkiye’nin istiklâl, hürriyet, halkçılık, çağdaşlık adına başardığı bütün işlerin toplamı, Türk Devrimidir. 1876, 1908, 1920’den bugüne kadar bütün devrimlerin önderliği Atatürk’le özetlenir.
O nedenle bu millet, nerede okul, üniversite, hastane, hava alanı, köprü, tünel, çocuk yuvası, çarşı, tiyatro, opera yapsa, adını koyarken ilk akla gelen Atatürk’tür.
DAVULLAR ZURNALAR DÖVENDE
Cahit Külebi’nin dizeleriyle söyleyecek olursak,
Davullar zurnalar döğende
Biz seni hatırlarız!
Binip trene gezende,
Biz seni hatırlarız!
Önce adını öğrenir çocuklarımız
Eli kalem tutup yazanda.
Atatürk, Türk milletinin geleneğinde, özelleştirilen değil paylaşılandır. Kendimize sakladığımız değil, herkese sunduğumuzdur. Ayrıştıran değil, birleştirendir.
OLAY BUDUR
Bakınız Atatürk, birden Türkiye’nin gündemine bütün gerçekliğiyle oturdu.
Başka türlü olamazdı.
Çünkü Türkiye büyük karara gidiyor ve o kararın altında Atatürk’ün imzası var. Türkiye, Kemalist Devrimi tamamlama sürecine girmiştir. Önümüzdeki rota budur.
Gazetelerin köşe yazılarında, siyaset meydanlarında, televizyon tartışmalarında hep Atatürk var.
Daha önemlisi, Atlantik ötesinden ta ABD’den, Avrupa’dan, Rusya’dan, Asya’nın en uzaklarından Çin’den ve Maçinden Türkiye’ye bakanlar, hep Atatürk’ün ayağa kalkışını görüyorlar. Çünkü Türkiye vatan savaşına girişti mi, dünyanın aklına ilk gelen, Atatürk’tür.
İşte olayın özü budur.
MADALYALI EKABİRLER
Ancak rivayetler çeşitli, yorumlar çeşit çeşit.
Kimisine göre, Atatürk’ün yolundan yürümeye yalnız kendilerinin hakkı vardır. Atatürk, onlar için rütbedir, nişandır, göğse takılan madalyadır. Madalyalarını parlatmak, onlar için biricik Atatürkçü eylemdir. Bunlar ekâbir takımıdır. Atatürk’ü avam tabakasıyla veya beğenmedikleri kimselerle paylaşmak istemezler.
Birileri Atatürk çevresinde toplanmaya kalksa, hemen o topluluğu dağıtmanın çarelerini ararlar. Sakladıkları dinamitleri, sis bombalarını koyunlarından çıkartır ortaya atarlar.
Bu ekâbir takımı yürekten, içten, hakiki, en müthiş Atatürkçüdür. Birileri Atatürk’ün önünde eğilse, yapıştıracakları suçlama hazırdır: Takiyye yapılmaktadır. Samimiyetsizlik yapılmaktadır. Dünyada samimi olabilen yalnızca onlardır.
PAYLAŞILAN KUVVET KAYNAĞI
Atatürk Devrimini tamamlama mücadelesi verenler için, Atatürk tarihsel birikimdir, altında toplanılacak otağdır, geleceğin tanımlanmasıdır.
Toplam olarak bakarsak, bugün Atatürk, vatan bütünlüğü için, üreten Türkiye için, aydınlanma için kuvvet toplamanın bayrağıdır.
Büyük kararlar için büyük kuvvet toplama uğraşında olanlar açısından Atatürk, kimseyle paylaşılamayan bir madalya değil, herkesle paylaşılabilen büyük mücadelenin eşsiz enerji kaynağıdır.
Atatürk ne kadar paylaşılırsa, o kadar büyür.
Atatürk ne kadar paylaşılırsa, Türkiye’nin çetin mücadelelerden zaferle çıkma olanağı o kadar güçlenir.
Atatürk ne kadar paylaşılırsa, Türkiye’nin ufku o kadar aydınlanır.