Doğu Perinçek: 23 Nisan Devrimi

"Bu millet, Vatan Savaşı’nı ve Üretim Devrimi’ni 23 Nisan’ın devrimci mirasından kuvvet alarak başaracaktır"

Tarihte her günün bir özü, bir karakteri vardır.

 

23 Nisan 1920, Türk Devrimi’nin günüdür.

 

4 Temmuz 1776, Amerikan Devrimi’nin günüdür.

 

14 Temmuz 1789, Fransız Devrimi’nin günüdür.

 

6 Kasım 1917, Sovyet Devrimi’nin günüdür.

 

1 Ekim 1949, Çin Devrimi’nin günüdür.

 

 

DEVRİM GÜNLERİNİ ÇOCUK BAYRAMI YAPAN VAR MI

 

Devrim mirasını Çocuk Bayramı’na çeviren tek bir ülke var mı?

 

ABD, 4 Temmuz’u Amerikan Bağımsızlık Günü ve Çocuk Bayramı yapar mı, yapmış mıdır?

 

Fransa, 14 Temmuz’u Fransız Devrimi ve Çocuk Bayramı yapar mı, yapmış mıdır?

 

Rusya, 6 Kasım’ı Sovyet Devrimi ve Çocuk Bayramı yapar mı, yapmış mıdır?

 

Çin, 1 Ekim’i Çin Halk Devrimi ve Çocuk Bayramı yapar mı, yapmış mıdır?

 

Ama biz, 23 Nisan Devrim Günü’nü, Çocuk Bayramı yaparak hata ettik.

 

Dünyada devrim yapmış hiçbir ülkenin yapmadığını yaptık, Devrim Günü’nü Çocuk Bayramı olarak ilan ettik. Bayramın devrimi gitti, çocuk kaldı. Devrim Bayramı, en sonunda Çocuk Bayramı oldu.

 

Karşıdevrimcilere, devrim kaçkınlarına, liberallere ve devrim mirasından kurtulmak isteyenlere fırsat vermiş olduk.

 

23 Nisan, Türkiye’nin hiçbir yerinde Devrim Bayramı olarak kutlanmıyor. Çok uzun yıllardan beri böyle! Çıkın sokağa sorun, “23 Nisan neyin bayramıdır” diye, Millî Hakimiyet Devrimi’ne göndermede bulunanlar yüzde 5’i geçmeyecektir, herkes “Çocuk Bayramı” diyecektir. Bu, yeni bir durum değil, bizim çocukluğumuzda da böyleydi. Nitekim Sokak Röportajları Youtube kanalının “23 Nisan’da ne oldu” sorusuna doğru yanıt veren yurttaş hemen hemen yok. Çocuk balonları, devrimi unutturdu.

 

Elbette çocukların da bayramı olsun. İyi de başka uygun bir gün yok muydu?

 

 

23 NİSAN’IN DEVRİMCİ İÇERİĞİ

 

23 Nisan, saltanatı bertaraf ettiğimiz, Ankara’da Devrimci Meclis ve Devrimci Hükümet kurduğumuz gündür.

 

23 Nisan, İstiklâl Savaşımızın hükümetini devrimle kurduğumuz gündür.

 

Dünyanın her yerinde Türk Devrimi’nin tarihi, 1920 olarak bilinir. Örneğin Komünist Enternasyonal Programı’nda devrimler sayılırken “1920 Türk Devrimi” denir. Çünkü o tarih, Türkiye’de Devrimci İktidarın kurulduğu tarihtir.

 

 

23 NİSAN DEVRİMİ’NİN STRATEJİK DEĞERİ

 

İstiklâl Savaşımızın ve Cumhuriyetimizin bütün başarıları, 23 Nisan Devrimi’ne giden yoldaki adımlardır ya da 23 Nisan Devrimi’nin açtığı yolda gerçekleştirildiler.

 

19 Mayıs 1919, 23 Nisan’a giden ilk adımdır. Burada stratejik hedef, 23 Nisan’dır. Atatürk, Anadolu’ya Millî Hükümeti kurmak, başka deyişle 23 Nisan Devrimi’ni yapmak için çıktı.

 

30 Ağustos 1922, bizim TBMM Hükümeti’nin, yani Ankara’daki Devrimci Hükümet’in emrindeki Türk Ordusu’nun zafer günüdür. Burada yol açan eylem, 23 Nisan’dır. Anadolu’da Millî Devrimci Hükümet kurulmasaydı, düşman orduları Kafkas Dağları’nın arkasına sürülemez, Adana, Maraş ve Antep Fransız işgalinden kurtarılamaz ve İngiliz emperyalistlerinin üzerimize sürdüğü Yunan Orduları Akdeniz’e dökülemezdi.

 

29 Ekim 1923, bizim Cumhuriyet’i ilan ettiğimiz gündür. Cumhuriyet’i fiilen 23 Nisan 1920 günü kurduk. Burada belirleyici eylem, yine 23 Nisan’dır.

 

Cumhuriyet tarihimizin bütün eylemleri ve başarıları, 23 Nisan Devrimi’ne bağlıdır.

 

Stratejik olan, 23 Nisan’dır. Diğer bütün eylemler, o stratejik hedefe yöneliktir ya a o stratejik zaferin ürünleridir.

 

 

KEMALİST DEVRİMİ TAMAMLAMAK

 

Bugün stratejik hedefimizi “Kemalist Devrimi Tamamlamak” diye tanımlıyoruz.

 

Bu açıdan 23 Nisan, yalnız arkada kalan devrim sürecinin stratejik hedefi değil, bugünkü devrim sürecinin de stratejik hedefidir.

 

2014’te Silivri duvarını yıkarak devrimci bir döneme girdik. O zamandan bu yana Türk Milleti’nin kazandığı başarılar, hep devrim sürecinin kilometre taşlarıdır:

 

PKK’nın üzerine silahla yürüdük ve bölücü terörü hendeklere gömdük.

 

“Ermeni Soykırımı” yalanını AİHM kararlarıyla bitirdik.

 

15-16 Temmuz 2016 gecesi ABD’nin FETÖ Gladyosu’nun darbesini ezdik. FETÖ Gladyosu’nu hapislere tıktık.

 

24 Ağustos 2016 günü Fırat Kalkanı’yla ABD-İsrail koridoruna girdik. Yardık geçtik o terör koridorunu. PKK ve DEAŞ’a ağır darbe indirdik.

 

Afrin’de PKK’nın yuvasını dağıttık.

 

ABD ve İsrail’in sözde “Kürdistan”, gerçekte İkinci İsrail girişimini bölge ülkeleriyle birleşerek bozuna uğrattık.

 

 

23 NİSAN YİNE STRATEJİK HEDEF

 

Bu eylemlerin hepsi, İkinci İstiklâl Savaşımızın kuvvetle ve silahla kazanılan başarılarıdır. Türkiye, ABD emperyalizmi ve İsrail ile cephe cepheye gelmiştir ve Atlantik sisteminden koparak Avrasya’daki Devrimci konumuna yerleşme sürecine girmiştir.

 

İşte bugün 23 Nisan Devrimi yine stratejik bir hedeftir.

 

Ankara’da Millî Hükümet kurmak, içine girdiğimiz Vatan Savaşı ve Üretim Devrimi sürecini kesin zafere ulaştırmanın kilit görevidir.

 

 

23 NİSAN DEVRİMCİLİĞİNİ AYAĞA KALDIRMAK

 

23 Nisan devrimciliğini ayağa kaldırmak, bugün devrimcilerin önündeki birinci görevdir.

 

23 Nisan’ın balonlaştırılması, dün de yanlıştı ama özellikle Millî Hükümet sorununun güncelleştiği bugünkü koşullara hiç uymuyor. 23 Nisan’ı balonlardan, kurdelalardan, krapon kağıtlarından kurtarmak, o günün devrimci içeriğini gündeme getirmek, millî bir görevdir.

 

Bazen devrimci görevlere karşı, çocuk gibi en kutsal kavramlarla mücadele edilmiştir. Millete karşı millî bayrak, Atatürk devrimciliğine karşı Atatürk bayrağı, Kızıl bayrağa karşı kızıl bayrak, Hz. Muhammed’e karşı Hz. Muhammed bayrağı sallandığına tarih defalarca tanıklık etti.

 

Atatürk Devrimi’nin bize kazandırdığı vatanımız için savaşı “Saray Savaşı” diye karalayanlar, bakıyoruz birden “Atatürkçü” kesildiler.

 

Türk Gençliği’nin 19 Mayıs’ta omuz omuza yürümesine karşı fitne kışkırtanlar, millici ve Cumhuriyetçi pozuna giriyorlar.

 

Bir de her devrimci gündeme karşı tutucu mevzilere yapışan safyürek kardeşlerimiz var.

 

 

DEVRİMDEN ÇOCUK BALONU YAPAMAZSINIZ

 

23 Nisan’ın devrimci özünü gündeme getirmek, en başta 23 Nisan Devrimi’ni başaranların bize bıraktığı emanete sadakattir.

 

Bundan rahatsız olanlar, kendilerini sorgularlarsa, devrimden rahatsız olduklarını anlayacaklardır.

 

Hiç kimse Atatürk’ün arkasına saklanmasın!

 

Ancak devrime hizmet ederek Atatürk’ü savunabilirsiniz!

 

Bugün Atatürk Devrimciliği, Vatan Savaşı ve Üretim Devrimi mevzisindedir. O mevziye girmeyenler, Çocuğu kendilerine siper etmesinler!

 

Devrimden çocuk balonu yapılmasına itirazı olmayanlar, aslında Atatürk Devimi’nin tamamlamasına itiraz ediyorlar.

 

Hem de nasıl bir itiraz. Samimî ve edepli tavırlara eyvallah. Ama bağnazlık, taassup ciddî boyutlarda.

 

O mutaassıplara şunu söyleyebiliriz:

 

Siz 23 Nisan’ı batmakta olan sistemin içinde balonlarla kutlamaya devam edebilirsiniz!

 

Ama bu millet, Vatan Savaşı’nı ve Üretim Devrimi’ni 23 Nisan’ın devrimci mirasından kuvvet alarak başaracaktır.