Serhan Bolluk: 'Büyük Karar’a doğru

Vatan Partisi, önümüzdeki günlerin büyük sorumluluğuna hazırdır.

Vatan Partisi, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçiminden önce Milli Direnme Ekonomisi programını ilan etti.

 

Öncesinde tartıştık, böyle kısıtları olan bir uygulama oy getirmez, açıklayarak doğru bir iş mi yapıyoruz diye konuştuk. Ancak sonra sorumluluğumuzun öncelikle milletimize gerçekleri söylemek olduğunda anlaştık.

 

 

GIDA, GÜVENLİK, SAĞLIK, EĞİTİM


Program basit ve dört maddeden oluşuyor:

 

-Gıda güvenliği. Buradaki güvenlik sözcüğü, sağlıklı gıdayı da kapsıyor elbette. Ama asıl anlamı, halkın karnının doymasıdır.

 

-Güvenliğin güvenliği. Ülkemizin içinden geçtiği dönemde ve yaşadığımız coğrafyada, askerimiz ve polisimiz göz bebeğimiz. Onların en uygun koşullarda görev yapmasını sağlamak önceliğimiz.

 

-Sağlık işlerinin yürümesi. Bu madde hele Korona salgını varlığında daha da önem kazandı.

 

-Eğitimin yürümesi. Kurtuluş Savaşı sürerken bile aksatılmayan eğitim işleri de dördüncü önceliğimiz.

 

 

TURİZM İÇİN FIRSAT


Zorlu zamanlardan geçiyoruz. Gelirimizde çok önemli yer tutan turizmde, meslek erbabı bu sezona “kayıp yıl” gözüyle bakıyor.

 

Geçerken söyleyelim, turizmciler bu dönemin “her şey dahil” diye adlandırılan ve kazancın sınırlı olduğu rejimden kurtulmak için değerlendirilmesi gerektiği görüşündeler. Doğal ve tarihi zenginlikler bakımından benzersiz olan ülkemiz, bu yönleriyle öne çıkarılırsa turizm gelirinin katlanacağı da açık.

 

Sıkıntıda olan sadece turizm değil. Genel olarak hizmet sektöründe ciddi sorunlar var. Sanayi de zorluklardan her gün daha çok etkileniyor.

 

Öte yandan, dış baskılar da artıyor. Türkiye gerek terörün üzerine yürüdükçe, gerekse Mavi Vatan’daki haklarını kararlı olarak savundukça artması da doğal.

 

 

ÖNGÖRÜLEN ZAMANLAR


İşte Milli Direnme Ekonomisi programı böyle günler için hazırlandı.

 

Bu programı, partimizin “Ekmek Teknesini Korumak” siyasetiyle birlikte düşünmeliyiz. İşletmeleri ayakta tutmak ve işsizliğe meydan vermemek olarak özetlenebilir.

 

Hayatın içinden çıkan bu siyasetler nasıl uygulanacak?

 

Zamanın doğal gereği olan bazı kısıtlamalar ve daha önemlisi tasarrufu artırma zorunluluğu nasıl benimsenecek?

 

 

ÜRETİCİLERİN MİLLİ HÜKÜMETİ


Tek bir model var: Üreticilerin Milli Hükümeti.

 

Zorlukları aşmak ve sonraki atılımları gerçekleştirmek, ancak Türkiye’nin bütün üretici sınıflarının birlikte mücadelesiyle mümkün.

 

İşte Üreticilerin Milli Hükümeti, bu birlikteliğin adıdır.

 

Korona salgınının öyle birkaç ayda atlatılacak bir sorun olmadığını artık herkes biliyor. Yukarda yazdığım her şeyi, bu gerçekle beraber değerlendirmeliyiz. Salgına karşı önlemlerin benimsenmesi de aynı dairenin içindedir.

 

 

SALDIRILARIN ARTMASI RASTLANTI DEĞİL


Karşı cephe de boş durmuyor. Türk Ordusu’na, Cumhurbaşkanı’na ve Vatan Partisi’ne karşı saldırıların bu denli artması rastlantı değil.

 

Türkiye’nin büyük karara doğru hızla yol aldığını görüyorlar ve geciktirebilmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

 

Nafile çaba, önleyemezler. Hatta tersinden bakalım. Çırpındıkça batarlar ve Türkiye Gemisi her gün biraz daha genişler. HDP’nin kapatılacağı iklime yağmur taşırlar. İnanmayan, kaplanla kartalın pençesine ve bölücülerin fiyasko yürüyüşüne baksın.

 

 

STRATEJİ VE AYASOFYA SİYASETİMİZ


Ekonomide ve güvenlikte tünelden geçerken Türkiye’nin ittifaklarını sağlam tutması, genişletmesi hayati önemde.

 

Ayasofya’nın statüsüne bu çerçevede bakıyoruz. Her siyasetimizde olduğu gibi bu konuda da bütünlüklü bir program ve stratejinin gereği olan siyaseti üretiyoruz.

 

Vatan Partisi, önümüzdeki günlerin büyük sorumluluğuna hazırdır.