Öncü Kadın'dan Maide anneye destek

Diyarbakır annelerinden esinlenen, PKK’ya yakın derneğin önünde pankart açan anneye Vatan Partisi Öncü Kadın destek verdi

Tarih:

Almanya’nın başkenti Berlin’de PKK yandaşlarınca kaçırılan 20 yaşındaki Nilüfer’in annesi, Diyarbakır HDP il binası önünde 3 Eylül’den bu yana süren evlat nöbetinden esinlendi, Kürt ayrılıkçı Navende Kurdistaniyen li Berlin adlı derneğin karşısında eylem başlattı. Her hafta bir saat için izin alan Maide anne, elinde kızı Nilüfer’in fotoğrafıyla Almanya Başbakanı Angela Merkel ve İçişleri Bakanı Horst Seehofer’e hitap eden pankartlar açtı. Cuma günü ikinci eylemini yapan yüreği yanık anne, kızını geri almak için başlattığı mücadelesini yılmadan sürdüreceğini belirtti ve tüm anneleri kendisine destek olmaya çağırdı: “Çocukları olan, benim durumumda olan kim varsa davet ediyorum. Hepimiz anneyiz. Tüm kadınları çağırıyorum. Çocuklarımız için hep beraber bu savaşı verelim.”

 

Kendisi gibi birçok annenin olduğunu bildiğini, ancak tehdit nedeniyle ortaya çıkmaya çekindiklerini anlatan Maide anne, ne olursa olsun desteğin artacağından emin.

 

 

İLK DESTEKÇİLER

 

Maide annenin kızına kavuşmak için başlattığı eylemin ikinci haftasında Cumhuriyetçi Kadınlar Derneği ve Vatan Partisi Berlin Öncü Kadın Başkanı’ndan destek geldi.

 

CKD Başkanı Serap Mamati, Maide annenin mücadelesini medyadan görünce destek verme kararı aldıklarını belirterek, “Bir anne olarak da bu görevi yapma mecburiyeti hissediyorum. Her hafta kendisine destek verme kararı aldık. Alman arkadaşlarımız neler yaptıklarını düşünsünler annelerin nasıl ağladığını gözlerini açıp görsünler” diye konuştu. Vatan Partisi Berlin Öncü Kadın Başkanı Gülseren Küçükkale de çocukları bölücü terör örgütü tarafından kaçırılan anneler başta olmak üzere, teröre hayır diyen, vatanımızın bölünmez bütünlüğünü esas alan tüm anneleri Maide anneye destek vermeye davet etti.

 

 

‘ÇÖLDE KALMIŞ BİR İNSAN GİBİ’

 

Küçükkale, Aydınlık’a şu değerlendirmede bulundu: “Bölücü terör örgütüne karşı annelerin direnişi Diyarbakır’da Hacire anneyle, Berlin’de ise Maide anneyle başladı. Biliyoruz ki Avrupa’da da pek çok genç terör örgütleri tarafından kaçırılıyor. Maide anne çok büyük cesaretle bu mücadeleye girişti. Eylemin Avrupa’da olması ayrı bir önem arz ediyor. Çünkü burada terör örgütlerinin dış kaynaklarının herhangi bir şekilde aldıkları maddi ve siyasi desteğin Alman ve Avrupa topluluğuna nasıl etki ettiğini Avrupalıların görmesi gerek. İkinci haftaki eyleminde, kendisini ziyaret ettik, acısını paylaştık, onu yalnız bırakmayacağımızı söyledik. Çölde kalmış bir insan gibi boynumuza atıldı... Bizi ilk gördüğünde, telefonda konuşuyordu. Telefonunu kapatırken ‘Siz benim için mi geldiniz’ dedi, çok sevindi. Kızını anlatmaya başladı. ‘Bizim için Kürt Türk yok. IŞID de olsa, PKK da olsa aynı. Benim kızımla arkadaşlık yapanlar dokuz kardeş. Aklını çelenler onlar ve hepsi burada’ dedi.

 

Maide annenin dağa kaçırılan kızı, Berlin in Reinickendorf semtindeki bu derneğe ilk olarak folklor çalışmasına katılmak için gitmiş. Oradaki propagandadan, Suriye civarından gelen çocuklardan etkilenmiş. Maide annenin bir evladı daha var, onu korumak için soyadını açıklamıyor. Etkilenmesini istemiyor.”

 

Maide anne, polise gitmiş, ama kızı 18 yaşın üstünde olduğu için bir müdahalede bulunamamışlar. Kızının kaçırıldıktan sonra bir kez telefonla aradığını söyleyen Maide anne, telefonun İsviçre numarası olduğunu, sonradan hiçbir haber alamadığını anlattı. Maide anne, aynı numarayı tekrar aramayı denemiş, ancak hat kapanmış artık. ‘Kızımı aramaktan vazgeçemeyeceğim’ diyen acılı anne, kendisi gibi aileler olduğunu söylüyor ve hasretle kızını şöyle anlatıyor: “Benim kızım yaşamayı çok severdi... Yaşam sevinciyle doluydu. Hayatta bile olsa yaşama sevincini tadamayacak...”