İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:MİLLÎ HÜKÜMET SEÇENEĞİ

Tayip Erdoğan’ın gemisini kimler niçin terk ediyor? AKP iktidarını istemeyenlerin oranı? AKP iktidarına karşı olan gizilgüç nasıl eylemli güce dönüştürülür? Seçenekler kağıt üzerinde mi? Meclisteki muhalefet partileri, Halk Hareketinden niçin olumsuz etkileniyor? İşç...

Tarih:

Tayip Erdoğan’ın gemisini kimler niçin terk ediyor? AKP iktidarını istemeyenlerin oranı? AKP iktidarına karşı olan gizilgüç nasıl eylemli güce dönüştürülür? Seçenekler kağıt üzerinde mi? Meclisteki muhalefet partileri, Halk Hareketinden niçin olumsuz etkileniyor? İşçi Partisi’nin yükselişinin sunduğu olanaklar? Yarım yüzyılda hangi duvar aşıldı? Önümüzdeki sürece hazır olmanın önemi? Millî Güçbirliğinin hükümet olma şansı? Niçin iyimseriz?

Halk, AKP yönetimini istemiyor. AKP iktidarı, artık Türkiye’yi yönetemiyor. Yönetemediğini artık Taha Akyol’lar bile iki günde bir yazar oldu. Başta Zaman gazetesi yazarları, Tayyip Erdoğan’ın gemisindeki bütün kahramanlar tahlisiye sandallarına koşuyorlar. Türkiye, bir iktidar değişikliği sürecine girmiştir. Bu süreci seyredersiniz ya da seçenek üretirsiniz!

AKP iktidarını istemeyenler
Önce AKP iktidarına son verilmesini isteyen kuvveti belirleyelim. Bu kuvvetin eksenini çağdaş toplum oluşturuyor. Gücünü Haziran Ayaklanmasında gösterdi. Hükümet titredi ve sallandı. Çağdaş toplum, CHP, MHP, İP saflarındadır. Hatta AKP ve BDP içinde de vardır.
AKP iktidarına karşı olan kuvvet şu anda siyasal örgütlenme olarak aşağıdaki kümelerde tanımlanabilir:
1- Merkezî kuvvet: Halk Hareketi,
2- CHP örgütleri ve tabanı,
3- MHP örgütleri ve tabanı,
4- İşçi Partisi’nin önderlik ettiği güçler ve gençlik,
5- AKP iktidarından kurtulmak isteyen diğer güçler,
6- AKP’ye oy verip de bu iktidardan hoşnut olmayan kitle.

Seçmenin yüzde 64’ü geçen yıl yeni bir iktidar seçeneği arıyordu. Bu oran son araştırmalarda yüzde 66’ya çıktı. Metropoll’ün araştırmasına göre, AKP oyları Haziran başında yüzde 34 idi (Sözcü, 18 Haziran 2013). Konsensus Şirketi’nin Temmuz başındaki araştırması da bu oranı doğruladı: Yüzde 33.9 (Sözcü, 17 Temmuz 2013). Demek ki, yüzde 66 oranındaki seçmen kitlesi, AKP iktidarını istemiyor.
Bu birikime sırtımızı dönüp, “Önümüzdeki seçimde Atatürk İnkılâp ve ilkelerine bağlı aydınları Meclise sokacağız” türünden hedefler koymak, iktidar mücadelesini bırakmak ve karşıdevrime teslim olmak anlamını taşıyor. Halk, iktidar istiyor. Bu koşullarda “Bizi Meclise yolla” talebi hiçbir yankı yaratmayacaktır.

Gizilgüçten eylemli güce
Millî Hükümetin gizilgücü, AKP iktidarını istemeyen yüzde 66 oranındaki halktır. Bu oran hızla yükselmektedir. Hele ekonomik krizin derinleşeceği önümüzdeki aylarda bu oran yüzde 70’in üzerine çıkacaktır. Bu kuvvetin anlamlı bir kesimini Millî Hükümet amacında birleştirdiğimiz zaman, AKP’yi tahtından indirecek birikime ulaşabileceğiz.
Fizikte bu olaya gizil (potansiyel) enerjinin eylemli (kinetik) enerjiye dönüştürülmesi deniyor. Millî Hükümet amacıyla harekete geçirildiği zaman, gizil güç eylemli güce dönüşüyor ve büyüyor.
AKP iktidarını yıkıp Millî Hükümet kurmayı amaçlayan siyaset, gizilgücün sonuç almaya yeterli bölümünü birleştirme olanağını içermelidir.

Seçenekler
Bu nasıl olur?
Kağıt üzerinde üç seçenek akla geliyor:
Birinci seçenek: Seçmen, var olan partilerden birini tek başına iktidar olma yeteneğinde görür ve bu seçeneğe yönelir.
İkinci seçenek, CHP + MHP + İP’nin Millî Hükümet amacıyla güçbirliği yapmaları ve halkın talebini yerine getirmeleridir.
Son seçenek ise, yeni bir partinin halkın Millî Hükümet talebini karşılaması ve iktidara gelmesidir.
Kuşkusuz, bu üç seçeneğin içinden üretilecek karma seçenekler de vardır. Bir seçenekle başlayan süreç başka bir seçenekle ilerleyebilir. Örneğin hükümet olma talebini temsil eden bir partinin hızla büyümesi ve diğer partileri de ikna etmesi gibi. Ya da var olan partilerin AKP’ye karşı bir araya gelmekten kaçınması üzerine yepyeni bir partinin milleti kendi çevresinde toplaması gibi.

Meclisteki muhalefet partileri niçin yükselmiyor
CHP oyları, Haziran Ayaklanmasından sonra yapılan bazı anketlere göre, 2011 seçiminden bu yana 4 puan düşmüştür. SONAR Şirketinin Yöneticisi Hakan Bayrakçı, MHP ve CHP oylarının Haziran Ayaklanmasından olumsuz etkilendiğini saptıyor. BDP de AKP ile ittifak halindedir ve Haziran Ayaklanmasına yan bakıyor. Meclisteki muhalefet, çağdaş topulumun Türk bayrağı altında birleşerek atak yapmasına hazır olmadığını göstermiştir. Oysa iktidara yürüyen merkezi kuvvet budur. CHP ve özellikle MHP, Atatürk’te birleşmenin sırrını anlamamışlardır. CHP, Kürt yurttaşlarımız ile bölücülüğü birbirine karıştırdığı için, MHP ise kendisini cemaat ve tarikat oylarına göre ayarladığı için. Bu anlayışlar yüzünden, CHP ve MHP iktidar seçeneği oluşturan Millî-Çağdaş eksende buluşma çözümünü anlamakta zorlanıyorlar.

“Patlamaya hazır bir volkan gibi”
İşçi Partisi ise, SONAR’ın Temmuz 2013 anketine göre, yüzde 2 oranındadır. Bunun anlamı, İşçi Partisi’nin 1 milyon oyu bulunmaktadır. Bu oy, İstanbul’da 250 bindir. İşçi Partisi’nin yerel seçimlerdeki oyları da, SONAR anketinde yine aynı oranda çıkıyor. Demek ki İşçi Partisi’nin 1 milyon oyu, SONAR Şirketinin de saptadığı gibi kemik oydur.
Hakan Bayrakçı, Ulusal Kanal’da yaptığı tahlilde, İşçi Partisi’nin “patlamaya hazır bir volkan gibi olduğunu” saptıyor ve her an “yüzde 14-15 oranına yükselebileceğini” belirtiyor. En önemlisi, aynı söyleşide dile getirildiği üzere, İşçi Partisi, CHP, MHP, Sol güçler ile AKP tabanının bir kesimini birleştiren siyaseti üretmiş olan tek partidir. İP Meclis dışındaki muhalefet içinde rakipsizdir.
Uzmanlar ve başka araştırmalar, İP oylarının karasızlar içinde önemli bir orana ulaştığını saptıyorlar. Deneklere sorulan “ikinci partiniz hangisi” sorusunun cevaplarında İşçi Partisi öne çıkıyor. Çünkü İşçi Partisi, milletin en geniş kesimleri için çözüm olan geçerli programa ve söyleme sahiptir.

Yarım yüzyılda aşılan duvar
Sonuç olarak, TİP (Türkiye İşçi Partisi)’in 1965 seçiminde ulaştığı yüzde 2.7 oranını İşçi Partisi elli yıl sonra geçmiş bulunmaktadır. TİP oylarının millî bakiye sistemi içinde alındığını düşünürsek, İşçi Partisi oylarının ağırlığını daha iyi anlayabiliriz.
Kaldı ki Türkiye’de halk hareketinin yükselişi devam etmektedir. Birkaç ay içinde Türkiye’de çok önemli gelişmeler olacağına ilişkin işaretler yoğunlaşmaktadır. İşçi Partisi, Türkiye çapındaki halk hareketinin merkezindedir.

Önümüzdeki sürece hazır olmak
AKP gidiyor. Bu sürece her açıdan hazır olan parti, İşçi Partisi’dir.
İşçi Partisi,
- Yüzbinleri Türk bayrağı altında toplayabilen örgütlü gücüyle,
- halk hareketini “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganıyla birleştirme yeteneğiyle,
- dinamik gençliğiyle,
- bütün milletin izlediği yayın organlarıyla,
- çetin mücadele deneyimiyle,
- yarım yüzyıllık kurmay birikimiyle,
- Kemalist Devrimi tamamlama programıyla
- ve birleştirici siyasetleriyle
Millî Güçbirliğinin oluşmasında belirleyici olabilir.

İktidar seçeneği: Millî Güçbirliği
Bugünkü koşullarda AKP’yi yıkarak Millî Hükümeti kuracak gizilgüç, CHP+MHP+İP’nin güçbirliğindedir. Bizi birleştirecek program, Namık Kemal’lerden Mustafa Kemal’lerden geliyor ve önümüzdeki sorunları çözecek içeriktedir. Bağımsızlık, millet ve ülke bütünlüğü, halkın refahını esas alan üretim ekonomisi, hakça paylaşım, aydınlanma ve bölge ülkeleriyle işbirliği, bu programın vazgeçilmez esaslarıdır. Bugün bağımsızlık ve halkçılık programını uygulayan ülkeler ilerliyor.

İyimseriz çünkü
CHP ve MHP, Atlantik etkisi altında kalır ve AKP iktidarını yıkacak çözümlerde birleşmezse, sonuçlarına katlanır. Çünkü halk, AKP iktidarının devam etmesine hizmet eden bölücü tavırları cezalandıracaktır. Bu açıdan kimsenin oyu garantili değildir.
Türkiye’deki halk hareketi, yakın tarihte dünyanın gördüğü en güçlü ve en çağdaş kitle hareketidir. Bu nedenle göreceksiniz bu süreç bizi büyük çözümlere götürüyor. Öyle veya böyle Millî Hükümet kurulacaktır.