Konuşmasına Mersin’de tecavüz edildikten sonra yakılarak katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ı anarak başlayan Perinçek, “Özgecan’ı alevler içinde, çığlık çığlığa bırakmanın utancıyla Arena’da toplanmış bulunuyoruz. Kendimizi affetmiyoruz. Bu karanlık manzara karşısında Cumhuriyet öncüleri olarak kendimizi affetmiyoruz” dedi. Perinçek, konuşmasının devamında şunları söyledi:
‘SÖZ VERİYORUZ!’
Cumhuriyet geleceğin belirleyicisidir. Devrimle kurduk biz bu Cumhriyet’i, Türkiye’yi; bu vatanı devrimle kazandık. Ve şimdi yine büyük işlerin eşiğindeyiz. Medeniyet devrimcisi Hz. Muhammed’in belirttiği gibi, cennet anaların ayağının altındadır. Kadınımızı bu karanlık rejimden, cehennem zebanilerinin ayaklarının altından kurtaracağız, söz veriyoruz. Türkiyemiz, şeyhler, dervişler, müritler, çelebiler, cemaatler ve tecavüzcüler ülkesi olamaz. Şimdi hep birlikte ayağa kalkıyoruz. Atatürk Cumhuriyeti’ni devlet katında ve toplumda yeniden kurmak için, büyük devrimci önderimiz Atatürk’ün önünde yemin ediyoruz. Bu karanlık saltanatı, Tayyip Erdoğanların karanlık saltanatını yıkacağız. Söz veriyoruz. Ve bağımsız başı dik aydınlanmış, Kürdünü kurtaran, Türküyle, Kürdüyle, Sünnisiyle, Alevisiyle, milleti birleştiren, vatanı birleştiren, üreten Türkiye’yi kuracağız, söz veriyoruz.
Soma işçilerine, Yatağan işçilerine, Zonguldak maden işçilerine, Ermenek işçilerine söz veriyoruz. Onları o karanlık kuyulardan çıkaracak memleketin efendisi yapacağız söz veriyoruz. Taşeron işçilerine söz veriyoruz taşeron kölesi olmayacağız.
Germencik Moralı köylüsüne, Mustafa Kemal Paşa’nın Sarılar köylüsüne, Mardin’in Alakuş köylüsüne söz veriyoruz. Köylüyü Atatürk’ün dediği gibi memleketin efendisi yapacağız. Şu anda bizi Alakuş köyünde televizyondan izleyen ilkokul 4. sınıf öğrencisi, 20 sene sonraki Cumhurbaşkanımız Aziz Yıldız’a söz veriyoruz.
Türkümüzü, Kürdümüzü, Türk milleti için eşitlikle, özgürlükle, kardeşçe birleştireceğiz söz veriyoruz.
Esnafımıza, zanaatkarımıza söz veriyoruz; çarşılarımıza zenginlik getireceğiz. Kepenklerin, siftah etmeden kapatıldığı Türkiye değil, gül alınıp gül satılan çarşılar kuracağız. Söz veriyoruz. Milli sanayicimize, milli tüccarımıza, üretime katkısı olan bütün yurttaşlarımıza söz veriyoruz. Üreten Türkiye’yi kuracağız. Üret Türkiye diyoruz.
‘GENÇLİKTEN KUVVET ALIYORUZ’
Gençliğimize söz veriyoruz. Güveniyoruz. Umudumuz gençlik, herkesin iş sahibi olduğu emeği ve hayatını kazandığı bilim yaptığı aydınlanmış Türkiye için gençliğimize söz veriyoruz. Onlardan kuvvet alıyoruz. Borçlu bir Türkiye yarattılar. Sıcak para ihtiyacı içinde çırpınıyorlar, kıvranıyorlar. Yıkılacaklar. Sıcak para diktasını yıkacağız, söz veriyoruz.
‘YAŞAR KEMAL’E SÖZ VERİYORUZ’
İzmit Körfezi’nin balıklarına, Fırtına Deresi’nin kadınlarına, Ergene Nehri’ne söz veriyoruz. Irmakları temiz akan, körfezleri mavi tertemiz Tükiye’yi kuracağız. Börtüsüne, böceğine hepsine söz veriyoruz. Torosların eteklerinde Fikret Otyam’a, Yaşar Kemal’e söz veriyoruz. Birleşen üreten Türkiye’yi kuracağız, söz veriyoruz. Parolamız vatan, işaretimiz emek ve namus. Emeğin Türkiye’sini, namuslu insanların Türkiye’sini, namusun Türkiye’sini kuracağız. Bütün milletimize, Hakkari’nin Cilo dağlarındaki çobana, Istranca’daki çiftiçiye, Çerkezköy’deki, Adana’daki Gaziantep’teki, İstanbul’daki, İzmir’deki emekçilere söz veriyoruz.
‘ÇALIŞKAN TÜRK MİLLETİNE VE
PARTİMİZE GÜVENİYORUZ’
Güveniyoruz. Milletimize güveniyoruz. Binlerce yıllık tarihin içinden gelen milletimize güveniyoruz. Çok cefalar çekmiş, görmüş geçirmiş büyük tecrübelerden geçmiş, büyük milletler kurmuş, çalışkan Türk milletine sonuna kadar güveniyoruz.
Partimize güveniyoruz. İşçi Partisi’nden gelen, Vatan’da birleşen, partimize sonuna kadar güveniyoruz. Tarikatları yıka yıka buraya geldik. Her zaman Türk ordusu, Türk milletini kurtarırdı. Ergenekon, Balyoz, Casusluk davalarında partimiz barikatları yıktı, duvarları yıktı, TSK’yı milletimizle birlikte NATO’nun esiri olmaktan kurtardık.
Ergenekon’dan çıktık demirci gibi. Milli hükümeti, milli meclisi kuracağız. Cumhuriyet’in siperlerinden geliyoruz; Yatağanlardan, Sümerbanklardan, Telekomların önündeki siper savaşlarında, Tek Gıda işçilerinin mücadelelerinden, yol işçilerinin mücadelelerinden, Cumhuriyet’in ekonomisinin siperlerinde savaşa savaşa geliyoruz. Güveniyoruz kendimize. Sandılar ki okyanus ötesinden ferman gelince Kemalist devrim biter. Küresel devletler de Kemalizm biter dediler.
Türkiye’de Atatürk devrimcileri, Türkiye’nin geleceğini kuracak büyük karar olarak, Türkiye’nin geleceğini kuracak büyük güç olarak ayaktadır. Bölemediler. Böleriz dediler yenildiler. Suriye’ye Amerika yenildi. Kobani dedikleri, Ayn el Arap’ta yenildi. Suriye’ye, İran’a, Irak’a, Azerbaycan’a, Lübnan’a, Tunus’a Ortadoğu’da ayağa kalkan aydınlanmaya, vatanseverliğe komşularımıza sonuna kadar güveniyoruz. Komşularla barışı, komşularda barışı ve yurtta barışı inşa ede ede bugüne geldik. Bu nedenle de partimize güveniyoruz.
‘MİLLETİMİZİN GÜCÜYLE SOYKIRIM
DAYATMASINI GÖĞÜSLEDİK’
‘Ermeni soykırımı’ Türkiye’ye dayatılan Avrupa’nın, Amerika’nın 4 şartından biriydi. ‘Böleceğiz sizi’ diyorlardı. İlk şart özerklik diyorlardı. 2. şart ‘Ermeni soykırımını kabul edeceksiniz, diz çökeceksiniz’ oldu. Halka dayanarak, yurttaşlarımıza dayanarak ve bütün dünyayla birleşerek Amerikan emperyalizmini ve Avrupalıları ve onların dayatmalarını göğüsledik. Milletimizin gücüyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne adaleti ve hakikati götürdük. Atatürk’ün gençliğe seslenişindeki o son cümleyi kendisine şiar edinen Vatan’a her şeyini veren, Cumhuriyet’e her şeyini veren bir gençlik yarattık. Gençliğimize sonuna kadar güveniyoruz. Ve şimdi Vatan’da birleşiyoruz. Vatan’da birleşenlere güveniyoruz. Vatan’da birleşmek, geleceği yaratmanın bugünkü eylemidir. Hepimiz hepimize ve partimize ve Türk milletine güveniyoruz. Programımız var. Bize Mustafa Kemal Atatürk’ün, büyük devrimci önderimizin, Anayasamızın başına yazarak bıraktığı milli programımız var. Aynı zamanda partimizin programı, 6 ok; halkçılık, laiklik, devrimcilik, milliyetçilik, devletçilik, cumhuriyetçilik. Programımıza sonuna kadar güveniyoruz. Ve bütün Türk milletini, milliyetçilerini, halkçılarını sosyalistlerini, devrimimizin programı olan Namık Kemallerden Mustafa Kemal’e büyük devrimci tecrübeler içinde sınanmış denenmiş 6 ok programında, bütün milletimizi birleşmeye çağırıyoruz. İşte bu programla yürüyoruz.
Arslanlı Yol’da yürüyoruz. Arslanlı Yol’da çelenk koymak için değil devrim yapmak ve hükümet olmak için yürüyoruz.
Soma, Yatağan işçileri, Zonguldak kömürcüsüyle, Germencik köylüsüyle, Trabzon’un köylüsüyle, nehirlerimiz, ırmaklarımız ve derelerimizle, hayvanlarımızla geleceğe doğru hükümet olmak için yürüyoruz. Bütün Cumhuriyet öncülerimizi bu yürüyüşe çağırıyoruz. Birgül Ayman Güler’i ve Süheyl Batum’u çağırıyoruz. Emine Ülker Tarhan’ı Vatan’a çağırıyoruz. Anadolu, Trakya değil; Vatan’a çağırıyoruz. Yaparız arkadaşlar. Bu büyük milletle, 2 yüzyıla 4 devrim sığdırmış emperyalizme karşı eğilmemiş bükülmemiş, bu büyük Türk milletiyle yaparız.
‘HEDEF KEMALİST DEVRİMİ TAMAMLAMAK’
Hedefe kilitleniyoruz. Hedefimiz Kemalist devrimi tamamlamak. Bağımsız, başı dik, Ankara Kalesi gibi dimdik duran Türkiye’yi kurmak. Üreten Türkiye’yi kurmak. Feda olsun!
Biz Vatan Partisi’nde birleşiyoruz. Vatan Partisi, Namık Kemaller tarafından Belgrad ormanlarında kurulmuştur. Tıbbıye’nin bodrumlarında hürriyet kahramanları tarafından kurulmuştur. 4 Eylül 1919 gibi Atatürk ve arkadaşları tarafından Sivas’ta kurulmuştur. Sivas’ta kurulan Vatan Partisi’nin ben birinci üyesiyim. Herkesi üye olmaya çağırıyoruz.
‘BANDIRMA VAPURU’NA KENDİMİZİ
FEDA EDEREK BİNİYORUZ’
Şu anda Bandırma Vapuru’na biniyoruz. Bandırma Vapuru’yla pazarlık yapmıyoruz. Biz Bandırma Vapuru’na kendimizi feda ederek biniyoruz. Biz hepimiz Afyon Ovası’ndan İzmir’e 9 günde koşan piyade neferiyiz. Ve o Kuvayı Milliye’nin süvarileriyiz. Pazarlık yapmıyoruz; geçitlerle, dağlarla, sellerle, ırmaklarla, geçitleri tutan düşmanla pazarlık yapmıyoruz. Pazarlık yapmıyoruz, davaya kendimizi veriyoruz. Partimiz Vatan’da büyüyor.
Vatan’da birleşiyoruz. Milliyetçiler, halkçılar, sosyalistler bunlar 19. Yüzyılın sonunda beraberlerdi. Devrimleri beraber yaptılar. Atlantik sistemi böldü. Biz tekrar vatanlaşıyoruz. Cumhuriyetçiler, milliyetçiler, halkçılar, devrimciler, sosyalistler şimdi Vatan’da birleşiyoruz ve ayağa kalkıyoruz. Bugüne kadar partimize emek veren, baş koyan bu davaya bütün arkadaşlarıma sesleniyorum. Büyümekten birleşmekten korkmayacağız. Omuz omuza elele vermekten, tecrübelerle birleşmekten başka deneyimlerle buluşmaktan, kavuşmaktan korkmayacağız. Vatanımızı birleştirmekten, üreten Türkiye’yi kurmaktan sakınmayacağız.
Küçük kalarak, birleşmekten uzak durarak, iktidar-devrim yürüyüşü olmaz. Onun için birleşiyoruz. Vatan’da birleşirken kıdemli kıdemsiz ayrımını kabul etmiyoruz. Herkes kendi deneyimiyle geliyor. Hizip kabul etmiyoruz. Hiziple grupla vatan kurtarılmaz. Bencillikle vatan kurtarılmaz. Bu birleşme kuşkusuz aynı zamanda önümüze her büyük atılımda olduğu gibi çeşitli sorunlar da getirecek. Vatan Partisi’nde hukuk uygulanacak. Parti hukukunu, Cumhuriyet hukukunun bir parçası olarak uygulayacağız. Parti, tepeden aşağı değil, tabandan yukarı halka dayanan parti olacak. Parti kuralları uygulanacak. Mafyaların yönettiği parti olmayacağız. Ahlak-namus partimizin esasıdır. Bütün üyeleriyle, yöneticileriyle, belde, köy, sokak, mahalle yönetici ve üyelerinden genel merkeze kadar en temel ilkemiz namustur. Yunus Emre gibi, Pir Sultan Abdal gibi, Mehmet Akif gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi namuslu olacağız. Partimizin esası emektir. Çalışmaktır. Örgütlü bir parti inşa edeceğiz. Ordu gibi herkesin birliği, vazifesi belli olacak. İş başı yapıyoruz. Vatan’da iş başı yapıyoruz. Tarihi bir eşikteyiz.
‘SARAYLARINI BİLİM YUVASI YAPACAĞIZ’
O saraylar AKP iktidarının mezarı olacak. Yıkacağız. O sarayı, bilimler akademisinin karargâhı yapacağız. ‘Çalış arkadaş’ diyeceğiz bilim adamlarımıza ‘Proje üret, bilimsel araştırma yap, uzaya çık, ayı fethet, yıldızları fethet’ diyeceğiz. O sarayları, bilim yuvası yapacağız. ‘Hayatta en hakiki yol gösterici bilimdir’ diyoruz.
‘KOŞ VATAN BAYRAĞI ALTINA’
Buradan milletimize çağrı yapıyoruz; gülümse Türkiye! Türkiye’nin öncüleri, emekçileri Vatan’da birleşiyor. Üretim ekonomisi geliyor, çalış, üret Türkiye. Vatanı birleştireceğiz. Türk de, Kürt de biziz, hepimiz Türk milletiyiz. Ve Türkiye’nin bütün öncülerine Vatan’da birleşme çağırısı yapıyoruz. Koş saflara, gel saflara, parti bayrağı altına, Vatan bayrağı altına.