Halk hareketinin gösterdiği 7 gerçek

Genel Sekreterimiz Özgür Bursalı, ABD’de yaşananların Türkiye ve tüm dünya için yeni fırsatlar yarattığını belirtti

Tarih:

ABD’de yaşananların Türkiye ve tüm dünya için yeni fırsatlar yarattığını belirten Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, 'Rusya, İran ve Çin ekseninde gerçek müttefikleriyle ilişkilerimizi daha hızlı örmeliyiz' dedi.

 

Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı Amerika’da Kongre binasının işgaline kadar giden halk hareketinin gösterdiği “yedi gerçeği” açıkladı. Atlantik çağının çökmekte olduğunu, çağdaş uygarlığın Asya’dan yükseldiğini vurgulayan Bursalı, ABD’de yaşanan gelişmeleri endişe ile değil, umutla takip ettiklerini bildirdi. ABD’deki kavganın finansçılarla üretimciler arasında olduğunu kaydeden Bursalı, Kongre binasına yürüyenlerin emekçiler, ensesi yanıklar, işsizlik parasıyla geçinmeye çalışanlar olduğunu ifade etti. ABD’de yaşananların Türkiye ve tüm dünya için yeni fırsatlar yarattığını belirten Bursalı, Türkiye’de umutlarını Biden’e bağlayanların telaş içinde olduklarını söyledi.

 

Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı ABD’de halk hareketinin gösterdiği 7 gerçeği şöyle sıraladı:

 

1- Atlantik çöküyor, çağdaş uygarlık Asya’dan yükseliyor. Yaşanan tüm gelişmeler bu gerçeği kanıtlıyor. Küresel salgında, ekonomide, askeri üstünlük bakımından, toplumsal değerler bakımından Atlantik sınıfta kaldı. Asya, kamucu ve paylaşmacı perspektifiyle, disiplinli ve dirençli toplumlarıyla ayağa kalkmıştır. Küresel salgınla mücadelesi, güvenlik, kültür, sanat, eğitim, teknoloji bakımından da yükselen uygarlık Asya’dır. Çok kutupluluğun ve daha adil bir düzenin önü açılmaktadır.

 

2- ABD’de yaşanan gelişmeleri endişeyle değil umutla takip ediyoruz. Buradan devrimci halk hareketleri yükselecek. Washington’ların, Lincoln’lerin, Roosevelt’lerin çizgisi yükselecek. Bugün filizlenen hareket, gelecekte Amerika’yı da yeniden kurtaracak. ABD’nin kendi toplumu içindeki çelişmelerin derinleşeceği bir sürece giriyoruz. ABD de artık çok kutuplu.

 

3- ABD’de ayağa kalkan emekçileri selamlıyoruz. Ayağa kalkanlar emekçiler, ensesi yanıklar, işsizlik parasıyla geçinmeye çalışanlar, … Biden onlara boşuna “ayaktakımı” demiyor. Kongre binasını basanları şeytanlaştırmak, marjinalleştirmek, yaftalamak, ırkçı, vandal vb. çeşitli sıfatlarla suçlamak, Atlantikçilerin ABD’yi kurtarmak adına sığındığı liman oldu. Her kitle hareketinin içinde aşırı unsurlar bulunabilir. Ancak bunun büyük fotoğrafta hiçbir önemi yok. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in ifade ettiği üzere, “kovboylar yeniden atlarına bindi.” Yolları açık olsun.

 

4- ABD’deki kavga finansçılarla üretimciler arasında. Yaşanan mücadele, sadece basit bir seçim savaşı değil. Eylemcileri de Trumpçı olarak tarif etmek büyük yanlış. Nispeten yoksul orta eyaletlerle dört sülükten aşırı zenginleşen kıyılar arasında. İki farklı kutup, kıyasıya bir savaş veriyor. Joe Biden, sadece Demokrat Parti’nin başkan adayı değil, ABD’deki küreselcileri, dünyaya tırnaklarını uzatan saldırganlığı temsil ediyor. İki kutup arasındaki çelişki aslında stratejik. Trump, ABD'nin askeri ve dolar hegemonyası üzerine kurulu sisteminin bittiğini gördü.

 

5- ABD hem Türkiye hem de dünyanın diğer ülkeleriyle dengeli bir ilişki kurmak zorunda kalacak. Amerikan ekonomisinin gerilemesi ve askeri üstünlüğünü kaybetmesi bunu dayatıyor. Dünya'da satın alma gücü paritesine baktığımızda Çin, ABD'yi sollayarak birinci ülke oldu. 1960'larda dünyanın toplam üretiminin yarısı ABD'deydi, şimdi ise bu oran yüzde 15'te. İkinci Dünya Savaşı süreci ve sonrasında dünyayı atom bombası ve diğer silahlarıyla tehdit eden bir ABD vardı. Şimdi ise Çin ve Rusya gibi rakipleri karşısında dünyaya öyle bir efendilik yapamıyor.
 
6- Bu sürecin fırsatlarına odaklanalım. Türkiye kendisine daha fazla güvenmeli, gerçek dostlarına sarılmalı. Astana süreciyle başlayan, çözüm modelini daha güçlü yürütmeliyiz. Rusya, İran ve Çin ekseninde gerçek müttefikleriyle ilişkilerimizi daha hızlı örmeliyiz. Doğu Akdeniz’deki hesaplaşma için ittifak potansiyelimize daha çok odaklanmalıyız. KKTC’nin tanınması için, Karadeniz Akdeniz Dostluk ve Barış Planında çizdiğimiz stratejinin gereği yapılmalı. ABD’ye direnen ülkelere özgüven ve cesaret vermeliyiz.

 

7- Biden tayfasının umutları başka bahara kaldı. Türkiye’de iktidar stratejilerini ve bütün beklentilerini Biden’a bağlayan Biden tayfası ABD’yi kurtarma telaşı içinde olduğu gözüküyor. Biden’den demokrasi ithal etmek isteyenler, ABD’deki “demokrasi rezervlerine” sahip çıkmak için sıraya giriyor. Biden’ın “dostları” birleştirecek enerjisi ve yeteneği yok. Ankara silahlı olarak işgal edilmediği sürece, Biden tayfasının Türkiye’de iktidar olma şansı sıfırdır. 

 

 

SÜRECİ ÖNCEDEN GÖRDÜK

Özgür Bursalı Vatan Partisi’nin süreci öngördüğünü de kaydederek şöyle dedi: “Ağustos ayında Vatan Partisi Genel Başkanı seçimlerin ‘karakolda biteceğini’, ABD’yi halk hareketlerinin beklediğini, içerde ciddi ayrışmalar olacağını, küresel salgın ve ekonomik krizin artan huzursuzluğu şiddetlendireceğini kamuoyuna televizyon programlarında ve açıklamalarında ilan etmişti. Dünyayı doğru okuyan ideolojik ufuk, tecrübe, öngörü ve ustalık bir kez daha farkını ortaya koymuştur.”