Avusturya Temsilciliğimizden açıklama

Kışkırtmalara karşı toplumumuzu uyarıyoruz

Tarih:

Vatan Partisi Avusturya Temsilciliği, PKK terör örgütü yandaşlarının, geçtiğimiz çarşamba günü Viyana’nın 10. ilçesinde (Favoriten) başlattığı ve dört gün sürdürdükleri kışkırtma eylemleri hakkında yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamayı aşağıda bilginize sunuyoruz. 

 

 

“VİYANA'DA YAŞANAN KIŞKIRTMALARA KARŞI UYARI!

 

Vatan Partisi olarak olayların en başında toplumumuzu şu mesajla uyardık: “Türk Ordusu’nun sürdürdüğü Pençe-Kartal Operasyonu nedeniyle köşeye sıkışan terör örgütü bir çıkış yolu arıyor, çünkü büyük moral çöküntüsü içerisinde. Üyelerimizi ve dostlarımızı Türk toplumunun içine çekilmeye çalışıldığı kışkırtma/provokasyon konusunda uyarıyoruz. Toplum olarak sakin kalmamız, sağduyulu davranmamız çok ama çok önemli. Kışkırtıcıların amaçlarına ulaşmasına izin vermeyelim. Saygılarımızla”(25 Haziran 2020 Perşembe Saat: 11.51)

 

 

YANIT BEKLEYEN SORU

 

Bu kışkırtma eyleminin kimin işine yaradığı, eylemin arkasında kimin olduğu sorusu halen yanıt beklemektedir. Lakin 4 gün boyunca süren eylemlerde Avusturya hükümetinin eylemleri yasaklamaması ve kışkırtıcılara göz yumması düşündürücüdür. Aşağıda madde madde sıraladığımız bazı olgular bu sorunun yanıtına işaret etmektedir.

 

 

NEDEN 10. VİYANA SEÇİLDİ?

 

Viyana’da eylemlerin adresi Karlsplatz Meydanı’dır. PKK’lıların eylem alanı olarak, Türklerin en yoğun yaşadığı 10. Viyana’yı seçmeleri, küçük bir grupla bu bölgede terör örgütü posterleri açmaları Türk Bayrağı ve Türkiye’yi hedef alan sloganlar atmaları kışkırtmanın planlı/hesaplı olduğunu gösteriyor.

 

 

ANTİFA SAHNEYE SÜRÜLDÜ

 

Eylemlerde öne sürülen ANTİFA grubuna dikkat çekiyoruz! 10. Viyana kışkırtmalarında başrolde, George Floyd protestolarından dolayı Donald Trump'ın sorumlu tuttuğu ve terör örgütü ilan ettiği,Antifa yer aldı. Tam adı “Anti-Faşist Hareket” olan bu grubun PKK/YPG tarafından eğitildiği ortaya çıkmıştı. ABD’nin savaş lobisinin desteklediği bu grubun Avrupa’nın dört bir yanındaki eylemlerde sahneye sürüldüğü görülüyor.

 

 

KIŞKIRTMAYA KOMÜNİST PARTİSİ VE YEŞİLLER DESTEĞİ

 

Eylemlerin bir tarafında Türk gençleri var. Ebu gençlerin eylemlerin ilk gününde kışkırtmalara bir refleks olarak tepki verdiği görülüyor. Sonrasında ANTİFA denen grubun tacizleri, olayların daha da büyümesinin ana sebebini oluşturuyor. Olayların bir tarafında kışkırtılmaya çalışılan Türkler bulunuyor, anacak diğer tarafta sadece PKK ve ona bağlı sahte sol gruplar yok! Avusturya Yeşiller Partisi ve Avusturya Komünist Partisi’nin terör örgütü yandaşlarının eylemlerine geniş bir şekilde katıldığı görülüyor. (Her türlü desteğe rağmen terör yandaşlarının sayısının 4 gün boyunca azımsanacak düzeyde olması PKK ve ona bağlı grupların eridiğini ve Kürt halkının eylemlere itibar etmediğini gösteriyor.) Sayıları ne olursa olsun, Yeşiller Partisi, Komünist Parti ve diğer Avusturya menşeili grupların kışkırtma eylemlerine katılması manidardır.

 

 

BÜYÜKELÇİNİN CESUR ÇIKIŞI TÜRK DERNEKLERİNİN ÇABASI

 

Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun, 26 Haziran Cuma günü yaptığı, “Viyana’da terör örgütü destekçilerinin kışkırtmalarına karşı dikkatli olunmalı! Bugünlerde terör örgütü destekçilerinin Viyana’nın huzurunu bozmak için provokasyonlar yaptığı yerlerden uzak durmak en doğru tavır olur!” olur açıklamasıyla olayların daha da büyümesini önlemiştir. Büyükelçinin çağrısının ardından Avusturya’daki kitle dernekleri eylem alanına gitmiş ve Türk gençlerini eylem alanından uzaklaştırmak için büyük bir çaba göstermiştir.

 

 

POLİSİN TAVRI

 

Avusturya polisi kışkırtmalarda Türk gençlerine yönelik özel eğitimli köpeklerini de kullanarak acımasızca davranırken Avusturya’nın yasakladığı sembolleri taşıyan PKK yandaşı gruba karşı koruyucu ve kollayıcı davranmıştır.

 

 

KURZ, PKK HAKKINDAKİ FİKRİNİ Mİ DEĞİŞTİRDİ?

 

Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak tanınan PKK terör örgütü elini kolunu sallayarak günlerce provakasyonlar yapmıştır. Başbakan SebastianKurz 1 Mayıs 2019 tarihinde, “Avusturya’da terör örgütü PKK’nın yeri yok” açıklamasını yapmıştı. Sayın Kurz, ne oldu da terör örgütünün kışkırtmalarına 4-5 gün boyunca göz yumdu? Eylemleri neden yasaklamadı? Hükümetin bu tutumu,“ÖVP ve Yeşillerin bu eylemlerden bir çıkarı ya da beklentisi mi var” sorularını akıllara getirmektedir.

 

 

SEÇİM HAMLESİ Mİ?

 

Viyana Eyalet Meclisi Seçimleri 11 Ekim 2020'de yapılacak. Viyana sosyal demokratların (SPÖ) ayakta kalan en önemli kalesi. Viyana nüfusunun yaklaşık yüzde 40,7'si (773.176 kişi) yabancı bir kökene sahip. Dolayısıyla seçimlerde göçmen nüfusun kararı belirleyici olacak. Kışkırtmalarla, neredeyse blok halinde SPÖ’ye oy verdiği göçmen nüfusun bir kısmının oyunun Avusturya’yı Kurz’un partisiyle koalisyon halinde yöneten Yeşiller Partisi’ne aktarılmaya çalışıldığı anlaşılıyor. Zira Yeşiller Partisi Milletvekili EwaErnst-Dziedzic ve Yeşilller taraftarları da eylemlerde boy gösterdiler.

 

Viyana Belediyesi’nin çeşitli büyüklükte 220 bin konutu var. Viyana Belediyesi’nin kaybedilmesiyle sonuçlanacak bir süreç SPÖ’yü tarihten sahnesinin dışına atılmasıyla sonuçlanabilir. Hükümetin uyum içerisinde çalışan iki ortağı (ÖVP-Yeşiller) öyle görünüyor ki, belediyeyi ÖVP’nin elinden alarak beraber yönetmek arzusunda.

 

 

KIRŞKIRTMALARI ALMANYA’YA TAŞIMAYI BAŞARAMADILAR

 

Viyana’da yaşanan olayları Almanya’ya taşımak istediler. Stuttgart, Ulm, Mannheimve pek çok şehir için eylem kararları alındı. Videolar ve fotoğraflar bu planın sonuçsuz kaldığını ortaya koydu. Zira katılım cılız kaldı.

 

 

SONUÇ

 

Özetle, Avusturya’da yaşayan Türk toplumu dört dörtlük bir provokasyonlakarşı karşıya kalmıştır. Vatan Partisi kışkırtmalara karşı toplumumuzun sağduyulu davranması için dün olduğu gibi yarında elinden geleni yapacaktır.Türk toplumu kışkırtmalara karşı daha sağduyulu davranacak ve kışkırtmaları her defasında boşa düşürecek bir duruş içinde olacaktır.

 

Yukarıdaki değerlendirmeler ışığında; Avusturya siyasetinin Türkiye’ye ile gerilimlerden beslendiğini ve seçim dönemlerinde bu gerilimin bilinçli olarak yükseltildiğini saptıyoruz. Bu saptama, kışkırtmaların seçimlere (11 Ekim 2020) kadar belirli aralıklarla sürmesinin sürpriz olmayacağını gösteriyor. Türk toplumu kışkırtmalara karşı uyanık davranmalı ve sağduyusunu her defasında korumayı başarmalıdır.”