Ekonomide Tehlike, Çözüm Var

Teoman Alili'nin sunduğu Ulusal Kanal Özel Yayın'da Genel Başkanımız Dr. Doğu Perinçek ve Ekonomist Hakan Topkurulu çözümü anlattı

Tarih:

‘Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları Türkiye’yi buradan çıkaracak köklü çözümler içermiyor ama ipuçları veriyor. Bunları asıl yapacak parti, tabii ki Vatan Partisi ve Vatan Partisi'nin Üretim Devrimi Programı'dır. Üretim ve istihdam odaklı bir ekonomi inşa etmektir.’

 

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Ulusal Kanal’da Teoman Alili’nin sunduğu Çıkış Yolu programında, yurdu etkisine alan koronavirüs salgınını değerlendirdi. Perinçek, koronavirüs tehdidinin kamucu bir programı zorunlu kıldığını söyledi.

 

Vatan Partisi’nin Üretim Devrimi programının kaçınılmaz olarak Türkiye’nin önüne geldiğini söyleyen Perinçek, Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarının koronavirüs nedeniyle gündeme gelmediğini, mevcut emperyalist siteme bağlı borçlanma ekonomisiyle Türkiye’nin gidebileceği bir mesafenin kalmadığını ve Türkiye’nin ancak üretim ve istihdam odaklı ekonomiyle bu bataktan çıkabileceğini belirtti. Perinçek sözlerine şöyle devam etti:

 

 

‘BORÇLANMA SİSTEMİ DUVARA ÇARPTI’

 

“Cumhurbaşkanı'nın çözümleri esaslı, Türkiye’yi bu bataktan kurtaracak çözümler değil. Ama Türkiye’nin girdiği eğilim çok açık bir biçimde görünüyor. Türkiye PKK’nın üzerine yürüdü, FETÖ’nün üzerine yürüdü, BOP projesini kaldırıp attı ve Türkiye’nin dinamikleri vatan savunması ve terörle mücadele mevzisine girdi. Şimdi buna benzer süreci ekonomide de görmeye başlıyoruz.

 

Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları Türkiye’yi buradan köklü olarak çıkaracak çözümler içermiyor ama ipuçları veriyor. Bunları asıl yapacak parti, tabii ki Vatan Partisi'dir. Vatan Partisi’nin Üretim Devrimi Programı'dır. Üretim ve istihdam odaklı bir ekonomi inşa etmektir. İhracata odaklanırsanız üretimden vazgeçersiniz, üretime odaklanırsanız üretiminiz de artar. Nereye odaklanacağımız çok önemli. Şu anki ekonomik ilerleyiş çıkmaza girmişti, koronavirüs nedeniyle o program, o borçlanma dediğimiz sistem, güm diye duvara çarptı.”

 

 

‘ÖZEL ÇIKARLA ÇÖZÜLEMEYECEK BİR SORUNLA KARŞI KARŞIYAYIZ’

 

Vatan Partisi lideri, tüm toplumsal çözümlerin, insan canı tehlikede olduğu durumlarda ortaya çıktığını belirtti ve şöyle devam etti:

 

“Bütün büyük savaşların arkasından devrimlerle çıkıldı. Bakınız 1. Dünya Savaşı'ndan Türkiye devrimle çıktı, Rus Devrimi, İran Devrimi vs. 2. Dünya Savaşı'ndan Çin Devirimi, Doğu Avrupa Devrimi, Hint, Kore, Küba Devrimleri vs. Savaşlar üretimi ateşliyor ama koronavirüs olayında üretimin ateşlenmesi değil üretimde emekçinin sağlığı söz konusu. Şimdi işçiler toplanmıyor, sokağa çıkamıyor, peki ekmeği kim yapacak? Dolayısıyla bu sağlık sektöründen başlayan yeni ve köklü kararlar alma zorunluluğunun, diğer alanlara doğru yayılacağı bir döneme giriyoruz.

 

İnsanlık özel çıkarla çözemeyeceği bir sorunla karşı karşıya gelmişti, koronavirüs bunu yakınlaştırdı. Yani üç gün sonra olacak olay bugün olmaya başladı. Yani olay koronavirüsten dolayı değil ekonomik çözümsüzlükten dolayı bu hale geldi. Mesela Çin çözümsüz değil. Çin’de planlı ekonomi ve kamuculuk var. Bu nedenle de koronavirüsü çok çabuk bir sürede alt etti. Bugün Avrupa ve Amerika basını, Çin’in bunu nasıl alt ettiğini konuşuyor. Devletçilikle alt ettiler. Özel hastanelerle hiçbir şey halledilmez. 80 milyonun tehdit altında olduğu bir durumda kamuculuktan başka çıkar yol var mı?”

 

 

‘SADECE SAĞLIKLA KALINMAMALI’

 

“Cumhurnbaşkanı'nın bugün ilan ettiği çözümler çok eksik. Sadece sağlıkta değil eğitimde, bankada kamulaştırmaya gitmek gerekir. Kamu bankacılık siteminin yayılması kaçınılmazdır. Eğitim de kamu eliyle olur. Aslında bu koronavirüs olayı eğitimde de kamulaştırmayı dayatıyor. Ücretsiz izinleri yasaklamak gerekir. Siz insanları evine ekmek götüremez hale getiremezsiniz. Onun tedbirlerini almak lazım.”


 
‘SİCİL AFFI ŞART’

 

“Buradan Hükümetimize sesleniyorum. Sicil problemleri olan esnafımız var ve bu milyonlara ulaşıyor. Esnaf ve zanaatkarlar için ‘sicil affı’ şart. Bu nedenle sicil affının derhal ilan edilmesi lazım. Vatan Partisi dört maddelik bir milli direnme ekonomisini savunuyor:

 

Birincisi, gıda güvenliği. Yani herkesin karnı doyacak. Herkesin ekmeği olacak. Sağlıklı beslenme koşullarını sağlamak Türkiye’de önümüzdeki dönemde bu devletin birinci önceliğidir.

 

İkincisi güvenliğin güvenliği. Yani polisimizden, askerimizden kesmeyeceğiz. Çünkü terör meselesi var. Efendim askere vermeyelim polise vermeyelim silah almayalım, gibi sözler çok büyük bir yanlış olur ve bedeli çok ağır ödenir. Bu nedenle güvenliğin güvenliğini sağlayacağız.

 

Üçüncüsü sağlık güvenliği. Tüm vatandaşlara kamu sağlık hizmeti verecek. Vatandaş ücret ödemeden vatandaşlık kimliği ile sağlık hizmeti alacak. Bunun için, sağlık sistemi esas olarak kamulaştırılacak.

 

Dördüncüsü de herkese eğitim hizmeti yapılacak.”

 

 

‘ZORLUKLARIN PAYLAŞILACAĞI BİR DÖNEME GİRİYORUZ’

 

“Kaçınılmaz olarak önümüzdeki aylarda Türkiye’de özel sağlık hastanelerinin kamulaştırıldığını göreceğiz. Bugünden sağlıkta kamulaştırma tedbirleri almak gerekir. Sağlıkta kamu hizmeti yapacak bir takım kuruluşlar, mülkiyetine dokunulmaksızın kamu idaresine geçici olarak verilebilir. Buralar özel kâr amacından kurtarılmalıdır. Tıpkı devlet hastanelerinde olduğu gibi parasız kamu hizmeti yapılacak şeklinde kanunlar çıkarılacaktır. Bunu kaçınılmaz görüyoruz.

 

Türkiye’yi kim yönetirse yönetsin önünde zorlukların olduğunu söylüyorduk. Zorlukların paylaşılacağı bir döneme girdik. Şimdi o süreç geldi. Hükümet zorlukları paylaştıran kararlar alıyor. Bu zorlukları göğüsleyecek, milli ruhu yaratacak toplumsal dayanışmayı yaratmak, el ele, gönül gönüle verme durumuna geldik. Bu zorlukları paylaştıran bir hükümetin de kurulması lazım.”