Trump Türkiye’yi değil sadece ABD’yi mahvedebilir

Genel Sekreterimiz Utku Reyhan, ABD Başkanı Trump'ın "Türkiye'yi mahvederim" tehdidine yanıt verdi

Tarih:

1/8
2/8
3/8
4/8
5/8
6/8
7/8
8/8

8 Ekim 2019

 

Genel Sekreterimiz Utku Reyhan, ABD Başkanı Trump'ın "Türkiye'yi mahvederim" tehdidine karşı ve Fırat'ın doğusuna başlayacak olan Barış Pınarı Harekâtına destek amacıyla ABD Büyükelçiliği önünde basın açıklamasını gerçekleştirdi.

 

Trump Türkiye’yi Değil Sadece ABD’yi Mahvedebilir

 

Değerli basın mensupları,

 

Türkiyemizin Fırat’ın doğusundaki PKK varlığını yok etmeye yönelik kararlı tutumu dosta güven düşmana korku vermektedir. Türkiye düşmanları afallamış, Türkiye’yi operasyondan vazgeçirmek için her yolu denemeye başlamışlardır.

 

Türkiye’nin kararlılığı sonucu ABD Başkanı Trump, bölgeden çekileceklerini ilan etmiştir. PKK/PYD/YPG/SDG/DSG isimleriyle anılan bölücü terör örgütü panik içinde ağlamaya başlamış, ABD’ye kendilerini “sattığı” için sitemde bulunmuşlardır. Dahası Trump, ABD yönetimi içindeki PKK dostu derin çete tarafından da suçlanmaya başlamış ve ona ABD’nin dostunun Türkiye değil, PKK olduğu hatırlatılmıştır. Başının üzerinde görevinden azledilme kılıcı sallanan Trump, dün akşam saatlerinde Türkiye’nin operasyonuna yol veren tavrını değiştirmiş ve Türkiye’yi küstahça hedef almıştır.

 

Trump, eğer çizgiyi aşarsa, Türkiye ekonomisini mahvedeceği tehdidini savurmuştur. Trump’ın “çizgiyi aşmak” diyerek ifade ettiği şey, PKK’nın yok edilmesidir. Çünkü PKK’nın yok edilmesi, ABD’nin Batı Asya’daki bütün planlarının geri dönülemez biçimde iflas etmesi demektir. ABD’nin bölgedeki varlığı, PKK’nın varlığına bağımlıdır.

 

Trump’ın tehditlerininiçi boştur. Göreve geldiğinden bu yana Çin’le ticaret savaşlarından, İran’a yaptırımlara, Venezuela’da hükümet darbesi yapmaktan, İsrail’in başkentini Kudüs’e taşımaya kadar birçok konuda dünyada azınlık olarak kalmıştır. Dünya artık ABD’nin efendi olduğu dünya değildir. ABD’nin Türkiye’yi mahvetme kapasitesi yoktur. Trump’ın, Türkiye’ye düşmanlık çizgisine devam ederek varacağı menzil, kendi yönettiği ülkeyi mahvetmek olacaktır.

 

Hiçbir ekonomik, askeri ya da siyasi tehdit, Türkiye’nin kararlılığını etkilememelidir. Hele hele, ekonomik ve askeri olarak gerileyen ABD’nin tehditlerine karşı ülkemiz dimdik durmalıdır.

 

Türkiye, kendisine yönelen PKK/PYD terörünü bertaraf etmek için kimseden izin almak zorunda değildir. Özellikle Suriye’deki varlığı tamamen yasadışı olan ABD, bu konuda Türkiye’ye şart koşacak pozisyonda hiç değildir.

 

Buradan, ABD büyükelçiliği önünden Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümete sesleniyoruz: Harekâtın amacı; sınırı, kapsamı, yönetimi ve akıbeti belirsiz olan bir güvenli bölge değil, PKK/PYD’yi temizlemek ve böylece hem Türkiye’nin güvenliğini sağlamak hem de Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak olmalıdır. Bu amaca ulaşmak için iki unsur şarttır. Birincisi Türkiye’nin askeri kararlılığıdır, ikincisi ise Suriye hükümeti ile işbirliğidir.

 

PKK’yı yok etme amacına ulaşmak için gerekli uluslararası zemin de oluşmuştur. Öncelikle Suriye hükümeti ile arkasından da Astana sürecindeki ortaklarımız Rusya ve İran ile anlaşarak PKK’nın silahlı olarak ezilmesi ve beyaz bayrak çektirilmesi mümkündür. Türkiye, Suriye, İran ve Rusya’nın Fırat’ın doğusu konusunda anlaşması durumunda ABD’nin ellerini havaya kaldırarak bölgeyi terk edeceği gün gibi ortadadır. PKK’yı sınırımızın biraz daha güneyine doğru itmek, sorunu çözmek değil sadece sorunu biraz daha ötelemek anlamına gelmektedir.

 

PKK’yı temizlemek için anahtar hamle, Suriye hükümeti ile işbirliğidir. Suriye hükümeti PKK/PYD’yi ve yönettiği bölgeleri yasadışı ilan etmiştir. Demek ki Türkiye ile Suriye’nin ortak yönü ikisinin de PKK’yı bitirmek istemesidir. Ayrıca Suriye, bir genel af çıkararak bugüne kadar kendilerine karşı savaşan kişileri affedeceğini belirtmiştir. Bu da Türkiye kontrolündeki güçlerin affedileceği anlamına gelir. Türkiye’nin eli bu konuda da rahatlamıştır. Artık Suriye ile işbirliği için bütün koşullar oluşmuş durumdadır. Şimdi hükümet bu işbirliği konusunda gerekli adımları atmalıdır. Buradaki gecikmeler, Türkiyemize zaman kaybettirmekte ve yapacağımız operasyonun maliyetini artırmaktadır. 1998 tarihli Adana Mutabakatı, Türkiye’ye bu olanağı tanımaktadır. Türkiye ve Suriye, birbirlerini tehdit eden terör unsurlarına karşı birlikte mücadele etmelidir.

 

Değerli basın mensupları,

 

Genel Başkanımız dün gece ABD Başkanı Trump’ınTwitter üzerinden yaptığı “Türkiye ekonomisini mahvederim” tehdidine yine Twitter üzerinden yanıt vermiştir. Genel Başkanımız, İngilizce ve Türkçe olarak “Bay Trump, sen ancak ABD’yi mahvedebilirsin” paylaşımı yapmış ve #MahvolursunTrump etiketini kullanmıştır. Bu paylaşım, on binlerce etkileşim almış ve milyonlarca kez görüntülenmiştir. Bunun üzerine Twitter şirketi, bugün bir açıklama yaparak, bu paylaşımı engellemeleri gerektiğini, #MahvolursunTrump etiketinin Trend Topic (TT) listesine girdiği için özür dilemişlerdir. Bu durum ABD’li sosyal medya sitelerinin sözde demokrasileri ve ifade özgürlüğüne saygıları hakkında bize fikir vermektedir. Demek ki Trump’ın Türkiye’yi mahvetme tehdidi serbest ancak Doğu Perinçek’in sen ancak ABD’yi mahvedersin demesi yasaktır.