Hasan Kundakçı'ndan Manisa açıklaması

Genel Başkan Yardımcımız Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı, Manisa'da zehirlenen askerlerimizle ilgili açıklamalarda bulundu.

Tarih:

Genel Başkan Yardımcımız Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı, Manisa’da zehirlenen askerlerimiz için basın açıklamasında bulundu. Kundakçı, şunları söyledi:


17 Haziran 2017 Cumartesi akşamı, Manisa’da yüzlerce askerimiz yemekten zehirlenmiştir. Alınan bilgilere göre şu anda şehit olayı yoktur. Buna elbette seviniyoruz. Ancak daha önceki olaylarda olduğu gerçek onlara da çok üzülüyoruz. Mehmetçiğin bu tür kayıpları hepimizi derinden üzüyor ve yaralıyor. Bu nedenle şehit olan askerlerimize Tanrı’dan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dileklerimizi sunuyoruz. Hastalarımıza da acil şifalar diliyoruz. Askerlerimizin yeniden zehirlenmesi ve bunun 2 ay içerisinde 4 kez tekrar etmesi oldukça düşündürücü ve herkesin kafasını karıştırmıştır. Arka arkaya tekrar eden olaylara karşın etkili bir önlem alınamaması Türk milletini de derinden üzmüştür. Olayla ilgili olarak yetkililerimiz şu anda araştırmalarını yapmaktadır. Araştırmalar kısa sürede sonuçlanıp etkin önlemlerin alınacağına ve bu tür olayların tekrar etmeyeceğine inanıyoruz.


Bu tür olaylar büyük Türk milletini derinden yaralıyor çünkü Türk Ordusu 30-40 yıllık, 100 yıllık bir ordu değildir. 2000 yıldan beri var olan bir ordudur. Tarihin kaydettiği en eski ordulardan biridir. Dünyanın her tarafında savaşmış, büyük zaferler kazanmıştır. Bu zaferler durarak, oturarak kazanılmamıştır. Hazırlanan ordularla kazanılmıştır. Ordular da insanlardan ve o günkü dönemde atlardan oluşuyordu. Türk orduları hem askerlerine hem de atlarına yüzyıllarca iyi bakmasını ve beslemesini bilmiştir. Ünlü General Napolyon’un dediği gibi “Ordu midesi üstünde yürür” askerini doyurmazsan, atlarına bakmazsan, ordu hareket edemez ve zaferler de kazanılamaz.


Sözün özü; Türk ordusunun yüzyıllar boyunca büyük birikimi ve geleneği vardır. Daha düne kadar, bir karavana geleneğimiz vardı. Bu gelenek yüzyılların deneyimi ile oluşturulmuştur ve o dönemlerde böylesine ardı ardına üzücü olaylar yaşanıldığı görülmemiştir. Özelikle son zamanlarda görmedik ve duymadık. Nedeni her olaydan sonra bu büyük ordu dersler çıkarmış, etkili bir denetim kurmuştur. Türk milleti bunu iyi bilir, bu yüzden geçmişte yaşanan ayrıntılara girmeyeceğim. Ancak yakın geçmişte atalarımızın getirdiği bu denetim sistemini görüp yaşadığımız için yararlı olur nedeni bunlardan kısaca söz etmek istiyorum.


Bu gelenekte yiyecek maddeleri mutfaklarımıza, kilerlerimize, ambarlara ve kazanlara girerken sıkı bir denetim olurdu. Gıda kontrol denetimi yapılırdı. Bu sistem hazırdı ve hemen denetim başlardı. Doktor ve veterinerlerin de hazır bulunduğu nöbetçi heyetinin ve birliklerin temsilcilerinin gözleri önünde bu yiyecekler kazanlara konuncaya kadar çok dikkat edilirdi. Nöbetçi subayları yemekler kazanda pişinceye kadar oradan ayrılmazlar, yemeğin pişmesini beklerlerdi. Yemekler piştikten sonra da nöbetçi subaylar yemeğin tadına bakarlar ayrıca o yemekten orada çalışanlara ve görevlilerin hepsine ayrılırdı. Bundan sonra yemekten bir örnek alınır birliğin en büyük komutanına götürülürdü. Komutana takdim edilen bu yemek örneğinden, komutan birer kaşık alır tadına bakar, sorun yoksa “Afiyet olsun, dağıtılsın!” diyerek emrini verirdi. Önemli nokta; komutanın yemeği tatması ile askerlerin yemeği yemesi arasında yaklaşık bir saat süre geçerdi, eğer yemekte bir sorun çıkarsa belirtiler komutanın üzerinde görülecek olduğundan askerlere yemek verilmezdi. Böyle bir şey olur ise, yemek dağıtılmaz, askere hazır yiyecek verilirdi. Bu basit ancak etkin bir önlem idi. Komutanlar bu konuda da askerinin önüne kendini atar, her türlü tehlikeyi kabul eder ve askerlerini korurlardı. Tarihi karavana geleneği savaş dönemlerinde de bütün etkinliği ile sürdürülürdü. Birlik neredeyse onlar da orada kazanlarında yemeklerini pişirir Mehmetçiğe yetiştirir, Mehmetçik aç kalmaz o da bütün gücünü savaş meydanlarında gösterir, başarılar kazanılırdı. Bu geleneksel sistem, özelikle 1. Dünya Savaşında, Türk Kurtuluş Savaşında, Kore Savaşında, Kıbrıs Harekâtında, isyanlarda ve son zamanlardaki terör olaylarına karşın mücadele esnasında sıkça kullanılmıştır. Ancak yeni gelen sistem henüz böyle bir denemeden geçmemiştir ve barış garnizonlarında bile böyle hareketlerle karşılaşılınca gelecekte savaş koşullarında nasıl bir sonuçla karşılaşılacağı kuşku ile karşılanmaktadır. Hemen akla tarihsel karavana geleneğimize dönme konusu gelmektedir.


Konuşmama burada son verirken şehit askerimize Tanrı’dan tekrar rahmet ve yakınlarına baş sağlığı ayrıca hasta askerlerimize de acil şifalar diliyorum.
Saygılar sunuyorum.