Doğu Perinçek: "Teröre özgürlük tanınamaz, teröristle demokrasi olmaz"

Genel Başkanımız Dr. Doğu Perinçek, Mardin, Diyarbakır ve Van Belediyelerine kayyum atanmasının çok yerinde olduğunu vurguladı

Tarih:

1/3
2/3
3/3

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, bugün Ankara Genel Merkez’de bir basın toplantısı düzenleyerek, HDP/PKK’nın güdümündeki Mardin, Diyarbakır ve Van Belediyelerine kayyum atanmasının teröre karşı mücadelenin başarısı açısından çok yerinde olduğunu vurguladı. Perinçek, şunları belirtti:


İçişleri Bakanlığı’nın HDP/PKK güdümündeki Mardin, Diyarbakır ve Van belediye başkanlarını görevden alması ve yerlerine kayyum ataması, ABD güdümlü PKK terörünü bitirmek için zorunlu bir uygulamadır. Bu uygulamayı hayata geçiren Hükümetimizi ve İçişleri Bakanımızı dün telefonla arayarak kutladım. Burada kamuoyu önünde bir kez daha kutluyorum. ABD güdümlü PKK ve FETÖ’ye karşı mücadelede aynı gemideyiz, Türkiye gemisindeyiz. 


 
PKK GÜDÜMLÜ BELEDİYELERİN MARİFETLERİ 


Ortada herkesin bildiği bir gerçek var: HDP belediyeleri, PKK güdümlü belediyelerdir. Bu belediyeler, PKK’nın emri altındadır. PKK’nın denetimi dışında faaliyette bulunma olanakları yoktur. Bu yönde istekleri de yoktur. 


PKK güdümlü belediyeler, PKK’ya eleman topluyor. 


PKK güdümlü belediyeler, PKK için haraç topluyor. 


PKK güdümlü belediyeler, PKK propagandası yapıyor. 


PKK güdümlü belediyeler, PKK’ya moral hizmeti veriyor. 


PKK güdümlü belediyeler, PKK’ya yardım ve yataklık yapıyor. 


PKK güdümlü belediyeler, PKK’ya erzak gönderiyor. 


PKK güdümlü belediyeler, PKK için hendek kazıyor. 


Eğer bölücü terörü bitireceksek, HDP belediyelerini görevden almak şarttır. 


 
HUKUKA UYGUN 
VATAN BÜTÜNLÜĞÜ İÇİN GEREKLİ 


HDP belediye başkanlarının görevden alınması, 


Hukuka uygundur, 


Vatan bütünlüğü için şarttır. 


İçerde ve sınır ötesinde PKK’yı bitirmek için gereklidir. 


Yurtta barışı sağlamaya hizmet etmektedir. 


Demokrasi ve özgürlüklerin hayata geçirilmesi için mecburidir. 


Güneydoğuda yaşayan vatandaşlarımızın işe, refaha, eğitime ve huzura kavuşması için elzemdir. 


 
PKK’YA KAMU OTORİTESİ VERİLEMEZ 


Türkiye, ABD güdümlü bölücü teröre karşı kesin başarı kazanmak için, PKK’ya hiçbir otorite olanağı tanımayacaktır. PKK’nın güdümüne bırakılan her belediye, Mehmetçiği arkadan vuracak bir terör mevziisidir. HDP’ye belediye, Mehmetçiğe kurşundur. 


PKK’ya belediye yok! 


PKK’ya halk üzerinde otorite olanağı tanınamaz! 


 
DEMOKRASİ TERÖRÜN TEMİZLENDİĞİ YERDE OLUR 


ABD güdümlü PKK/HDP Belediye başkanlarının görevden alınmasına itiraz edenler, bu uygulamanın demokrasiye aykırı olduğunu öne sürüyorlar. 


HDP’nin belediye başkanlarının Kandil’den atandığını HDP yöneticilerinin kendileri itiraf ediyorlar. Bu gerçeği herkes biliyor.  


Teröre özgürlük tanınamaz. 


Teröristle demokrasi olmaz. 


Terörün ve teröristin otorite sahibi olduğu yerde, demokrasi de olmaz, özgürlük de olmaz. 


Demokrasi, ancak terörün temizlendiği yerde işler. 


Özgürlükler, ancak terörün temizlendiği ortamlarda kullanılabilir. 


O belediyelerin bulunduğu illerimizin halkı, terör temizlendiği zaman özgür iradeye sahip olur ve özgür seçim yapar. Terörü bitirmek, demokrasi ve özgürlüklerin şartıdır. 


 
BELEDİYELER MİLLETİNDİR, TERÖRİSTLERİN DEĞİLDİR 


PKK güdümlü belediyeleri görevden alırsak, PKK’nın elinden haraç toplama yetkisini alırız, PKK’ya terörist devşirme olanaklarını ellerinden alırız. 


PKK güdümlü belediyeleri görevden alırsak, Fırat’ın doğusunda başarılı harekât yapabilir, Kandil’e girebiliriz. O belediyelere kayyum atamazsak, Kandil’e de giremeyiz. 


 
HDP/PKK’NIN KORUYUCULARI 


Türkiye, bugün Vatan Savaşı veriyor ve bir Üretim Devriminin eşiğindedir. Vatan Savaşında da Üretim Devriminde de Türkiye olarak ABD eksenli güçlere karşı cephe tutmuş bulunuyoruz.  


PKK güdümlü belediye başkanlarının görevden alınması, Türkiye’deki PKK koruyucularını bir kez daha bütün çıplaklığıyla gözler önüne çıkardı. 


İşte görüyoruz: PKK/HDP, Abdullah Gül, Davutoğlu, Babacan, CHP yönetimi, İstanbul ve İzmir Belediye Başkanları, FETÖ’nün ABD’deki ve ülkedeki elemanları, Saadet Partisi açıkça PKK güdümlü belediyelere siper oldular. Tıpkı onlar gibi ABD emperyalizmi ve AB sözcüleri de, PKK güdümlü belediyelerin görevden alınmasını protesto ettiler. Normaldir, ABD kendi teröristini korumaktadır. ABD-İsrail güdümlü cephedeki konumlarını bir kez daha ilan ettiler.  


PKK ile seçim ittifakı yapanların, PKK’yı Meclise sokanların maskeleri düşmüştür. HDP/PKK dostlarının Atlantik cephesindeki konumları da gözler önüne serilmiştir.  


İyi Parti ise, sıkıntıda, görüş açıklayamıyor.  
 
Vatan Partisi, AK PARTİ ve MHP ise, ABD güdümlü PKK/HDP’nin güdümündeki belediye başkanlarının görevden alınmasını gerekli buluyorlar. Türkiye cephesinde olmanın gereğini yerine getiriyorlar. 


 
İÇ CEPHE ESASTIR 


Türk Silahlı Kuvvetleri, PKK’ya karşı Pençe Harekâtından sonra şimdi de Kıran Harekâtına başlamış bulunuyor. 


Mehmetçik dış cephede savaşırken, Mehmetçiğin arkasındaki cephe sağlam olacaktır. Atatürk’ün belirttiği gibi, savaşta zafer için “İç cephe esastır.” Belediyeler, teröre karşı savaşta iç cephenin önemli kurumlarıdır. Belediyeleri düşmana bırakırsak iç cepheyi zayıflatırız. ABD güdümlü terör, Türkiye’nin güncel düşmanıdır. Bunu kavramayanlar, düşmana belediye verilmesini savunuyorlar. Buna izin verilemez. İç cepheyi pekiştirmek için PKK güdümlü belediyelerin görevden alınması ve bu belediyelerin başına vatanı ve milleti savunan yönetimlerin getirilmesi, bir savaş önlemidir.  


 
HDP KAPATILMALI 


HDP gibi bölücü terör faaliyetinin odağı haline gelmiş bir partiye yasal olanak tanınamaz.  


HDP’ye devlet bütçesinden her yıl verilen 90 Milyon Lira, Mehmetçiğe kurşun olarak dönmektedir. 


HDP’nin kapatılması, şarttır ve hukukun gereğidir. 


HDP’nin yerine aynı amaçla parti kurulması da yasalara aykırıdır. Yargı, bu konuda sorumsuz ve ürkek olamaz. Yargıtay Başsavcılığı, Anayasanın ve Siyasî Partiler Kanununun kendisine yüklediği görevi ve yetkiyi kullanmak durumundadır. Bu hem yargı görevidir hem de vatan görevidir. 


 
DEVLET VE MİLLETCE TOPYEKÛN MÜCADELE 


Türkiye, devleti ve milletiyle ABD güdümlü PKK terörüne karşı topyekûn mücadele yürütmek durumundadır. Teröre karşı mücadele yalnız Mehmetçiğe ve Polisimize bırakılamaz. Devletin her kurumu ve görevlisi, milletimizin her vatandaşı, toplumun her örgütlenmesi, teröre karşı mücadeleyle görevlidir. Bu savaş, İkinci İstiklâl Savaşıdır ve olanca gücümüzün seferber edilmesiyle en kısa zamanda kazanılacaktır.