"Cemaat ve Tarikatlara Yasal Statü Kazandırma Girişimi Anayasayı İhlal Suçudur"

Genel Sekreterimiz Osman Yılmaz'dan tarikat ve cemaatlere statü konusuna ilişkin basın açıklamasında bulundu.

Tarih:

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın cemaat ve tarikat şeyhlerini bir araya getireceği ve yasal statü konusunun masaya yatırılması ile ilgili Genel Sekreterimiz Osman Yılmaz yazılı bir basın açıklaması yaptı. Yılmaz şunları söyledi:

 

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın cemaat ve tarikat şeyhlerini bir araya getireceği ve yasal statü konusunu masaya yatıracağı basına yansıdı.


Diyanet İşleri Başkanlığının bu girişimi yasadışıdır. Anayasaya ve Anayasa Mahkeme’nin kararlarına meydan okuma anlamını taşır.


Anayasa’nın, “İnkilap Kanunlarının Korunması” başlıklı 174. Maddesi’ne aykırıdır. Devrim kanunları, Türkiye Cumhuriyet’nin Laiklik niteliğini korumak amaçlı olarak Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülemeyecek olan yasaları ifade etmektedir. Bunlardan en önemlilerinden biri 30 Kasım 1925 tarihli 677 Sayılı “Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Ünvanların Men ve İlgasına Dair Kanun” dur. Bu kanunun özü şudur: “Türkiye Cumhuriyeti içinde gerek vakıf suretiyle gerek mülk olarak şeyhinin yetkisi altından ve gerek diğer şekillerde kurulmuş bulunan tekkeler ve zaviyeler”i toptan kapatmasıdır.


Mustafa Kemal Atatürk’ün Kastamonu konuşmasında dile getirdiği gibi “Türkiye Cumhuriyeti şeyler, dervişler, müridler meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır.”


Diyanet İşleri Başkanlağı ve ona akıldanelik yapan bazı kesimlerin iddiasına göre tarikat ve cemaatler yasal statüye kavuşursa, bütün mürit ve dervişler bu statüye bağlı cemaat ve tarikatlere yasal üye olurlar ise hiçbir illegal faaliyet devlet denetimi dışında yapılamaz hale gelir deniliyor.


FETÖ örnek gösterilerek cemaatlerin statüye kavuşması ve cemaatlere yasal üyelik yolunun açılması talep edilirken şu gerçek unutulmaktadır. FETÖ’nün üyelerinin yüzde 90’nı yasal şirketlere, yasal derneklere, yasal vakıflara üyedir, yöneticidir okullarında dershanelerinde öğretmendir, personeldir vb.. Fakat bu kuruluşların nasıl yasadışı işlerin, istihbarat faaliyetlerinin, kara para aklama işlerinin, darbe girişiminin karargah haline geldiği 15 temmuz’da açıkça ortaya çıktı.

 

Tarikat ve cemaatleri meşru hale getirmek ve Devrim Kanunlarını arkadan dolanarak delme girişimidir. Bu tam bir aldatmacadır.


Diyanet İşleri Başkanlığı bu girişimi ile suç işlemektedir. Devrim Kanunlarını ve Anayasayı açıkça ihlale teşebbüstür. Bu girişime Türk Milleti kesinlikle müsade etmeyecektir. Türkiye’nin olağanüstü koşullarda birlik ve bütünlüğünü bozan bu girişimden derhal vazgeçilmelidir.