Yurtseverliğin denek taşı
Yurtseverlik, boş laf değildir. Maske de değildir. Halkı avlamak için kullanılan bir araç hiç değildir.
Yurtseverlik, her tarihi durumda somut bir mevzilenmedir; saf tutmadır; somut tavırdır.
Türkiye’ye ve Türk Ordusuna karşı yıllardır bir operasyon yürütüyor.
Operasyonu yürüten ABD emperyalizmi.
Amaç, Türkiye yurtseverliğini ezmek; Türk ordusunun savaş yeteneğini tahrip etmek.
Uygulama öyle boyutlara vardı ki, yüzlerce general ve subay hapse atıldı. Onlar üzerinden bütün komuta kademesi bir bakıma esir alındı.
Savaş cephesi Ergenekon’da
İşte bu durumda, Türkiye’ye yönelik tehdidin somutlandığı olay, Ergenekon tertibidir. Bugün savaş cephesi, Ergenekon’dadır; Balyoz’dadır; Poyrazköy’dedir; Kafes’tedir; Islak İmza’dadır.
Yaşanan olay, bir yargı faaliyeti değildir. Türkiye’nin ABD emperyalizmiyle savaşı orada cereyan etmektedir.
Bu nedenle Ergenekon tertibini bozmak, milli devlet, milli birlik, vatanın bütünlüğü ve halkın özgürlüğü programını hayata geçirmede kilit sorundur.
Özellikle, bu tertibin Türk Ordusunu tasfiye eden boyutları, yurtseverlik sınavının merkezini belirlemektedir.
Yurtseverlik maskesi
Dikkat edilsin MHP ve CHP, operasyonun Türk Ordusunu hedef alan cephesinde AKP iktidarıyla birlikteler. Genelkurmay’ın Türk Ordusuna yapılan operasyona ses çıkarmasına bile tahammülleri yok. Bu tavırlarını ABD ve AKP’den öğrendikleri “Darbeciliğe tavır” yalanıyla maskeliyorlar. ABD ve AKP’nin yalancı tanığı olmuşlardır.
İşte bu noktada yurtseverlik de, bir hakikat olmaktan çıkıyor ve maske oluyor.
Yurtseverlik kalesi
Ergenekon tertibini cepheden göğüsleyen bir tek Cumhuriyet Güçbirliği var.
Bazıları soruyor, niçin generaller aday diye.
Generallerin ve subayların kişisel birikimleri ayrıca bir üstünlüktür.
Ama bunun kadar önemli olan, Türk Ordusuna yönelik operasyonla savaştır.
Savaş Ergenekon’da veriliyor.
Cephe orada kurulmuş.
Bu cephede ABD ve işbirlikçi AKP iktidarı düşman konumundadır. Türkiye düşmanları!
MHP ve CHP ise asker kaçaklarıdır; savaşın firarileridir.