CHP’yi Neo – CHP yönetimi böldü
Kimi dostlar “CHP oylarını bölme” suçlamaları karşısında, hesap verecek hallere girdiler. Oysa CHP’yi bugün ki CHP yöneticileri bölmüştür.
CHP yönetimi, AKP’yi değil, CHP’yi yıkma misyonunu üstlenmiş gözüküyor. Neo – CHP böyle kuruluyor.
Yalçın Küçük Arkadaşımızın 24 Nisan 2011 günlü Aydınlık’ta yayımladığı Neo – Kemalizm üzerine 12 tezi, yaşanan süreci anlamak ve safını belirlemek durumunda olan herkesin önündedir.
Safını belirlemek derken, devrim ile karşıdevrim arasındaki cepheleşmeyi kastediyorum.
12 tezin 12’sini buraya yeniden alıyorum. Bu tezler tartışılmalıdır ve kesinlikle tartışılacaktır. Çünkü hayat dayatıyor.
Yalçın Küçük’ün 12 tezi
Birinci tez; kaset işi, Deniz Baykal’ı düşürmeyi aşan bir operasyondur. Cehepe’yi, akepe’nin arkasına koyma işidir. Bir dizi ihanetidir.
İkinci tez; kaset, şimdi tedavüle konulan söyleyiş ile, “yeni kemalizm” için bir işaret fişeğidir. Yeni kemalizm, a- Mustafa Kemal’den kopuş, b- laisizmi red, c- Ordu’ya düşmanlık anlamındadır.
Üçüncü tez; kemalizm ile “yeni kemalizm” arasındaki ortaklık “kemal” sözcüğüdür.
Dördüncü tez; Deniz Baykal’ın acılı ve vakur veda konuşmasında, F. Gülen’i koruma çabası, bir mantık ve dizgi sapmasıdır; çok açıklayıcıdır. Her sapma bir başka halka ve itiraftır. Her sapma, bir başka sistemin varlığının habercisidir.
Kılıcdaroğlu’nun, Hanefi Avcı kitabını bir polisin anıları olarak görmede ısrarı ve “sayın” Fethullah Gülen’i hep yüksek tutmaya özen göstermesi, Gülen’in referanduma ağır taarruzlarını görmezlikten gelmesi, diğer bir sapmadır ve aynı ölçüde ifşa edici olmuştur. İkincisi birincisini takip etmektedir. Bir başka düzeni duyuyoruz.
Beşinci tez; operasyonu çok cüretkarane, çok hızlı yaptılar ve ifşa etmiş oldular. Artık “yeni kemalizm” işportaya düşmüştür. 5 Eylül 2010 tarihindedir.
Bu projenin, “yeni kemalizm”, işportaya düşüşünü Soner Çağaptay’a borçluyuz; Washington’da mukim Soner Çağaptay, İsrael lobisi içinde kabul görüyor ve İsrael – Erdoğan çatlağından sonra sert bir anti-Tayyip Erdoğan çizgisini tutturduğunu biliyoruz. Çatlak öncesinde kuvvetli bir akepe destekçisi olarak görüyorduk.
Altıncı tez; “yeni kemalizm”, kemalizme son darbeyi indirme hamlesidir.
Yedinci tez; Fethullah Gülen ve Aydın Doğan kaset ve operasyona müdahildirler. İşte ortakdırlar, demek istiyorum.
Sekizinci tez; referandumdan evet çıkması, operasyonun içindedir, gereğidir. O halde, “Yeni” Kemal’in “ihmal” ile “hayır” oyu, oyuna uygundur.
Dokuzuncu tez; kaset, İsrael – Tayyip Erdoğan ve Washington – Tayyip Erdoğan münasebetlerinin en uzlaşmaz göründüğü bir tarihte gösterime konmuştur. İsrael ve Washington, stüdyoda ve mutfaktadır.
Onuncu tez; Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhuriyet’e yönelen tehditleri, anayasa mahkemesi ile ve hakimler ve savcılar yüksek kurulunun ilga edilmesini hiç görmeyerek, akepe’yi hedef almadan sadece Tayyip Erdoğan’a hücum etmesi, acemice bir iş olmasının ötesinde bir ifşaat değerindedir.
On birinci tez; cehepe, kemalizmde hızla uzaklaşırken, Ordu, kemalizm’e hızla dönmektedir. Dönüşte bir yenileşme ve zenginleşme görmek durumundayız.
***
Kemal Kılıçdaroğlu’nun, a, türbanı çözeceğim” iddiası ve bunun için ulemaya başvuracağını haber vermesi, b, silahlı kuvvetler iç hizmet kanununda bir madde değişikliği ile Ordu’yu müdahale yapmaktan men etme girişimi, c, silahlı kuvvetler komutanları hakkında sürekli “dava” ilanatı ciddi görülmemiştir. Ancak, “ban güç verin Tayyip Erdoğan’ın ayağını kaydırayım” manifestasyonu çok ciddidir. “Yeni kemalizm”, senaryo yazarları tarafından ciddiyetle kurgulanmaktadır.
***
On ikinci tez; yalnız ölü doğmuştur.