Doğu Perinçek: Ya açıklanmayan kasetler!

Kasetler ikiye ayrılıyor:
- Açıklanmış kasetler.
- Açıklanmayan kasetler.
Açıklanmayan kasetler, internet sitelerine konunca, açıklanmış kaset oluyor.
Tayyip Erdoğan, geçende “ Bana da kasetle şantaj yapıldı” dedi.
İşte sözünü ettiği bu kaset “Açıklanmayan” kasetler sınıflamasında.
O zaman biz de soruyoruz:
O kasedin açıklanmaması için, hangi dayatmalara teslim olundu?
Gazetelerde, üstü kapalı olarak Tayyip Erdoğan’la ilgili kasetlere göndermeler yapıldı. Bu yayınların şantaj amaçlı olduğu o kadar açıktı ki.
Ancak çok daha çarpıcı ve utanç verici olan, Org. Büyükanıt ile Tayip Erdoğan arasındaki ve Org. İlker Başbuğ arasındaki şantaj ilanlarıydı.
Başbakanlık koltuğunu işgal eden BOP Eşbaşkanı ile Genelkurmay Başkanları, birbirlerini bilgi ve dosya açıklamakla kamuoyu önünde tehdit ettiler.
Bu tür tehditler, eskiden kapalı odalarda olurdu. Rejim çürüyünce alenileşti. Cumhuriyet tarihinde, böylesi bir rezaletin üçüncü bir örneğine rastlanmıyor.
Sistemin mafyalaşması, yönetim katındaki ilişkileri de mafyalaştırdı.
Devlet edep ve terbiyesi bütünüyle kalktı. Çünkü devlet denen kurum, artık Amerika devletine bağımlı BOP Eşbaşkanlığı statüsüne inmişti. Devletsizlik, edepsizliği de beraberinde getirdi.
Şu anda kasetleri açıklanarak infaz edilmiş insanların kim oldukları biliniyor. Hem de bilinmemesi gereken ve bilinmesi acı veren boyutlarda.
Peki açıklanmayan kasetler ne işe yarıyor?
Açıklanan kaset, kullanılan mermi gibi o anda işi bitiyor.
Ama açıklanmayan kasedin gücü, şakağa dayanmış tabancaya benziyor.
CHP ve MHP’nin yayımlanan kasetlerle dayatılan görevleri hemen yerine getirmeleri yayımlanmayan kasetlerin tehdit gücünü de artırdı.
Çünkü bu iki Parti, kasetlere direnmeyerek, kasetlerin yaptırım gücünü kabul etmiş oldular. Bir bakıma kasetlerin gücüne büyülü bir kudret sağladılar.
Kasetlere daha en baştan meydan okunmalıydı. Bu ahlaksız tertiplere cepheden ve hep birlikte karşı konmalıydı.
CHP ve MHP’nin teslimiyetçi tutumları yüzünden, kamuoyu, kasetleri piyasaya süren merkezin namussuzluğunu sorgulamak yerine, tezgâha düşürülen insanların dedikodularıyla çalkalandı.
Böylece yayımlanmayan kasetlerin tehdit yeteneği de büyülü bir güç kazandı.
Türkiye bu çamurdan devrimle çıkar.
Ancak en azından Tayyip Erdoğan ile Büyükanıt ve Başbuğ arasındaki karşılıklı şantajların aydınlanmasını istemek kamuoyunun hakkıdır.
Bu tehditler, bazı sözde devlet yöneticilerinin birbirlerinin suçlarını gözlediklerini ifade ediyor.
Suç, özel hayat kapsamına girmez.
Suçluyu bulmak ve cezalandırmak bir kamu görevidir.
Suçu gizlemek ise, ayrıca suçtur.
Birbirlerinin suçunu tehdit aracı olarak kullananlar, birbirlerinin suçuna iştirak etmişlerdir.
Bize ne diyemeyiz, sonuna kadar takipçisiyiz.