Aydınlık okurlarından İsmail Arslan’ın sorusu şöyle:
"Siz; 16 Nisan Referandum öncesi sürdürülen çalışmalarda, anayasa değişikliğine, hayır cephesinde yer alarak, bu değişikliğe karşı çıktınız. Bu duruşunuz doğru idi. Ancak, kanun yok sayılarak, mühürsüz oylarla ‘Evetler’ kazandırılarak, parlamenter sistemin yerine, tek adam hakimiyeti parti devletine geçildikten sonra, bu süreçte bu sistemi kabul etmiş görünüyorsunuz. VP olarak parlamenter sisteme dönmemiz gerektiğinin hiç bir konuşmanızda altını çizmiyorsunuz. Farz edelim ki, Siz, 50+1 oy alarak, partili cumhurbaşkanı seçildiğinizde mevcut anayasaya göre göreve devam mı edeceksiniz? Hangi sistemden yana olduğunuzu şimdiden halkımıza açıklamanız gerekmiyor mu? Hele bir seçilelim ondan sonra düşünelim mi diyorsunuz. Bu vesile ile 30 Ağustos Zafer Bayramınızı kutluyorum. Selamlar. Aydınlık Okuru İ. Arslan."
ANAYASAMIZ MECLİSE VERİLDİ
16 Nisan 2017 günü Halk Oylamasıyla kabul edilen Anayasa değişikliğinin kimi hükümleri yürürlüğe girdi, kimi hükümleri de ilk yapılacak Cumhurbaşkanı ve TBMM seçim günü yürürlüğe girecek. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasası bu değişikliklerle kabul edilen anayasadır. Biz Vatan Partisi olarak, AKP’nin Yeni Anayasa girişimine karşı 2004 yılı baharından bu yana mücadele ettik. CHP ve MHP, Tayyip Erdoğan yönetiminin Yeni Anayasa önerilerini 2004 yılından beri esas olarak benimsediler. Ancak Türk milleti Vatan Partisi önderliğindeki mücadeleyle Türk milletini anayasa dışına atma, özerklik ve yaşam tarzlarına özgürlük dedikleri girişimi önledi.
Bu süreçte Vatan Partisi olarak TBMM Başkanlığı’na ve Anayasa Komisyonu’na kendi Anayasa önerimizi daha 2012 yılında gerekçesiyle birlikte sunduk. Bütün bu sürecin hikâyesini ve Vatan Partisi’nin Anayasa önerisini anayasa birikimimize dayanan gerekçesini kitap olarak da yayımladık. İlk basımı Haziran 2012 yılında Kaynak Yayınları tarafından kamuoyuna sunulan "Türkiye’nin Anayasa Birikimi" adlı kitap, aynı zamanda bir Anayasa Hukuku ders kitabı özelliğindedir ve geniş ilgi gördü. Kitabın alt başlığı şöyledir: "Bölücü Anayasa"nın Eleştirisi ve Cumhuriyetin Yeniden Örgütlenmesi.
Anayasa konusuyla ilgilenen herkesin incelemesini ve eleştirmesini dileriz.
CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİNİ KABUL ETMEDİK
Yeni getirilen Cumhurbaşkanlığı sistemini kabul etmedik. Dahası, Kemalist Devrimin anayasa seçeneğini yazılı olarak Meclise verdik. Bir gün o seçenek Meclis gündemine gelecek ve Türkiye’nin anayasası olacaktır.
Ancak şu anda yürürlükte olan Anayasa, 16 Nisan 2017 günü kabul edilen anayasadır. Türkiye’nin devlet düzeni ve devlet ile millet ve vatandaş arasındaki ilişkiler bu Anayasaya göre yürütülmektedir. Siz kabul etmeseniz de, uygulanan anayasa budur. Eğer CHP gibi, "Bu rejim gayri meşrudur" diyorsanız, o zaman bu tür saptamalar ciddiyet ister, gereğini yapmanız icap eder. Herhangi bir rejime gayrimeşru dediğiniz zaman, yapılacak tek iş isyan hakkının kullanılmasıdır. Siyasette, hele rejim konusunda sözün ve kararın bir ağırlığı vardır.
YENİ ANAYASANIN KOŞULLARI
Anayasalar, genellikle devrimlerle ve karşıdevrimlerle yapılır. O nedenle yeni anayasa yapmanın tarihsel, toplumsal-ekonomik, siyasal ve hukukî koşulları vardır.
Türkiye’nin 1876 tarihle Kanuni Esasi’den beri bir anayasa geleneği oluştu. Bu dünya ölçeğinde değeri olan bir birikimdir. Bu gelenek, Parlamenter Sistem, İstiklâl Savaşında Meclis Hükümet Sistemi gibi tecrübelerden geçmiş ve bugünlere ulaşmıştır.
KEMALİST DEVRİMİ TAMAMLAMANIN ANAYASASI
Biz Vatan Partisi olarak, Kemalist Devrimi tamamlama programını uyguluyoruz. Anayasa önerimiz de, devleti ve devlet-millet ilişkilerini Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve Devrimci bir Türkiye kurmaya yöneliktir. Anayasa, her zaman bir stratejik programın düzenlemesidir.
Bütün mesele, toplumun Kemalist Devrimi tamamlama hedefine yönelmesidir. Türkiye’nin içine girdiği olağanüstü koşullar, vatan savaşı koşulları, önümüzdeki yıllarda bu gündemi önümüze koyacaktır.
Ancak Yeni Anayasa yapmanın hukuki koşulları da bulunuyor. Siz, ben Anayasa yaptım" demenizle anayasa yapılmış olmaz. Toplumun o anayasayı meşru görmesi gerekir. Yeni anayasa ya böyle yeni bir meşruiyet talebinin kamu tarafından benimsenmesiyle olur veya var olan Anayasada belirtilen değişiklik koşullarına göre. Mecliste üçte iki çoğunluk oluşturulması gerekir.
KİŞİSEL GÜNDEMİNİZ VE ÜLKE GÜNDEMİ
Tarihe bakalım hiç kimse kendi anayasa özlemini topluma dayatamamıştır. O nedenle tarihî koşullar oluşmadan Anayasa değişikliğini gündeme getirmeye kalkarsanız, ülke gündeminin dışında kalırsınız. Her toplum, önündeki sorunları çözer, kendisine dayatılan sorunları değil. Şu anda Türkiye’nin önündeki sorun terörü bitirmek ve vatan bütünlüğünü sağlamaktır. Üretim Ekonomisinin inşası da, her an önemli bir gündem maddesi olabilecek işaretler veriyor. Bu sorunları bırakıp, millete Anayasa değişikliği vaat ettiğiniz zaman dar bir grubun içinde kalacağınız bellidir.
Her tarihsel atağın zamanı vardır.