Anayasa, bir devletin temel örgütlenmesini düzenler. Kısaca devleti kuran, devleti örgütleyen hukuktur.
Devlet stratejisinin hukuku
Şurası çok önemli:
Bir devlet, stratejik hedefini anayasasıyla belirler. Bu açıdan anayasa, devletin milli siyasetinin ya da temel stratejisinin hukuk diline çevrilmesidir.
Devlet, önüne koyduğu temel programa göre kendisini örgütler. Devlet, organlarının kuruluşunu temel programına göre düzenler. Yurttaşıyla ilişkilerini de stratejik programına göre belirler.
Anayasalar devrimle ya da karşıdevrimle yapılır
Örneğin 18. Yüzyılın sonundaki büyük devrim dalgasının ilk anayasa metinleri olan Amerikan ve Fransız anayasaları, demokratik devrim programına göre yapılmıştır. İlk insan hakları bildirileri o anayasalarda yer almıştır. Yasama, yürütme ve yargının demokrasiyi kurma amacıyla örgütlenmesinin ilk örnekleri de o anayasalardır.
Hitler ve Mussolini’nin emperyalist, gerici, ırkçı anayasaları ise, emperyalizm çağının karşı devrim anayasalarına örnektir.
Bunları niçin yazdık?
Anayasaların sınıflar üstü olduğu, ideoloji dışı olduğu, uzlaşmayla yapıldığı ancak cahillerin inanacağı bir hurafedir. Tarihte, devrim ve karşıdevrim anayasaları vardır. Çünkü devletler devrimlerle ve karşıdevrimlerle kurulur ve örgütlenirler.
“Toplum Sözleşmesi” uzlaşma değil ihtilal senedidir
Jean Jaques Rousseau’nun “Toplum Sözleşmesi” faraziyesinin uzlaşma anayasası palavrasının kanıtı olarak kullanılması, zırcahillerin işidir.
Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi bir uzlaşma değil, devrim yapan halkın yeni kurulan devletle yaptığı bir sözleşme faraziyesidir. Devlet, toplumun özgürlüklerini çiğnemeye kalkarsa, halkın devleti yıkma hakkını içerir. İhtilalci bir anayasa teorisinin karşıdevrim amacıyla kullanılması ihtilalin yüksek itibarından yararlanmaya yönelik bir düzenbazlıktır.
“Uzlaşma anayasaları” dedikleri anayasaların hepsi emperyalist devletlerin veya işbirlikçilerinin gerici anayasalarıdır. Halk düşmanı olan bu anayasaları yapanlar, elbette toplumun rızasını almaya özel bir önem verirler. Ve bunu yaparken halkı aldatmalarına yardımcı olarak cürüm ortakları ararlar. Bugün yapılan da odur.
Türkiye’nin devrim ve karşıdevrim anayasaları
Türkiye’nin anayasa tarihi de, devrim ve karşıdevrim tarihidir.
1876, 1921, 1924, 1960 anayasaları, devrimlerle gelmiştir. Hepsi de zamanlarına göre, toplumumuza hürriyet, istiklal ve çağdaşlık getirmiştir.
Cemal Süreya, 12 Eylül koşullarında yaptığımız Yazı Kurulu toplantılarında, Türkiye’nin anayasa tarihini hepimizin önünde kâğıdın üzerine şöyle yazdı:
Üç anayasa ortasında büyüdüm
Biri akasya
Biri gül
Biri zakkum
1924 ve 1960 devrimlerinin anayasaları akasya ve gül’dür.
1971’de başlayan ve 1980’de asıl vuruşunu gerçekleştiren karşı devrimci darbe sürecinin getirdiği 1982 Anayasası, zakkumdur.
AKP-PKK’nin bölünme anayasası
Bugün AKP ve PKK bir karşıdevrim anayasası getiriyorlar. Aralarında anlaşmışlar, imzalar atılmış.
2007’de tamamlanan Cumhuriyeti yıkma eyleminin şimdi de anayasası yapılıyor. AKP’nin başında olduğu Gladyo-Mafya-Tarikat rejiminin anayasası hazırlanmıştır. Uzlaşma komisyonu masasına ancak programı olmayanlar veya AKP’nin anayasa taslağına teslim olanlar, fikirsiz olarak oturur.
Meclise verilen rol
Meclise verilen rol, Türkiye’nin bölünmesini ve AKP’nin kurduğu faşist diktayı anayasayla tasdik etmektir.
Neo-CHP ve MHP bile bile aldatılmaya koşuyorlar. Onlar da biliyor ki AKP ve PKK oyları anayasa için çoğunluğu oluşturuyor. Ayrıca CHP’de AKP’nin yedek milletvekilleri var. Daha seçim öncesinde boy göstermişlerdir. MHP ise, iki kasete teslim olmuştur.
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin yoksullara ve millete oyunları
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “yoksulluk ve yolsuzluk” laflarının hele bundan sonra hiçbir anlamı yoktur. Halkı Cumhuriyet tarihinde görülmemiş ölçülerde yoksullaştıran bir yolsuzluk diktasının kuruluşunu yasallaştırmakta, yoksulları aldatmaktadır.
Devlet Bahçeli’nin vatan millet nutuklarının içi boştur. Milleti ve vatanı bölen bir anayasayı yasallaştırmaktadır.
Yapacak tek iş var
Bugün yoksuldan yana olanların, vatanını sevenlerin yapacakları tek iş vardır: AKP’nin Gladyo-Mafya-Tarikat anayasasına cepheden tavır almak ve “uzlaşma” yalanlarıyla bu bölünme anayasasının yasallaştırılmasına kesinlikle ortak olmamak! Millete başvurmak!
NOT: Aydınlık, bu süreçte bir kürsü olacaktır. Katkılarınızı, eleştirilerinizi, sorularınızı bekliyoruz.