Doğu Perinçek: Tam yol ileri!

Aydınlığı karanlıkla kuşatanlara cevabımız, süngü takıp çemberi yarmaktır. ABD’nin Sözleşmeli Personeline meydan okuyoruz: Bizi haftalık olduğumuz zaman boğmaya kalktınız, cevabımız sizin Gladyo-Mafya-Tarikat rejiminize her gün vurmak ve saltanatınızı yıkmaktır. Aydınlık’ın günlük çıkacağı haberi bile, korku duvarlarını yıkıyor. İşaret fişeği yakılmıştır. İşte Cumhuriyet Devrimi, “müdafa” mevzilerinden çıkıyor ve taaruza kalkıyor. Aydınlık, hücum borusunu çalıyor.

 

Aydınlık’ın birinci haberi budur. 

 

        

TÜRKİYE İÇ HATLARDAN KUŞATILDI

 

ABD, Körfez Savaşı takvimi gereği 2002 sonunda Türkiye de bir hükümet darbesi yaptı ve BOP Eşbaşkanlığı’nı milletin tepesine oturttu. Arkasından 2007’de Çankaya’yı ele geçirdi. “İki sayfa dokuz maddelik gizli anlaşmayla” bağladığı Abdullah Gül’ü oraya atadı.

 

Fethullahçı Gladyo alikıran baş kesen oldu. Cumhuriyet güçlerine operasyon, Orduya operasyon, yargıya operasyon, peş peşe geldi.

 

Cumhuriyet ve vatanı, yalnız devlet mevzilerinden değil, toplum içindeki çürümeyle de çembere aldılar. Sıcak para mafyası, hortumcular, borsa vurguncuları, cemaatler ve tarikatlar el ele verip Türkiye’nin temelini oydular. Güneydoğu bölgemizde hükümetçikler kurulmasıyla kuşatma tamamlandı.

 

Dış cepheye gelince, artık ABD Ordusu, Kuzey Irak’tan komşumuzdur. Güney Kıbrıs, İngiltere’nin ve Amerika’nın batmayan uçak gemisi. Ege mâlum.

 

 

BAŞKA SEÇENEK YOK

 

Türkiyemizi artık savunma taktiğiyle savunamayacağımız bir tarihsel durumdayız. 1927 yılının “muhafaza ve müdafaa” siperine demir atan ilericilerimiz, savuna savuna savunulacak bir şey bırakmadılar. Kabul etmemiz gerekir, Atatürk’ün bıraktığı Cumhuriyetimizin son kaleleri de, şu son dört yıl içinde yıkılmıştır. Devlet katında cumhuriyet kalmamıştır. Türk Ordusu bile hapisanelik olmuştur.

 

Türk milleti ve ordusu iç hat durumuna düşmüştür. Böylesi durumlarda seçenek teke iner: Taaruza kalkıp kuşatmayı yarmak!

 

 

DÜZENİN İÇİNE SIKIŞMIŞ OLAN ZİHİNLERİMİZDİR

 

Dışardan ve içerden kuşatma, Mustafa Kemal için çözümsüzlük değildi. Tam tersine büyük çözümün kapıya dayanması anlamına geliyordu. Bugün de öyledir. Çıkmazda olan Türkiye ve Türk Ordusu değildir, düzenin içine sıkışmış olan zihinlerdir.

 

Devrim, bir yönüyle taarruzun zorunluluk haline gelmesidir. Bugün Türkiye’yi, “muhafaza” ederek değil, ancak yeniden kurarak koruyabiliriz. Gladyo-Mafya-Tarikat sisteminin nesini koruyacağaz; bu rejim Türkiye’yi bitirmiştir.

 

AKP iktidarı Anayasa Mahkemesi hükmüyle “Cumhuriyeti yıkma faaliyetinin odağı”dır; yasadışıdır. Öyleyse Cumhuriyet yıkıcılarını yıkmak farz olmuştur.

 

 

RÜZGÂRIMIZ BİZİMLE  ROTAMIZ DÜZGÜN

 

Rota, iki yüzyıllık tarih tarafından belirlenmiştir: Namık Kemallerle Mithat Paşalarla başlayan Millî Demokratik Devrimimizi kesin zafere ulaştırmak. Daha yakın tarih içinde konuşursak, Kemalist Devrimimizi tamamlamak.

 

Devlet halkın olacaktır. Türkiye, Türkiye’den yönetilecektir. Türkiye, şeyhler, dervişler, mensuplar ve mafya ülkesi olmayacaktır. Ortaçağ karanlığı başta devlet ve hükümet mevzileri olmak üzere toplumun her alanından temizlenecektir. Emek özgürleşecektir. Üretim ekonomisi kurulacaktır. Türkiye’nin kaynakları, halka akacaktır.

 

Sefere çıkarken gözlerimiz arkada değil, rüzgârımız açık, milletimizin geleceği bizimle, provamız net, rotamız düzgün.

 

Limanda sevgilimiz seferden dönüşümüzü bekliyor.

 

GÜNÜN YAYINI: Teori dergisinin bugün bayilere çıkacak Mart sayısı: Türk Ordusu Kuşatmayı Nasıl Yaracak.