Evet Türkiye Atlantik sisteminden kopuyor ve Avrasya’daki bağımsız konumunu alma yoluna girdi. Bu sürecin koşullarını saptamak durumundayız. Çalkantılı, ateşli, sancılı bir süreç!
İKLİM
Olayların doğasını anlamak için son üç yıla bakmak yetiyor:
2014 yılı Martında Silivri duvarlarını yıktık.
Türk askeri, polisi ve köy korucuları, 24 Temmuz 2015’te başlayan silahlı harekâtla PKK’yı hendeklere gömdü. Bölücü ve gerici terörü yok etmek için silahlı mücadele devam ediyor.
15 Temmuz 2015 gecesi Ankara ve İstanbul’da Türkiye-Amerika savaşı oldu. Tanklarla, uçaklarla, helikopterlerle yürütülen bir savaş! Düşman Meclisi bombaladı, Genelkurmayı işgal etti. Yüzlerce can kaybı var ve binlerce yaralı. Türk Ordusu ve Milleti, ABD Gladyosunun Ordu ve Polis içindeki silahlı güçlerini ezdi.
Türk Silahlı Kuvvetleri, 25 Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı Harekâtıyla Amerikan Koridoruna girdi ve Kürdistan planını silahla bozdu.
Türk Silahlı Kuvvetleri, 25 Nisan 2017 günü başlayan harekâtla Sincar’ı ve Karaçok’u bombaladı. ABD tankları Türkiye’ye karşı mevzilendi.
Yunanistan, Ege’de Türkiye’nin 145 ada ve kayalığını işgal etmiş bulunuyor.
ABD emperyalizmi, Türkiye’yi Kıbrıs üzerinden de tehdit ediyor. İsrail ve Güney Kıbrıs, Doğu Akdeniz’de ortak askerî tatbikat yapıyor.
Ekonomideki kriz derinleşiyor ve ciddî sarsıntılar gündemde.
Ülke içine ve çevremize kulak veriyoruz, silah sesleri geliyor.
15 TEMMUZ ÖLÇÜTÜ
Olayları anlatabilmek için yıkmak, hendeklere gömmek, silahla ezmek, bombalamak gibi eylemleri kullanıyoruz. Yaşadığımız sürecin doğası bu. Olağanüstü bir dönemdeyiz. 15 Temmuz gecesi yaşananlar, arkamızda kalan anılar değil. Darbe tehditleri anlamında söylemiyoruz, ancak çetin bir döneme girdiğimizi bilmek açısından, Türkiye’nin önünde 15 Temmuzlar var. Türkiye’yi yönetmeye talip olanlar için ölçüt ve sınav, 15 Temmuzları göğüsleme ve çözüm üretme yeteneğidir.
Türkiye, dolaylı kuvvetlerle yürütülen bir savaşın içindedir. Özetle vatan savaşı veriyoruz. Savaşın iç ve diş cephedeki mevzilenmesi belli. ABD emperyalizmi ile karşı karşıya gelmişiz ve ABD’nin silahlı piyonları var. Türkiye, bu savaştan millî devrimle çıkma sürecine girmiştir.
SAHTE SORULAR
Bu koşullarda, sistemin siyaset düzlemine bakıyoruz. Yaşanan olağanüstü koşulların üzerini örten, içi boş, yapay tartışmalar, daha doğrusu atışmalar... İktidar partisinin ve ana muhalefet partisinin liderleri, silahların patladığı iklimde, “atlet” ve “adalet” sözcükleriyle çelik çomak oynuyorlar.
Sistem, içi boş bir gündem dayatarak, yaşadığımız halkı sistemin içinde tutmaya çalışıyor. Sistemin belirlediği oy hesapları, savaş hesaplarının önüne konuyor.
Sistemin önümüze koyduğu sahte sorulara bakınız ve bir de Vatan Partisi’nin gündeme getirdiği sorulara bakınız.
GERÇEK SORULAR
Vatan Partisi, gerçek gündemi kamuoyunun önüne koyuyor ve hükümeti belirleyecek gerçek soruları soruyor:
Ergenekon-Balyoz tertiplerine teslim olanlar, Türkiye’yi yönetebilir mi?
Ermeni soykırımı yalanına karşı mücadeleden kaçanlar, Türkiye’yi yönetebilir mi?
FETÖ ile hükümet kuranlar veya bugün FETÖ ile el ele verenler, Türkiye’yi yönetebilir mi?
15 Temmuz gecesi masanın altına saklananlar, beti benzi atanlar, Türkiye’yi yönetebilir mi?
PKK’yı hendeklerin içinden kurtarmaya kalkanlar, Türkiye’yi yönetebilir mi?
Vatan Savaşımıza PKK ile birlikte “Saray Savaşı” diyenler, Türkiye’yi yönetebilir mi?
Batı sistemine bağlılık beyanatları verenler, Türkiye’yi yönetebilir mi?
SAVAŞI YÖNETECEK
CUMHURBAŞKANI VE HÜKÜMET SEÇİLECEK
Türkiye’yi yönetme iddiasında olanlar, savaşı yönetecek! Cumhurbaşkanı, Beştepe Sarayında çay kahve içmesi için seçilmeyecek, Vatan Savaşına önderlik edecek bir Cumhurbaşkanı seçilecek!
Vatan Partisi, Vatan Savaşını zafere ulaştıracak, terörü bitirecek, vatan bütünlüğünü ve üretim ekonomisini sağlayacak, çağdaş ve aydınlanmış toplumu kuracak programı, stratejiyi ve siyasetleri Türk milletine sunmaktadır.
Vatan Partisi, savaş ikliminde Türkiye’yi yönetebilecek, yurtta ve Batı Asya’da barışı kuracak önderliğe sahiptir.
Türk milletinden yetki istiyoruz.
YENİ DÖNEMİN STRATEJİ VE SİYASETLERİNİ İŞLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ.
AYDINLIK’I OKTUTALIM, ÇEVREMİZE YAYALIM.