Üç oy kümesi
12 Haziran 2011 seçiminin sonucunu belirleyecek üç oy kümesi var:
1. Küsen ve sandığa sırtını çevirmiş olan seçmen
2. Kararsızlar
3. Muhafazakâr-yurtsever kitle
AKP ve CHP’nin küskün seçmeni
Araştırmalar sonucunda, sandığa gitmek istemeyen seçmenin yüzde 10 çevresinde olduğu sanılıyor.
Bunların önemli kısmı CHP seçmenidir. Kılıçdaroğlu ekibinin türban, genel af, liberal ekonomi, cemaatler, Dersim ve profesyonel ordu açılımlarıyla AKP’nin önünü açan bir fedai rolüne yönelmesi, CHP’nin çekirdek seçmeninde bunalım yaratmıştır.
Sandığa gitmek istemeyen ikinci grup ise AKP’nin yeni zenginler ve zümresine tepki duyan muhafazakâr-yoksul seçmendir.
Kararsızlar niçin kararsız?
Kararsızlar yüzde 11 çevresinde. Bu kitle, Türkiye’nin büyük tehlikelere, hatta iç savaşa sürüklendiğini kaygıyla izliyor ve var olan seçenekler arasında bir umut görmüyor.
AKP muhafazakâr-milliyetçilere odaklandı
AKP’nin seçim stratejisi, muhafazakâr-milliyetçi seçmeni kazanmak üzerine kurulmuştur. 12 Ekim 2010 halkoylamasında da bu kesime yönelmişti. CHP yurtsever seçmeni AKP’nin kucağına ittiği için “Evet” oyları yüzde 58’e çıktı. Kılıçdaroğlu, genel af gibi söylemlerle ve ülkenin bölünmesi karşısındaki duyarsızlığıyla bu kesimi AKP’ye hediye etmiştir ve bu ağır hatasını sürdürüyor.
Muhafazakâr-milliyetçi seçmen, arkada kalan seçimlerde MHP ve AKP arasında gidip gelmiştir. Bunların önemi kesimi, eski DP, SP, DYP çizgisindeki seçmendir. AKP, bu büyük kitleyi yanına çekmek için milliyetçi taklidi yapmaktadır. Bu amaçla MHP’nin döneklerini ve BBP’yi kullanma hesapları içindedir. Türkiye’yi bölen AKP’nin bir kısım “ülkücüleri” yanına çekmesi, ülkücü denilen olayın ayrıca sorgulanmasını gerektiriyor.
MHP, özellikle İç Anadolu’nun milliyetçi seçmenini AKP’ye kaptırmama telaşı içinde. Ancak Ergenekon tertibini destekleyen tavrıyla inandırıcı olamıyor.
Yurtsever-muhafazakâr seçmenin önemli kesimini kazanma olanağı Güçbirliği’nindir. Nitekim Oktay Akbal, doğru çözüme parmağını basıyor ve “Artık Vatan Cephesi’ni oluşturun” diye yazıyor. (Cumhuriyet, 15 Mart 2011).
Güçbirliği’nin oy birikimi
Partilerin bir miktar kemik oyları var. Bunlar ancak olağanüstü sarsıntılara yer değiştiriyor. Hatta seçmenin bağlandığı partiyi seçim haritasından sildiği bile oldu. ANAP ve DYP en çarpıcı örneklerdir.
Seçimin geleceğini belirleyen, kemikleşen oylar değil, arada dolaşan ve sandığa küsen oylar olacak.
CHP, genel af, türban, cemaatler, Dersim ve en son profesyonel ordu açılımlarıyla bir tek ABD’nin oyunu kazanmış, fakat ara güç konumundaki seçmenden kopmuştur.
Seçimin sonucunu belirleyecek seçmen kitlesini iyi anlayalım:
- Sandığa küsenler, köktenci, hatta devrimci çözümler istiyor.
- Kararsızlar, bağımsızlıkçı-halkçı bir hükümet istiyor; namusu yönetimi arıyor.
- Muhafazakâr-yurtsever seçmen, vatanın bütünlüğü, milletin birleştirilmesi ve devletin Haçlı emperyalizme karşı başını dik tutması konularında duyarlı.
- Bütün halk, iş ve aş istiyor.
Şifreler = Köklü çözüm-Emek-Vatan-Namus
Bu nedenlerle Güçbirliği için seçimin başarı şifreleri;
- Köktenci, devrimci,
- Emekçi, halkçı,
- Yurtsever, baş dik çözümlerdedir.
Süreç olağanüstü ise
Herkes biliyor: 91 yıllık Cumhuriyet sürecinin en olağanüstü zamanını yaşıyoruz. (Cumhuriyet 1920’de kuruldu, 1923’te değil).
O zaman çözümler de olağanüstü olacak!
ABD ve AKP’nin Cumhuriyet’i yıkması olağanüstü değil mi?
Seçim sonucu da olağanüstü olacaktır!
Tek şart, Güçbirliği’nin sıradan tavırlardan kurtulması ve olağanüstü çözüme yönelmesidir.
Güçbirliği’nin başarısı, katılacak parti ve grupların toplamında değildir.
Seçmen güvenidir ki birleşenler Türkiye’yi kurtarmak için birleştiler ve kendilerini bu göreve adıyorlar.