Herkes soruyor: Terör nasıl önlenir?
Terörü önlemek, PKK’ye indirgenirse, terör hiçbir zaman önlenemez. Çünkü PKK, ateşe sürülen örgüttür. Arkasındaki gücü saptamaktan korkarsanız, çırpınır durursunuz. Veya terörle mücadele ediyor rolü kesersiniz.
BOP haritasını önümüze yayalım
Önce şu haritayı önümüze yayalım. Roma’da NATO toplantısında duvara yansıtılan haritadan söz ediyoruz. O haritada Diyarbakır merkezli bir “Kürdistan” var.
Denebilir ki, harita en sonunda bir kâğıttır. Doğru, ama o harita, 1991 yılından bu yana kâğıt değil.
Birinci Körfez Savaşı’nın hedefi
ABD’nin 1991 yılında Irak’a saldırmasının tek bir amacı vardı. Irak, Türkiye, Suriye toprakları üzerinde ikinci bir İsrail kurmak! Savaşın nedeni Irak’ın petrolü değildi, petrol yan ürün. Mesele öncelikle petrol olsaydı, Saddam Hüseyin ABD ile savaşmaz, anlaşırdı. Kabul etmeyeceği tek şey vardı, Irak’ın bölünmesi. ABD, Birinci Körfez Savaşı ile 1991 yılında Irak’ı fiilen böldü.
Türkiye’nin bölünmesi 1991’de başladı
Türkiye’nin bölünmesi de o gün başladı. Irak’ın kuzeyi, Türkiye’yi bölme harekâtının ana üssüydü. Türkiye’yi bölme olayında kullanılan bir nolu alet PKK idi. Bu, 1991’den bu yana sabittir, yani değişmez. Bazıları PKK kuyrukçuluklarını içlerine sindirebilmek için, ABD-PKK işbirliğini ve İsrail-PKK işbirliğini görmek istemezler. Oysa ABD, Kürdistan planını PKK’siz yürütemez. PKK de, ABD’ye mahkûmdur. Herkes bunları yazsın bir yere.
İkinci Körfez Harekâtının asıl hedefi: Türkiye
ABD’nin 2003 baharındaki ikinci Irak saldırısının tek hedefi vardı: Irak’ın Kuzeyinde kurulmuş olan İkinci İsrail’i Diyarbakır’a doğru genişletmek.
Aslında harekât, 2002 yılında Türkiye’nin tepesine Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül ikilisinin oturtulmasıyla başladı. Böylece Ankara’daki hükümet ele geçirilerek Türk Ordusu iç hatlardan kuşatıldı.
Türkiye’yi bölmenin yol haritası
2 Nisan 2003 günü ABD Dışişleri Bakanı Powell’ın Ankara’da Abdullah Gül’e imzalattığı “2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma”, Türkiye’nin bölünmesinin yol haritasıdır. Abdullah Gül, gizli anlaşmayı yetersizliği ve tecrübesizliği nedeniyle ağzından kaçırdı (Vatan, 24 Nisan 2003).
9 maddeyi bir daha inceleyin, son 9 yılda Türkiye’nin hangi planda adım adım bölündüğünü madde madde görürsünüz (Doğu Perinçek, Tayyip Erdoğan’ın Yüce Divan Dosyası, 4. Basım, s. 99 vd.).
Ankara BOP’un eline geçmiş
1991’den bu yana yaşadığımız deneyimin özeti şudur: ABD’nin denetimi altındaki Türkiye, ABD’nin Türkiye’yi bölme planına sözüm ona karşı koyuyor.
Hükümetin başındaki zat, 2004 yılından beri bizim saptadığımız 36 yerde “ABD’nin BOP Eşbaşkanıyım, Diyarbakır’ı merkez yapacağız” diyor, Türkiye’yi bölme planında rol aldığını 36 kez ilan ediyor. Biz hala terörle mücadeleden söz ediyoruz. Hem de ABD’nin istihbarat vb. desteği masallarıyla.
Esir orduyla teröre karşı mücadele!
ABD, Türk Ordusuna karşı kendi ülkesinde harekât yürütüyor, 57 general ve amirali, yüzlerce kritik görev yapan subayı esir alıyor. Bizim genelkurmayımız, manevra elbiseleriyle sınırlarda gazetecilere fotoğraf çektiriyor. Hem de kimle? ABD ile 2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma yaptığını itiraf etmiş olan proje görevlisiyle.
Bu tablo değişmezse savaş kaybedilmiştir
Bu tabloya baktığımız zaman kesin olarak belirtelim: Bu savaş kaybedilmiştir. Çünkü yığınakta hata yapılmıştır. Türkiye terörünü besleyen “Büyük Müttefiki” tarafından iç hatlardan kuşatılmıştır. Türk Ordusu, kafasına çuvalı geçiren yabancı devleti, 57 general ve amiralini esir eden düşmanı tanımlamaktan bile acizdir; hatta düşman harekâtına “yargı” perdesi örtmekte ve kendi halkını aldatmaktadır. İktidar sahipleri ise, düşmanla birliktedir; tıpkı Vahdettinler ve Damat Feritler gibi. Baksanıza 24 asker şehit ediliyor, Damat Ferit’in aklı hala Andıç’ta, Ankara’daki “darbecilerde”.
Bu tabloda kamuoyu önünde, televizyonlarda, gazetelerde yapılan tartışmalar artık gevezeliğin de ötesindedir. İhanet, budalalık, ikiyüzlülük, sinsilik, puştluk; hepsi iç içedir. Bu tabloya isyan edenler ise Silivri ve Hasdal’a atılmıştır. Süreç devam ediyor. Tarık Akan, altın duruşunu bir kere daha gösterince, Zaman ve Hürriyet üzerinden derhal psikolojik harekât başlatıldı.
3. Orduya operasyon hazırlığı
İhanet o kadar ortadadır ki, BOP Eşbaşkanlığının yargı örgütü, Doğu bölgemizdeki 3. Orduya ve ona bağlı 8. Ve 9. Kolordulara karşı operasyon hazırlığı içindedir. BOP Eşbaşkanlığı “yargı” perdesi altında Türk Ordusuna arkadan vurmaktadır: PKK de Mehmetçiğin yoluna mayın döşemektedir.
Türkiye’ye ve Orduya karşı PKK ile açık işbirliğinde olan BOP Eşbaşkanlığının karşısında topuk selamı veren komutanlar terörle mücadelenin yalnız görüntüsünü verirler.
Org. Koşaner ölçüsü
Türkiye, ABD güdümlü bir planla bölünmeye ve hatta dağılma tehlikesi içeren bir kuyuya itilmektedir. İktidar, bu planın içindedir. TSK’nin Özkök, Büyükanıt ve Başbuğ gibi genelkurmay başkanları planın bazen merkezinde, bazen kenarında olmuşlardır.
Org. Işık Koşaner, bu hain plana isyan etmiş ve bir ölçü bırakmıştır. Mevcut Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel, Org Koşaner’in bu tarihi tavrını örnek alıyor izlenimi vermiyor. Umarız Türk Ordusu bu teslimiyete son verir ve komutanını da, sorumlu bir uygulamaya yöneltir.
Olmazsa olmaz
ABD’ye yenilmiş durumda olan Türkiye, savaşın kaderini nasıl değiştirir?
Temel şart, Türkiye’nin bütün imkân ve kabiliyetine Türkiye’nin bütünlüğü için ve Atatürk Devrimi temelinde devleti ve toplumu yeniden örgütlemek amacıyla bir Milli Hükümetin kurulmasıdır.
ABD’ye bildireceğiz
Milli Hükümet, ilk iş olarak ABD’ye şunu bildirecektir: Büyük Ortadoğu Projesine ve Türkiye’nin bölünmesine kararlı olarak karşı koyacak ve buna izin vermeyecektir. ABD dost olmak istiyorsa, sözde Kürdistan planından kesinlikle vazgeçmelidir.
ABD, hangi politikayı benimserse benimsesin, Türkiye bölgeye barış ve huzur için derhal askeriyeden ekonomiye kadar her alanda İran, Suriye, Irak, Rusya ve Çin ile işbirliğini geliştirecektir. Özellikle Almanya da uyarılacaktır.
Topyekûn seferberlik
Kuşkusuz en temel mesele, Türkiye’nin bütün devlet ve toplum imkânlarını seferber etmesidir. 20 senedir topyekûn mücadele planına geçilmemiştir.
Kürt yurttaşlarımıza durum bütün açıklığıyla anlatılacaktır. Türkiye Cumhuriyetinin bağımsız ve halkçı bir devlet olarak devam edeceği bütün dünyaya ilan edilecektir. Kürdümüz, merkezden yerele her alanda milletimizin eşit yurttaşları olarak hükümetlerde yer almaya davet edilecektir. Biz, Kürdümüze ABD ve İsrail uyduluğu değil, hükümet olmayı vaat ediyoruz ve bunu yapacağız.
Milli direnme ekonomisi ve refah
Türkiye’nin kaynaklarını dışa akıtan sıcak para komisyonculuğuna, büyük faizciliğe, hortumculuğa, borsa vurgunculuğuna son verilecek hortumcunun malına el konacaktır. Dışa kaçırılan kaynaklar Türkiye’ye kazanılacaktır.
Türkiye’nin bütün emek gücünü seferber eden bir üretim ekonomisi kurulacak ve refah hem bölgeler arasında hem de halk sınıfları içinde dengeli olarak paylaştırılacaktır. Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü hep birlikte özgürleşme ve zenginleşme temeline oturtulacaktır. Kürt halkı kazanılacak, herkese bir çıkış yolu gösterilecek, bütün bunlara rağmen, emperyalist planlara alet olmakta ısrar edenlere devletin yaptırım gücü kararlı olarak uygulanacaktır. Teröre ve bölücülüğe kesinlikle özgürlük tanınmayacaktır.
Türkiye’ye bölünme zor kullanılarak dayatılıyor.
Türkiye’nin zoru oyunu bozacaktır.
Süreç zor olanı dayatıyor
Bu program bazılarına zor gelebilir.
Ancak yaşadığımız süreç, bize milletçe zor olanı dayatıyor.
Türkiye, terörden kurtulmak ve bütünlüğünü yeniden sağlamak için zorunlu olarak bu programı uygulayacaktır.
Biz hazırız. Milletin ve Ordunun da hazır hale geleceğini göreceğiz.