Doğu Perinçek: Otların ideolojisi olmaz

Otlar bahsine destursuz girdiğimiz için, değerli biyoloji bilginimiz, yerdeşim Prof. Dr. Ali Demirsoy’dan bağışlamasını dileyerek sözbaşı yapıyorum.

 

“İdeolojisiz Anayasa” reklâmı
ABD ile yaptığı “2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma”yla tarihe geçen Abdullah Gül, Anayasa “Hiçbir ideolojinin mührünü taşımamalı” dedi (Gazeteler,2 Ekim 2011).
Neoliberaller ve tarikatlar, şimdi “ideolojisiz Anayasa” reklâmı yapıyorlar.
Öyle gözüküyor ki, öncelikle ideoloji kavramanın bilinmesi gerekiyor.

 

İdeoloji mânevi kültürdür
İdeoloji, bir toplumsal sistemin siyasal, hukuki, ahlâki değerlerinin ve fikirlerinin toplamıdır. Başka deyişle bir toplumun, bir sınıfın mânevi kültürüdür.
Toplumun sınıflara bölünmesi, başka deyişle uygarlığın doğmasından bu yana, mânevi kültür artık ideolojidir.

 

İdeolojisiz devlet ve anayasa olmaz
Devlet varsa, ideoloji vardır. Devletin kendisi ideolojiktir. İdeolojisi olmayan bir devlet olamaz. Çünkü devlet, bir toplumu toplumsal-ekonomik sistemin belirlediği ideolojiye göre düzenleyecek ve yönetecektir. Devlet, ideolojiler üstü olamaz. O zaman devlet olmaz.
Anaysa, bir devletin en ideolojik düzenlemesidir.
İcra İflas Hukukundan Anayasa kadar, bütün hukuk ideolojiktir. Ve Anayasa da hukukun en ideolojik katıdır. Hukukun mareşalidir.

 

Otların devleti yoktur
Bilge Kağan’ın, Hz Muhammed’in, Arslan Yürekli Rişar’ın, Cengiz Han’ın, Muhteşem Süleyman’ın, George Washington’un, 14 Louis’in, Robespierre’in, Beethoven’in, Bismarck’ın, Lenin’in ve Mustafa Kemal’in, bütün devlet yöneticilerinin ideolojileri vardır.
Ancak otların ideolojisi yoktur. Çünkü bizim bildiğimiz kadarıyla otların bir devleti olmadığı gibi, manevi değerleri de bulunmuyor. Köküne gidecek olursak, otlar insanlar gibi proje yaparak yaşamıyorlar. İnsanın tasarım yaparak üretimde bulunması, ideolojinin de kökenidir. Kültür, tasarınla başlıyor.

 

En sinsi ideolojik tavır
Peki niçin “ideolojisiz anayasa” reklâmı başlatılmıştır?
“Anayasa, hiçbir ideolojinin mührünü taşımamalı” görüşü, en sinsi ideolojik tavırdır.
Cumhuriyeti yıkan, milleti parçalayan, milli devleti ve Orduyu tasfiye eden ideoloji, kendisini gizlemektedir. Buradaki ideoloji, ABD güdümündeki Neoliberal-tarikatçı mafya ideolojisidir.

 

Anayasa geleneğimizin temel taşları
Daha somut konuşursak, Türkiye’nin anayasa geleneğinin temel taşları olan Atatürk Devrimi, Türk milleti, aydınlanma ve kamu değerlerinin anayasa dışına sürülmesi planıyla karşı karşıyayız.
Gerekçe ise okyanus ötesinde kotarılmıştır. Cumhuriyetin köşe taşlarına “ideolojik kavramlar” mührü orada vurulmuştur.

 

Komisyon masasında kesinlikle
saksılar değil siyasetçiler oturuyor
Bu “ideolojisiz anayasa” takiyyesine, görüldüğü kadarıyla bir tek Neo-CHP’nin Neoliberal yöneticileri inanıyor. Komisyon masasına ideolojisiz oturma fikrinin en çok onları ikna ettiği anlaşılıyor. Oysa masanın etrafına saksıların değil, siyaset adamlarının oturduğu tartışmasız bir gerçektir.

 

Milliyetçilik perdesi
MHP ise en ideolojik parti olmak iddiasındadır. Pratiğine bakıyoruz, bütün tarihi, Amerikano İslamcı akımla değişmez ittifak olarak özetlenebilir. Milliyetçilik, MHP’nin ideolojisi değil, fakat siyasal pratiğini örten perde işlevi görüyor. O perdenin önümüzdeki sürece ne kadar dayanacağını göreceğiz.
Hakim Neoliberel+Tarikat ideolojisi, üç partiye de mührünü vurmuştur: AKP, CHP, MHP. Anayasanın asıl içeriğini belirleyecek partiler ise, AKP ve BDP’dir.
2007 Temmuzunda tamamlanmış olan karşıdevrim, Anayasaya da mührünü vurmak üzeredir. 9 ay, göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Durum acildir. Görevler, yakıcıdır!

 

İdeolojimiz var:
İstiklâl Savaşı ve Kemalist Devrim değerleri
Türkiye, bir İstiklâl Savaşıyla ve devrimle kuruldu.
O devrimi, Türkiye’nin altından çektiğiniz zaman, cumhuriyet ve milli devlet kalmaz. Yaşanan budur.
Anayasa mücadelesi, İstiklâl Savaşı ve Kemalist Devrim değerleriyle yürütülebilir. Bu, öncelikle ideolojik mücadeledir ve siyasal mücadeledir, halk iktidarı için mücadeledir.
Türkiye’nin varolabilmesi için, devletin ve toplumun “Kemalist Devrim’in yaptığı işlerde” ifadesini bulan Halkçı-Devrimci ideolojiyle yeniden örgütlenmesi gerekir.
Karşıdevrim anayasasının karşısına devrimin anayasasıyla çıkılabilir.