Türk Ordusunda orgenerallikten sonraki rütbe, artık Hasdal ve Silivri nişanlarıdır.
Yabancı bir devlet Türkiye’mize ve Türk ordusuna karşı operasyon yürütmektedir. Bunu hâlâ saptamayanlar, budala taklidi yapmaktadırlar veya ihanete bağlanmışlardır.
Operasyonu yürüten yabancı devlet, ABD’dir. İsrail de operasyonun içindedir. Bu gerçeği görmek istemeyenler, korkaklardır veya operasyonun içimizdeki görevlileridir.
“Ordu düşman, AKP dost”
Amerikan Dışişleri Bakanlığı yazışmalarında (Wikileaks belgeleri), Türk komutanları düşman, AKP ise dost güç olarak anılmaktadır.
Ergenekon operasyonunun hedefi, milletimizi bölmek, milli devletimizi dağıtmak, Cumhuriyetimizi yıkmak, vatanımızı parçalamak ve halkımızı köleleştirmektir. “İslamcılık” maskesi altında, Haçlı emperyalistlerle işbirliği içinde bir mafya-tarikat diktası kurmaktadırlar.
Karşılaştığımız tehdit
Tayyip Erdoğan–Abdullah Gül–Fethullah Gülen yönetimi, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk Ordusuna karşı, çıkarını ABD emperyalizmi ve İsrail ile birleştirmiştir ve operasyonun yürütülmesini üstlenmiştir. TÜSİAD ve bölücü güçler de onlarla birliktedir.
MHP, başından beri bu operasyonu onaylamaktadır. “Darbeciler ayıklansın” sloganı, Türk Ordusuna karşı savaşa verilen desteğin örtüsü olmuştur.
Ana muhalefet partisi CHP, Baykal döneminde bu operasyona direnç göstermiş, fakat TSK’ya karşı yapılanlara seyirci kalmıştır. Neo-CHP yönetimi, “Yargı sürecini bekleyelim” safsatasıyla operasyonu desteklemektedir. Kılıçdaroğlu, TSK’nin İç Hizmet Yasasının 35. maddesini değiştirme önerisiyle darbelere tavır alma maskesi altında, ABD operasyonuna bağlılık bildirisini ilan etmiştir. Dünya tarihinde kanun maddeleriyle yapılan veya önlenen tek bir darbe yoktur.
2000’li yılların başından beri Türkiye, darbe tehdidiyle değil, Türk Ordusunun tasfiyesi tehdidiyle karşı karşıyadır. “Darbecilikle mücadele”, operasyonun ortak şifresidir. AKP, Neo-CHP ve MHP, bu şifreyi hep birlikte kullanmaktadırlar.
Sıra ordunun özelleştirilmesinde
Ergenekon operasyonuyla Türk Ordusunun Cumhuriyeti ve vatanı savunma yeteneği ciddi ölçüde tahrip edilmiştir. Polisteki F tipi örgütlenmeye dayanılarak mafya tarikat rejiminin silahlı gücü oluşturulmaktadır. Dahası Türk Ordusunun özelleştirilerek kriz bölgelerine sürülecek bir ücretli savaş gücüne dönüştürülmesi planı gündeme gelmiştir. İktidar partisi ve ana muhalefet bu planı açıkça savunmaktadır.
TSK, dışarıdan ve içeriden iktidar mevzilerinden kuşatılarak iç hat durumuna düşürülmüştür. Bugün yalnız Hasdal ve Silivri’deki komutanlar değil, dışarıdaki komutanlar da bir bakıma esir alınmıştır. Ya esareti kabul edeceklerdir veya etmeyeceklerdir.
Sıradan tavırlar geçersiz
Yargının çözüldüğü, hukukun bittiği yerdeyiz.
Durum olağanüstüdür.
Türkiye’nin düşmanları olağanüstü bir uygulama içindedir.
Sıradan tavırlar artık geçersizdir.
Türk milletinin öncüleri ve millet olarak, olağanüstü bir tavır almak zorundayız.
Akla karayı ayıran sınav
Türk Ordusu, silah taşıyan asker değildir; bir kültürdür; devrimci subayıyla ve Mehmetçiğiyle 19. yüzyıl sonlarından başlayan demokratik devrimle kurulmuş bir ordudur. Mehmetçiğin yerini Coni aldığı gün, ne vatan kalır, ne millet, ne emek, ne de namus!
Ordusunun tasfiye edilmesini seyreden milletler, yabancı orduları besler; yabancı orduların ayakları altında kalır. Irak ve Afganistan manzaraları meydandadır.
Bugün Orduya sahip çıkmak, yurtseverliğin, demokratlığın, devrimciliğin, sosyalistliğin denektaşıdır. Akla karanın ayrıştığı sınav buradadır.