Doğu Perinçek: Ocak 1991 Genel Grevini nasıl hazırladık

1991 3 Ocak Genel Grevine giden süreç, işçi sınıfımızın ve Vatan Partisi’nin tarihinde çok önemli tecrübeleri içerir.

1991 3 Ocak Genel Grevine giden süreç, işçi sınıfımızın ve Vatan Partisi’nin tarihinde çok önemli tecrübeleri içerir. 

 

 

1989 İŞÇİ BAHARI


1989 Baharı, 12 Eylül’den çıkışta işçi sınıfının tarih yazdığı bir takvimi belirler. 1990 Zonguldak Madenci Hareketi, İşçi Baharının doruğudur. 1989-1990 yılına geldiğimiz zaman, 24 Ocak 1980’deki Neoliberal Program ve o programın sopası olarak uygulanan 12 Eylül 1980 rejimi çıkmaza girmişti. Dışarıya baktığımız zaman, Washington yönetimi Irak’ı işgale hazırlanıyordu. 

 

1989 İşçi Baharından sonra Turgut Özal Hükümeti, Partimizi, 2000’e Doğru Dergimizi ve işçi sınıfını hedef aldı. Sansür Sürgün Kararnamesi’nin 10 Nisan 1990 tarihinde Resmi Gazete’de ilan edilmesi üzerine, Turgut Özal basın mensuplarına açıkça, “Endişe edecek bir şey yok, bu kararnameyi 2000’e Doğru dergisi ve Doğu Perinçek için çıkardık” diyordu. Nitekim Doğu Perinçek hakkında tutuklama kararı alındı ve 2000’e Doğru Dergisi kapatıldı.

 

 

ZONGULDAK MADENCİ HAREKETİ

 

Ancak baskılar emekçi hareketinin ateşini yükseltmekten başka işe yaramadı. Zonguldak Madencileri, Türkiye tarihinin en etkili ve en soluklu hareketini gerçekleştirdiler. Şemsi Denizer’in “Gemileri yaktık, geri dönüş yok” sloganı, madencinin Zonguldak eylemlerinden sonra Ankara yürüyüşünde yankılandı. Eylemlerin başında, her aşamada Partimiz liderleri, Ferit İlseverler, Osman Bilge Kurucalar, Hüseyin Karanlıklar, Niyazi Işıklar, Hıdır Hokkalar, Karadon Grev Komitesi'nden Erdoğan Uyan, Merkez Servisler Komitesi'nden Deniz Kayhan, Zonguldak’taki işçi önderi partililerimiz Metin Oğuzlar, Nazım Ayaroğlular, Cemil Özdemir, İsmail Gürsu, Ramazan Topçu, Cemil Coşkun ve diğer arkadaşlarımız vardı.

 

 

GENEL GREVE GİDEN SÜREÇ


1989 İşçi Baharında tersanelerde, limanlarda, tekellerde doğru önderliğimizle kazandığımız saygınlık ve otoriteyle işçi hareketine yön veren bir konuma gelmiştik. Bu koşullarda Turgut Özal hükümetini genel grevle sarsacak siyasetleri ve eylem planını uygulamaya başladık.

 

Diyarbakır Cezaevi’nden yeni çıkmıştım. Önce İstanbul’da Türk-İş’e bağlı 20’nin üzerinde şube başkanını topladık ve genel grev için örgütlenmeye başladık.

 

Türk-İş yönetimini Genel Grev eylemine ikna etmek için, İstanbul Likat-İş Genel Merkezi’nde Likat-İş Genel Başkanı Melih Yılmaz, Petrol-İş Genel Başkanı Münir Ceylan ve Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin ile tarihî bir buluşmamız oldu. Dördümüz, Türk-İş’in üyesi olan sendika genel başkalarını Ankara’da toplama kararı aldık ve çalışmalara başladık. 

 

 

ANKARA’DA SENDİKA GENEL BAŞKANLARIYLA TOPLANTI


13 Aralık 1990 günü Ankara’da 2000’e Doğru’nun Sansür Sürgün Kararnamesiyle kapatılmasıyla yayımladığımız Yeni Yüzyıl dergisi bürosunda Türk-İş’e bağlı 12 sendika lideriyle toplandık. Yeni Yüzyıl’ın 16 Aralık 1990 günlü sayısında toplantı çok canlı anlatılmış. 

 

Başkanlığını yaptığım toplantıya, o tarihte Türkiye işçi hareketinin önderliğini yapan aşağıdaki sendikacılar katıldılar:

 

Mehmet Bamyacı, Türk-İş Genel Teşkilatlanma Sekreteri.

Şemsi Denizer, Genel Maden-İş Genel Başkanı.

Bayram Meral, Yol-İş Genel Başkanı.

Münir Ceylan, Petrol-İş Genel Başkanı.

Melih Yılmaz, Likat-İş Genel Başkanı. 
Metin Türker, Çelik-İş Genel Başkanı.

Ali Ekber Güvenç, Basın-İş Genel Başkanı.

Atilay Ayçin, Hava-İş Genel Başkanı.

Kenan Durukan, Harb-İş Genel Başkanı.

Orhan Şimşek, Türkiye Maden-İş Genel Teşkilatlanma Sekreteri.

Hüseyin Özdemir, Ağaç-İş Genel Eğitim Sekreteri.

Mehmet Selçuk, Çimse-İş Genel Sekreteri. 

 

Toplantı beş saat sürdü. Sonunda en geç 10 Ocak 1991 gününe kadar genel grevi hayata geçirme kararı aldık. Genel Grevi hazırlama planımızı ise şöyle belirledik: Türk-İş’in Başkanlar Kurulu’nun derhal toplanmasını sağlayacak ve orada Genel Grevin gününü belirleyecektik. Kararı hızla uyguladık. Talebimiz üzerine Türk-İş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, Türk-İş Başkanlar Kurulu’nu topladı ve Genel Eylem’in tarihini belirledi. 

 

Bu arada Parti örgütlerimiz, özellikle sanayi kentlerinde işçi toplantıları düzenleyerek, emekçi kitleleri Genel Eyleme hazırladı. Yayın organlarımız da kamuoyunu bilgilendirmek için etkili yayınlarda bulundular. Türkiye öyle bir kıvama geldi ki, muhalefetin lideri konumunda bulunan Süleyman Demirel, Genel Eyleme kendisinin de katılacağını ilan ediyordu.

 

 

İŞÇİ SINIFININ SAVAŞA KARŞI MÜCADELESİ


Madenci Yürüyüşlerinde, 3 Ocak 1991 Genel Eyleminde ve sonrasında işçi hareketi ile savaşa karşı mücadele birleşti. O koşullarda yine Partimiz ve yayın organlarımız, mücadelenin siyasal önderliğini yürüttü. Sansür Sürgün Kararnamesi’nin süresinin sona ermesi üzerine tekrar yayına başlayan 2000’e Doğru Dergisi, sendika liderleriyle yaptığımız toplantılarda bir tür emek karargâhı konumuna gelmişti. 

 

Olağanüstü Hale ve savaşa karşı mücadelede işçi sınıfı önder konumundaydı. 16 Ocak 1991 günü 2000’e Doğru’nun Ankara bürosunda Sendika Genel Başkanlarının ve İstanbul Bürosunda şube başkanı ve işçi liderlerinin katımıyla toplantılar yaptık ve işçi sınıfının savaşa karşı siyasetlerini ve eylem çizgisini belirledik.

 

 

TÜRKİYE İŞÇİ HAREKETİNDE SENDİKALARIN ANAHTAR İŞLEVİ


1989 İşçi Baharından başlayarak 3 Ocak 1991 Genel Eylemi öncesi ve sonrasındaki tecrübeleri değerlendiren bir çalışmanın yapılması, önümüzdeki işçi hareketlerinin başarısı açısından çok önemli bir hizmet olacaktır. 

 

Şimdilik şu ders çok önemli: Sendika yönetimlerini doğru eylem çizgisine kazanmak, işçi sınıfını seferber etmek açısından anahtar değerindedir. Türkiye'mizin yakın dönem işçi tarihinde sendikaları dışlayarak yapılmış önemli bir işçi hareketi yok.

 

Bugün Ergün Atalay gibi vatansever, tecrübeli, namuslu ve güvenilir bir işçi liderinin Türk-İş Genel Başkanı konumunda bulunması, işçi hareketinin başarısı için çok önemli bir güvencedir.