Neo-CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CHP Grubunda tartışmaya izin vermeden 28 Haziran günü çok “kararlı” bir siyaset açıkladı:
“Tutuklu arkadaşlarımız yemin etmeden yemin etmeyiz.”
9 gün sonra, bu kez 7 Temmuz günü sözünden döndü ve yeni “kararlılığını” ilan etti:
“Teminat verilirse yemin ederiz.”
Eski yemin, bir haftada “bardak olmuş”, yeni yemin yürürlüğe girmişti.
Üç günlük yemin
Kılıçdaroğlu’nun yeni “kararlılığı”nın ömrü, 3 gün sürdü. CHP milletvekilleri 11 Temmuz günü meclis kürsüsünden yemin ettiler.
Bir liderin sözü, yemindir. Acaba Kılıçdaroğlu’nun son yemininin vadesi ne zaman dolacak?
Çiğnenen yeminler
Kılıçdaroğlu ve arkadaşları, “Biz Yeni CHP’yiz” diyerek, eski yeminlerini çiğnemişlerdir.
Neo-CHP’nin,
Türban açılımı,
Cemaat ve tarikat açılımı,
Fethullah Hoca açılımı,
Dersim açılımı,
“Yerel yönetimlere özerklik” açılımı,
“Türk kavramını anayasadan çıkarma” açılımı,
“Atatürk milliyetçiliğini anayasa dışına sürme” açılımı,
“Aile sigortası” perdesi altında sadaka ekonomisi açılımı,
Libya’ya Haçlı seferine destek açılımı;
Hepsi birer yemin çiğneme eylemi değil mi?
Bu açılımların hiçbiri CHP programında yok! Hele Atatürk’te hiç yok!
Neo-yemin
Kılıçdaroğlu ekibi, yemin çiğneye çiğneye, yemin kavramının kendisini çiğnemeyi de öğrendi.
Ne kararlılık kaldı!
Ne sözünde durmak!
Bu kavramları da yenilediler.
Her şey yepyeni!
Eyvah!
Böylece Neo-CHP, kendisine yakışan bir yemin kavramı da imal etmiş oluyor: Neo-yemin!
Biz yeminin eski anlamına bağlı olanlara da bir tek söz kalıyor:
Eyvah yine çiğnendi yeminler!
DÜZELTME: 12 Temmuz 2011 günü Rota’da yayımlanan seçkin yazarımızın mektubunda cümlenin doğrusu şöyle: “Adımızı yazmaktan çekinir hale geldik.” M harfi n harfi olarak dizilmiş. Bilginize.