Doğu Perinçek: Neandertallerin de bayramı kutlu olsun

Merâk edilen bir konudur: Neandertaller ne kadar bizden, onlarla ne kadar akraba, ne kadar hısım oluyoruz.

 

Onları geri zekâlı sananlar hayli yaygındır. 40 bin yıl önce soylarının tükenmesine neredeyse “oh olmuş” diyenler de az değildir. ‘Sapiensler oku icat etmişti, zavallı Neandertalleri telef etmeleri doğa yasasıdır’ diye övünenlere rastlanır. Sapiens kibirlenmeleri bilim dünyasına bile sızmıştır.

 

İNSANCIL OLMANIN BİR YOLU

 

Prof. Dr. Metin Özbek’in Bilim ve Ütopya dergisinin bayilerde bulunan Eylül sayısındaki “Gizemli Dünyasıyla Neandertaller” başlıklı yazısı bizim Sapiens önyargılarımızı sarsıyor. İyi de oluyor. Prof. Dr. Özbek, Sapiens böbürlenmesini bilimle ve insanlıkla terbiye ediyor. Çünkü Sapiens olmak, insancıl olmaya yetmiyor. İnsancıl olmanın bir yolu da, Neandertalleri tanımaktan geçiyormuş. Bugün onları ziyaret edip bayramlarını kutlayamayız ama her öptüğümüz el, her kucakladığımız omuz, biraz da Neandertalin eli ve omuzu.

 

TESTİNİN KULPUNDAKİ NEANDERTAL SEVGİLİ

 

Önce şunu öğreniyoruz, Neandertaller, bugün insanlığın içinde yaşıyor. Verilere göre, öyle okla, mızrakla, taş baltayla yok edildikleri doğru değil. Meğerse “Neandertal soykırımı” da, “Ermeni soykırımı” gibi emperyalist bir yalanmış. Biz diye baktığımız Sapiensler, onları boğazlamak yerine, onlara sarılmışlar. Ne güzel değil mi, tam bayramlık bilgi.

 

Olay, aynen Büyük Matematikçi Ömer Hayyam’ın rubaisindeki (dörtlüğündeki) gibi. Ta Lise yıllarından ezberimde kalmış. Hayyam meraklısı arkadaşım İrfan Koçak’ın defterinde de duruyor olmalı. Vasfi Mahir Kocatürk’ün çevirisiyle aktarıyoruz:

 

Şu testi benim gibi dertli bir aşıktı hey

Bir sevgili zülfüne gönlü sarmaşıktı hey

Şu boynunda gördüğün kulpa dikkatlice bak

O bir koldu, bir güzel boyna dolaşıktı hey!

 

Bilim ve Ütopya’nın Eylül sayısını okuyunca, testilerin kulplarına bir Neandertal sevgilinin kolu mu diye bakmayı öğrendim. 40 bin yıllık aşkların toprak olması insana hem hüzün, hem sevinç veriyor. Sevgi, insanlığın en büyük gerçeği olarak testinin kulpunda bile yaşamını sürdürüyor. Kutsal kitapların “insan çamurdan yaratıldı” iddiasını, çamurumuzda Neandertaller de var diye zenginleştirebiliriz.

 

40 BİN YILLIK AŞK

 

Prof. Dr. Özbek’in en dikkate değer görüşü, Neandertallerin Sapiensler tarafından yok edilmedikleri veya toptan doğa felâketine kurban olmadıkları.

 

Würm Buzul Çağının iklim koşullarında nüfusları azalmış, Sapienslerle binlerce yıl birarada yaşamış, derken kucaklaşmış ve onlara karışmışlar. Aslında buna yok oluş denemez, aşkın kudreti diyerek en insancıl yorumu yapabiliriz. Özeti: Kaynaşarak yola devam. En az kırk bin yıllık bir aşktan söz ediyoruz.

 

Bizim de içimiz ferahladı. Böylece insanlık en büyük suçundan aklanmış oluyor. Ve Neandertaller de bizim soyağacımızın bir yerindeler ve yaşamlarını sürdürüyorlar.

 

SAPİENS ÖNYARGILARINA TAŞLAMALAR

 

Neandertallere yan bakışların geçerli olmadığı görülüyor. Beyinleri Sapienslerden çok iri. Gözleri çok daha keskin, kartal gözü. Göğüs kafesleri daha geniş. Vücutları çok daha güçlü. Soğuğa ve ıslağa çok daha dayanıklılar. İnsanlığın genlerine olumlu özellikler katmışlar. Bunlar da bize Neandertal sevgililerimizden kalan armağanlar. Öğrenince, insanın ‘fena mı olmuş, iyi ki kaynaşmışız’ diyesi geliyor.

 

Belediyelerimizin bilgisine ve sizin de aklınızın bir köşesinde olsun: Bulunduğunuz kentte, bıçaktan kaçan bir dana olursa, onu yakalamak için bir Neandertal aramanızı salık veriyoruz. Çünkü avcılıkta Sapienslerden çok daha ustalar, Prof. Dr. Metin Özbek öyle yazıyor.

 

NEANDERTALLERLE BAYRAMLAŞMA

 

İşte Bilim ve Ütopya dergisinden öğrendiklerimiz sayesinde, bayrama insanlık halesini genişleterek girmiş bulunuyoruz. Adettir ya, ailemizden başlayıp komşuların, yerdeşlerin, milletimizin, Müslüman âleminin, derken insanlığın diye sıralayarak herkesin bayramını kutlarız.

 

Neandertalleri de unutmayalım artık. İnsanlık kavramının içine onları da katınca, bayram daha insancıl oluyor.

 

Neandertallerin de bayramları kutlu olsun!

 

Doğu Perinçek / 12 Eylül 2016, Aydınlık