Doğu Perinçek: Merhaba Kamuculuk-8

Çin’den filizlenen çözüm

Emperyalist kapitalist özel çıkar sistemi çözümsüz ama insanlık, Çin örneğinde çözümün ipuçlarını yakalıyor. Bütün dünya Çin'in toplum sağlığı mücadelesine duyduğu hayranlığı artık gizleyemiyor.

 

Dünya Sağlık Örgütü, bütün dünyaya “Çin’in yaptığını yapın” bildiriminde bulundu. Çin’in kamuculuğu ve halk seferberliği, dünyanın örnek aldığı çözüm oldu. Yedi iklimde Çin mucizesinden söz ediliyor.

 

 

‘ÇİN MUCİZESİ’


“Çin mucizesi” insanlığın yeni tanıştığı bir olay değil, çağımızın en çarpıcı olayı. Hâlâ Mao’nun yol gösterdiği Çin Devriminin üretimde, eğitimde, teknolojide, yapay zekâda yarattığı mucizeye şimdi halk sağlığındaki son başarı eklendi. Aslında başarı, Çin örneğinde, kamuculuğun, toplumculuğun, planlamanın ve halk seferberliğinin başarısıdır. Şi Jinping yönetimi bu programı uyguluyor.

 

Çin Devrimi, yüzyılı aşan Uzun Yürüyüşü içinde, öyle devrimci bir parti, öyle dayanışmacı ve disiplinli bir halk, o halkın hizmetinde öyle bir devlet inşa etmiştir ki, şimdi Çin’e özgü sosyalizmde direnmenin ürünlerini toplamaktadır.

 

 

DÜŞMANLARINDA SAYGI UYANDIRAN BAŞARI


Batı kamuoyuna bakacak olursak, korona salgınının nedeni “Çin’in ilkelliği” idi, hatta sosyalizmdi. Çin’in devlet ve toplum disipliniyle yürüttüğü uygulamalar, “insan hakları” diye suçlanıyordu.

 

Çin, salgını denetim altına alınca, suçlamaların yerini, övgü ve hayranlık aldı. Çin’i ve Avrasya ülkelerini “otoriter”, “despot”, “otokratik” gibi nitelemelerle karalayan Batı hükümetleri, şimdi devlet ve toplum disiplininin başarıları karşısında yenilgi duygusuna kapıldılar.

 

Kırk yıldır Avrasya’nın yükselişiyle gelen çağa işaret ediyoruz. İşte şimdi herkes o insancıl, kamucu, paylaşmacı çağı selamlıyor.

 

Emperyalist merkezlerin boynu eğiktir. “Devletçilik öldü” diyenler şimdi Liberalizmin cenazesini kaldıracak güçten bile yoksunlar. ABD’nin yarı resmî organlarından Foreign Affairs, küresel düzenin yeniden kurulduğunu vurguluyor ve ABD inişe geçerken, Çin’in uluslararası liderliği ele geçirdiğine dikkat çekiyor (Kurt M. Campbell ve Rush Doshi, Foreign Affairs, 18 Mart 2020).

 

 

DÖNEKLERİN DÜŞ KIRIKLIĞI


Plastikten yürekleri emperyalizmin merkezleriyle uyumlu çarpan dönekler de düş kırıklığı içindeler. Sovyetler Birliği’nin kapitalizme dönüşünü döneklik için fırsat saymışlardı. Şimdi Çin düşmanlığında küresel merkezlerden daha kontrolsüz ve daha arsız çıktılar.

 

İçlerinin rahatlaması için sosyalizmin Çin’de de başarısızlığa uğramasını dört gözle bekliyorlardı. Çin Komünist Partisi’nin “Mao Zedung’u Deng Siaoping ile harmanlayarak partinin ideolojik alanını genişlettiğini ve Sovyetler Birliği’nden ders alarak glasnostu (açılımı) olmayan bir perestroyka (yeniden yapılanma) uyguladığını ve Komünist Partisi yönetiminde kapitalizme geçtiğini” yazıp çiziyorlardı.

 

Troçkizmin bulutların üzerinde inşa ettiği “Bir çırpıda sosyalizm” teorileri iflas edince, yandaşlarının bir kesimi emperyalizmin propaganda memurluğuna yuvarlanmışlardı. Yeniden aynı tecrübe yaşandı. Çin’in sosyalizmi inşada kararlığı karşısında ellerinden kin duymaktan öte bir iş gelmiyor. Vazgeçtikleri bir dava, artık insanlığın çözümü olmaktadır. Kendi geçmişlerine duydukları nefreti dizginleyemedikleri için, ABD’nin Hong Kong’ta kışkırttığı gerici hareketleri alkışlayacak hallere bile düştüler. Sosyalizme düşmanlıkları, “Çin’le izdivaç eden” dünya emekçilerine ve ülkelere düşmanlıkla bütünleşti ve piyonluk gündemini belirledi. ABD emperyalizmine karşı insanlık cephesini oluşturan ülkeleri despotlukla ve diktatörlükle suçlayan emperyalist koroya cılız sesleriyle katıldılar. Sosyalizmin başarılarını paylaşamadıkları için, şimdi Neoliberaller ile aynı düş kırıklığını paylaşıyorlar.

 

 

KEMALİST DEVRİMCİLİĞİN YÜKSELİŞİ


Çin’in başarıları, Türkiye açısından Kemalist Devrimin yeniden yükselişidir. Lenin, Atatürk ve Mao, çağımızın büyük devrim önderleridir. Önderlik ettikleri devrimler, kendileri hangi adı verirlerse versinler, içerik olarak millî demokratik devrimlerdi. Çin yaşanan büyük tecrübeleri değerlendirerek, şimdi insanlığın önüne büyük çıkış yolunu koymaktadır.

 

Çin’in direndiği kamucu çözümde Türk Devriminin de önemli katkıları var. Bu nedenle Çin Mucizesi bize yabancı bir tecrübe değildir. Bizim yaşadığımız devrimci pratiğin kardeşi, Asya’nın öbür ucunda mucize yarattı. Biz, aynı mucizeyi Kemalist Devrimi tamamlayarak Asya’nın Batı ucunda yaratacağız. Yeterli birikimimiz vardır.

 

Çiller, Kitlerin Özelleştirilmesi Yasanının onaylanması üzerine Meclis’te yaptığı konuşmada, “Son sosyalist devleti yıktıklarını” ilan etmişti. Özelleştirme sayesinde, “Eğitimin önünü açtıklarını ve daha iyi sağlık hizmeti yapacaklarını” söylüyordu (Gazeteler, 25 Kasım 1994). Erken konuştuğunu şimdi herkes anlamış olmalı. Yıktık sandıkları Kemalist Devrimin tamamlanması, ufukta görünen çözümdür.

 

 

KİTAP

DAYANIŞMA VE PAYLAŞMANIN FİLMİ


Vittoria de Sica, “Miracle in Milano” adlı usta işi eserinde paylaşmacılığın erdemlerini insanı duygulandıran içten bir mizahla işliyor. Filmin kahramanı Toto, bizim Keloğlanımız gibi olağanüstü saf ve dürüsttür. Mutluluk kaynağı, yoksul insanlarla dayanışma ve paylaşmadır. Filmbox Arthouse Kanalında düzenli olarak yayımlanmaktadır. İnternetten de bulabiliriz.