CIA’nın hazırladığı komutan dosyaları
ABD Dışişleri Bakanlığı yazışmalarında, mimlenen komutanların adları bir bir saptanmış, Wikileaks yayınlarında okuduk, ABD Büyükelçisi Pearson, komutanlar hakkında CIA’nın hazırladığı dosyaları Tayip Erdoğan’a vermek için Washington’dan izin istiyor; bunu da Aydınlık yayınladı. Tuncay Güney, kendisine daha önce öğretilen Emniyet Mülakatında, “Ergenekon demek, TSK demektir” diyordu; herkes kendi sesinden dinledi.
Savcı Zekeriya Öz ise, 18 Temmuz 2008 günü ATV’nin anahaberlerinde verilen açıklamasında, “Ergenekon soruşturmasının merkezinde İşçi Partisi, Aydınlık ve Ulusal Kanal var” demiştir. Bunu da dinledik.
Silahsız millet ayak altında kalır
Ergenekon tertibi, ABD emperyalizminin öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı yaptığı tarihsel önemde bir operasyondur. Devamını düşünürsek, Irak’ın işgalinden çok daha büyük sonuçları olacaktır!
Tertip, Türkiye’yi hedef almaktadır. Türk Ordusu, Türkiye’nin bu tertibe direnecek silahlı kuvveti olduğu için, birinci hedeftir. Çünkü bu süreç, daha bugünden silahların konuştuğu ve en sonunda esas olarak silahlarla çözülecek bir süreçtir. Bugün bilinmesi gereken tek olgu varsa, o da Türkiye ancak kuvvetle çözülebilecek büyük sorunların içine batmıştır.
Silahsız kalan millet, bugünkü Ortadoğu koşullarında ayak altında kalır. Geri kalan her şey teferruattır; güzel Türkçeyle ayrıntıdır.
Halkın büyük sorumluluğu
Türkiye halkı, ne yapacak?
Elbette emperyalist tertibe teslim olmayacak!
O zaman ne yapacak da teslim olmayacak?
Bugün halkın birinci duyarlılığı, Türk Ordusuna sahip çıkmak olmalıdır. Bu sürece yaralı ve morali kırılmış bir Orduyla girmenin bedelini yalnız Ordu değil, öncelikle millet ödeyecektir. Halkçı ve millî siyaset, bu gerçeği bugün saptamak ve gereğini yapmaktır.
Komuta kademesi, bugüne kadar bir yabancı devletin Türk Ordusuna kendi ülkesinde yaptığı operasyona karşı koymamıştır. Bu teslimiyetçi tutum elbette devam etmeyecektir. Ama şu bir gerçektir: Milletin ordusuna sahip çıkması gerekiyor. Bu kez, halk Orduyu kurtaracaktır.
Cephe Ergenekon’da
Türk Ordusuna emperyalist saldırının cephesi, bugün Ergenekon’dadır. “Makus talihi” yeneceğimiz cephe, bugün Metris Tepede değil, Ergenekon’dadır. O zaman direnme mevzisi de Ergenekon tertibine karşı kurulacaktır.
Gazetecilerin özgürlüğü için mücadele, Ergenekon tertibini çökertme yeteneğinde değildir. Çünkü o mücadeleyi, Batının merkezleri ve ABD Büyükelçisi bile destekliyor. Ergenekon tertibi, ancak TSK komutanlarına sahip çıkılarak bozulur. Bunun herkes farkında. Dikkat edilirse, Neo-CHP ve MHP, darbecilikle mücadele temalarıyla, sık sık Washington’a tekmil veriyorlar.
Cumhuriyet Güçbirliği’nin stratejik önemdeki çözümü
Bugün yalnız Silivri ve Hasdal’daki komutanlar esir değildir; açık konuşalım silah arkadaşlarını düşmana teslim eden Genelkurmay, içerdeki arkadaşlarından çok daha ağır esaret koşullarındadır. Bunu saptamadan, Türkiye için bir çıkış yolu yoktur.
Cumhuriyet Güçbirliği, süngüsü düşmüş bir Orduyla bu sürece karşı konamayacağını, milletin başına neler geleceğini bilmektedir. Bu bilinçle savaş cephesine stratejik bir yığınak yapmıştır. Türk Ordusunun onurlu komutanlarına sahip çıkmıştır. Türkiye’nin savunulmasındaki merkezi görevi doğru tanımlamıştır.
Böyle tarihsel koşullarda belli çevrelerin imal ettiği “oy hesapları”, ancak düşmanın hesabına gelir. İşte Cumhuriyet Güçbirliği bunu da bilmektedir. Çok sayıda başıdik ve onurlu komutanı aday göstermekle tarihsel bir tavır almıştır. Düşman tertibine karşı stratejik önemde bir çözüm üretmiştir.
Halkın somut ve öncelikli görevi
Türkiye halkı, bu karanlık gidişi bir yerde durdurmak için, 12 Hazirandaki fırsatı iyi değerlendirmek durumundadır. Bugün en doğru seçim, komutanları seçmektir.
Başını dik tutan, düşman saldırısına Devrimci Türk Subayının tarihten gelen bilinç ve yüreğiyle ön cephede görev yapan E. Org. Çetin Doğan’a, E. Hv. Korg. Yaşar Müjdeci’ye, E. Hv. Korg. Erdoğan Karakuş’a, E. Alb. Hasan Atilla Uğur’a, E. Alb. V. Ertek Gürpınar’a, E. Dz. Yrb. Recai Alkan’a, E Bnbş. Zafer Şen’e oy vermek, Türk Ordusunu esaretten kurtarmak için somut ve öncelikli görevdir.
Emperyalist oyunu bozmak, böyle olur.