Doğu Perinçek: Kara Harp Okulu’ndaki panel

Delice Böcek’in ayak izleri

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Delice Böcek” kitabını okumanızı öneririm; okuyanlara ise bir daha okumalarını.

         “Delice Böcek”, 1957 yılında çıkmıştı. Aynı yıllarda yayımlanan “Batı Acısı” ve “Sivas’lı Karınca” ile birlikte, bu üçleme Dağlarca şiirinin doruğudur denebilir.

         Nerden çıktı bu “Delice Böcek” diyeceksiniz. 19 Mayıs 2011 günü Kara Harp Okulu’nda yapılan “Mütareke Dönemi ve İstanbul’dan Samsun’a Uzanan Yolda” başlıklı panel haberini okuyunca, aklıma geldi.

         “Delice Böcek”, 1919 yılında Erzurum’dan yola çıkar ve 9 Eylül 1922’de İzmir’e ulaşır. Cemal Süreya’nın “O bizim en büyüğümüzdür” dediği Fazıl Hüsnü, Delice Böceğin ayak izleriyle yazdığı dizelerle, bir bakıma Kurtuluş Savaşımızın 1918’den sonraki ikinci aşamasının stratejisini şiire geçirmiştir. (Birinci aşama: 1914- 1918).

         Mustafa Kemal Paşa’nın Mütareke’den sonra İstanbul’da geçen 6 ayı, aslında “Delice Böcek” in ayak izlerini keşfetme dönemidir. Daha doğrusu, “Delice Böcek”, İstanbul’da belirlenen “Şarkta bir istinatgâh yaratarak İzmir’i kurtarmak” stratejisini izlemiştir.

 

Ekranlardaki evlendirme programlarının etkileri

Hürriyet, Cumhuriyet, Milliyet ve Vatan’da çıkan haberlerden anladığım kadar, panelde “Delice Böcek” in izlediği stratejiye pek değinen olmamış. Oysa Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’daki 6 ayının asıl gündemi, odur.

Bazı Harbiye öğrencilerinin o dönemle ilgili olarak, “Mustafa Kemal Paşa’nın Vahdettin’in kızı Sabiha Sultan’la evlenme” konusunu merak etmeleri, televizyonlardaki evlendirme programlarının herkesi çok sardığını gösteriyor. Post Modern diyebileceğimiz tarihçiliğimiz de, zaten saray dedikodularından pek hoşlanıyor. Tarih, artık sarayların arka odalarının anahtar deliklerinden yazılıyor. Bu kültür ikliminde, genç Harbiyelimizin sorusuna pek şaşırmadık.

 

6 Ay’ın gündemi

         Aziz Dostum Alev Coşkun’un “6 Ay” kitabını yazmak için gündem kolluyordum. Kurtuluş Savaşımızın araştırılmasına emek veren Coşkun, kitabın başında, Atatürk’ün Anadolu İhtilali’ni o aylarda planladığını belirtiyor. (s. 15) Zaten o koşullarda bu milletin öncüleri başka neyi görüşebilirlerdi.

         Ancak Alev Coşkun’un kitabında, bu planın içeriğine ilişkin bilgilere bazen değinilip geçiliyor; fakat kitap bu eksende örülmemiş. Ama o döneme ilişkin çok önemli bilgiler toplanmış. Her zaman, hepimizin başvuracağı bir kaynak kitap.

 

Şarkta istinat yaratarak İzmir’i kurtarmak

         İstanbul’da oluşturulan stratejiyi, daha sonra Mustafa Kemal Paşa, Enver Paşa’ya yolladığı mektupta şöyle ifade ediyor:

         “Ankara hükümeti, Doğuda bir istinat noktası sağlanması lüzumuna kanaat getirmiş…” (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c. 10, s. 30- 31)

         Mektubun tarihi, 4 Ekim 1920’dir. Ancak bu stratejinin oluşturulması, İstanbul günlerindedir.

         Stratejiyi önce kimin ortaya attığı tartışması, o kadar önemli değil. Atatürk’ün Yaveri Cevat Abbas (Gürer), Mustafa Kemal Paşa’nın Kâzım Paşa’ya “Erzurum’a gidiniz ve orda halk teşkilatı yapınız” dediğini anlatıyor. (Atatürk’ün Yaveri Cevat Abbas Gürer, Yayına hz. Turgut Gürer, Gürer Y., 6. baskı, İstanbul 2006, s. 191) Kuşkusuz bu strateji, Mustafa Kemal Paşa çevresindeki askerler arasındaki görüşmelerde oluştu. Konuyu merak edenler, Kâzım Karabekir’in İstiklal  Harbimizin Esasları’ndan ve Atatürk’ten okuyabilir. (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c. 26’da yer alan Karabekir’in 5. 5. 1933 tarihinde Milliyet’te çıkan mektubuna Atatürk’ün 10.05.1933 tarihli cevabı).

 

Hazro Dağları bizi saklar mı?

Mustafa Kemal Paşa, daha Cihan Harbi yıllarında, savaşın en sonunda Doğudan Batıya, kırlardan büyük kentlere doğru gelişeceği olasılığı üzerinde durmuştur. O zaman “Harbi Sagir” (Küçük Savaş) denen gerilla savaşını da hesaba katmıştır. 1916 yılı sonlarında Kürt ileri gelenlerine, “ Bir gün bu taraflara gelirsem Hazro Dağları beni saklar mı” diye sormuştur. (Silvan Günlüğü, 7 Kasım- 24 Aralık 1916’dan aktaran Şevket Beysanoğlu, Atatürk ve Diyarbakır, Diyarbakır 1981, s. 86). Mustafa Kemal Paşa, aynı soruyu Sakarya Savaşı öncesindeki o zor günlerde, Dersim Mebusu Diyab Ağa’ya da sormuştur; Dersim dağlarında ve mağaralarında direnme olanaklarını araştırmıştır.

Hele Sovyet Devrimi’nden sonra Doğuda sağlam bir cephe gerisi oluşması, bu öngörüyü daha isabetli kıldı. İşte bu koşullarda, 1919 yılı başında İstanbul’da Mustafa Kemal Paşa, İsmet Beye Anadolu’da kurtuluş mücadelesi için “en uygun bölgeyi” sormaktadır, (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.3, s. 90 vd). 11 Nisan 1919 günü Kâzım (Karabekir) Paşa ile Şişli’deki evinde yaptığı görüşmede de “Doğu’da milli hükümet teşkili” üzerinde durulmuştur.

 

Doğu vilâyetlerine emir yetkisi

         Ancak Kurtuluş Savaşı Stratejisinin İstanbul günlerindeki en önemli belgesi, Mustafa Kemal Paşa’nın Ordu Müfettişliği’ne tayinine ilişkin yetki talimatnamesidir. Atatürk, Samsun’dan başlayarak bütün Doğu vilâyetlerinde askere kumanda ve valilere emir yetkisini, Genelkurmay 2. Başkanı Diyarbakırlı Kâzım (İnanç) Paşa’ya yazdırtır. (Atatürk’ün Bütün Eserleri, c. 3, s. 91)

         Samsun’a çıktığı zaman, Mustafa Kemal Paşa’nın kafası izlenecek strateji konusunda çok açıktır. 16 Haziran 1919 günü Kâzım (Karabekir) Paşa’ya yolladığı şifrede, Doğuda dayanak yaratma görevini çok güzel açıklar.

 

“Doğu halkının birlik ve fedakârlığı”

         Stratejiyi üç olgu belirlemiştir:

1.     Doğu halkının birlik ve fedakârlık lüzumunu en önce takdir etmesi.

2.     Batı’nın işgal altında olması

3.     Dost ülke Sovyet Rusya’nın Doğuda olması.

Nitekim Atatürk, İtalyanların kendisini Ege’de direnişe yönlendirme gayretlerine rağmen, Erzurum- Sivas- Ankara- İzmir hattını izlemiştir.

 

Dün Erzurum’dan İzmir’e

Bugün İzmir’den Erzurum’a

         Dün Erzurum’dan başlayarak İzmir’i kurtardık.

         Bugün ise vatana ve Cumhuriyete sahip çıkma bilincinin en yüksek olduğu kıyılarda bir dayanak oluşturmak öncelikli görev oluyor. Bu kez İzmir’den başlayarak Erzurum, Diyarbakır ve Hakkâri’yi kurtaracağız.

         Peki “Delice Böcek” in bu seferki seyir defterini kim şiirleştirecek?

         Şair Hüseyin Haydar, Zor Günlerin Şiirleri ve Doğu Tabletleri’yle bu işe başladı bile.

 

NOT: Doğuda dayanak yaratarak İzmir’i kurtarma stratejisi konusunda geniş bilgi için (bkz. Doğu Perinçek, Kemalist Devrim- 4 Kurtuluş Savaşı’nda Kürt Politikası genişletilmiş 3. Basım, s. 166- 174)