Doğu Perinçek: Harekâtın kapsamının gerektirdiği uygulama

"Suriye ile işbirliği ertelenemez"

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Zeytin Dalı Harekâtı başarıyla ilerliyor. Türk Ordusunu durdurmak için, düne kadar “Rusya izin vermez” propagandası vardı. Durduramadılar. ABD’nin Türk Ordusuna karşı psikolojik harekâtı şimdi yeni bir mevzi oluşturmaya çalışıyor. Propaganda temalarını televizyonlardan, gazetelerden ve sosyal medya denen ortamdan sizler de izliyorsunuz. Diyorlar ki: “Münbiç’te ve Fırat’ın doğusunda ABD kale gibi duruyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ABD ile karşı karşıya gelmesi büyük tehlikeler taşıyor. Türk askeri Münbiç’te çok kayıp verir.”

 

Biz de diyoruz ki: Doğru siyaset izlendiği takdirde, ABD’nin kaleleri kumdan kalelerdir. Gerekçelerimiz nesneldir. Doğru siyaset, ABD’yi dizginleyecek en büyük gücü yaratır. Bu yazının konusu budur.

 

 

TSK’NIN SERT VE KAPSAMLI HAREKATI

 

Türkiye, terör örgütlerini Suriye’nin kuzeyinde temizleme kararlılığını Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sert ve kapsamlı harekâtıyla gösterdi.

 

Bu harekât, daha en başından anlaşılmıştır ki, sıradan bir askerî harekât değildir. Hedefler, kullanılan gücün büyüklüğü, Türk Ordusunun askerî yeteneğinin en üstün ölçülerde sahaya yansıtılması, Türk milletinin seferber edilmesi, uluslararası alandaki yaygın çalışma, bütün bunlar, Zeytin Dalı Harekâtı’nın kapsamı ve süresi konusunda fikir vermektedir.

 

MGK’nın son bildirisinde, harekâtın Suriye’nin kuzeyini kapsadığına işaret eden ifadeler vardı. Önemliydi, ancak basın pek anlamadı. Hükümet yetkilileri de, Afrin’in ötesinde Fırat’ın batısından doğusuna bütün sınır boylarında terör örgütü bırakılmayacağını vurguladılar. Bu hedef, harekâtın süresi konusunda da ipucu vermektedir. Yapılan iş, bir nokta harekâtı değil, cephe harekâtıdır.

 

 

HEDEFE UYGUN GÜCÜ OLUŞTURMAK

 

Harekâtın kapsam ve süresi, Türkiye’nin sahaya yönelttiği özgüç yanında, işbirliği yapacağımız ittifak birikimini de belirlemektedir. Harekâtın alanının genişliği ve ABD üslerinin varlığı, hedefe uygun bir askerî ve siyasî gücün oluşturulmasını gerekli kılıyor.

 

Hemen belirtelim, tanımlanan alanda Türkiye-Suriye işbirliğine karşı koyabilecek bir askerî güç bulunmuyor. Siyasî ve askerî verileri değerlendirerek vurguluyoruz: Münbiç’te ve Fırat’ın Doğusunda Türkiye-Suriye işbirliğine ABD dahil hiçbir güç direnemez.

 

 

ABD’NİN KUMDAN KALELERİ

 

Bu nedenle ABD’nin Münbiç ve diğer alanlardaki varlığı, ille kale kavramı kullanılacaksa, kumdan kaledir. Türkiye’nin kararlılığını göstermesi yeter. Afrin’de 30 bin kişilik sınır ordusu kurduğunu söyleyen ABD, kurşun askerlerini kullanamamıştır. Orada Türkiye-Rusya işbirliği yetmiştir. Ancak harekâtın özellikle Afrin sonrasındaki hedeflerinde bugünkü siyasetin Suriye ile işbirliği yönünde geliştirilmesi gerekir.

 

 

SURİYE İLE İŞBİRLİĞİNİN SAĞLAYACAĞI ULUSLARARASI OLANAKLAR

 

Cumhurbaşkanı ve Hükümet şunu herhalde biliyordur: Suriye ile işbirliği, yalnız Suriye ile işbirliği değildir. Suriye ile işbirliği, Rusya, İran, Irak ve Çin ile işbirliğini de pekiştiren değerdedir. O nedenle Suriye ile işbirliği, çarparak büyüyen bir işbirliğidir.

 

Bakınız Fransa, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne Türkiye’nin askerî harekâtını durdurmaya yönelik bir öneri getirdi. Bu girişimin boşa çıkarılması için, Rusya ve Çin’in vetolarına ihtiyacımız var. Her aşamada İran’ın ve Rusya’nın dostluğuna ihtiyacımız var. Bütün bu dostluklar, Suriye’de düğümleniyor.

 

 

SURİYE İLE ASKERİ İŞBİRLİĞİ

 

Zeytin Dalı Harekâtı’nın kapsamlı hedefine kesin başarıyla ulaşması için, önümüze daha çok sorunlar çıkacak. Devlet yönetmek, bu sorunları önceden görmeyi ve gereken tertipleri almayı gerektirir.

 

En önemlisi, Suriye ile askerî alanda yapacağımız eylem birliğidir. O zaman harekâtın kayıpları en aza iner, kazançları da en çoğa çıkar.

 

Türk Silahlı Kuvvetleri, Zeytin Dalı Harekâtı’nı Türkiye’nin güvenliği ve Suriye’nin toprak bütünlüğü için yapıyor. Bu hedef, harekâtın öz güçlerini de belirlemektedir. Bu harekâtın vazgeçilmez güçleri, Türk Ordusu ve Suriye Ordusudur. Bu harekâtın en güvenilir güçleri, yine Türk Ordusu ve Suriye Ordusudur.

 

26. Genelkurmay Başkanımız Org. İlker Başbuğ’un Cumartesi günü Ulusal Kanal’da Baki Özilhan’ın programında belirttiği gibi, Suriye Ordusunun Türkiye sınırına gelmesi, Zeytin Dalı Harekâtı’nın son hedefidir. O zaman Suriye’nin toprak bütünlüğü sağlanır ve terör örgütleri de temizlenir. İki Ordu arasındaki işbirliğinin, iki ülke açısından da çok sağlam bir temeli bulunuyor ve işbirliği kaçınılmazdır.

 

Bu bakış açısı içinde Türkiye’nin Suriye ile bir güven sorunu yoktur.

 

Suriye’nin de Türkiye ile bir güven sorunu olmaması gerekir.

 

 

ANAHTAR TÜRKİYE’DE

 

Burada anahtar, Türkiye’dedir.

 

Suriye, PYD’yi “vatan haini” ilan ederek işbirliğine hazır olduğunu açıklamıştır. Hiç kimsenin Suriye’ye kabahat bularak kendisini sorumluluktan kurtarma şansı bulunmuyor.

 

Harekâtın kapsamı ve derinliği, karşımızdaki güçler ve karşılaşacağımız sorunların ciddiyeti açısından Suriye ile işbirliği ertelenemez. Yarın kaçınılmaz olarak yapacağımız işi bugünden hayata geçirmek, devlet aklının gereğidir.

 

 

PAZARLIĞI OLMAYAN SORUN

 

İki ülke arasında pazarlık gerektiren tek bir sorun bulunmuyor.

 

İki ülke için de vatan sorunu vardır.

 

Vatan sorununda pazarlık olmaz.

 

Bu gerçek, hem Türkiye’nin elindeki olanağı tanımlar, hem de mecburiyeti.

 

*** 

 

DÜZELTME

 

Dün bu köşede çıkan yazıdaki tarih hatasını düzeltiyoruz. İlgili cümleler şöyle olacak:

 

ABD emperyalizmi 1991 kışında Irak’ı işgal etti. 2003 baharında bir kez daha işgal etti. 2011 yılından bu yana Suriye’de iç savaş yürütüyor.