Bilimsel Sosyalist hareketin seçkin kişiliği
Halit Çelenk ağabey, son yarım yüzyıldaki sosyalist hareketimizin seçkin kişiliklerindendir.
Her zaman başı dik, onurlu, vakur, eğilmeyen bükülmeyen, tutarlı duruşuyla O’nun ayrı bir yeri vardır.
Holding basını, Halit Ağabeyin asıl kimliğini bir kenara bırakmış, O’nu yalnızca “Denizlerin Avukatı”na indirgemiştir. Denizleri savunmak, kuşkusuz Halit Çelenk’in en güzel eylemlerinden biridir. Ancak Halit Ağabey’in 1960’lardan bugüne uzanan hayatımızdaki yeri, çok daha kapsamlı ve çok daha derinlerdedir.
Halit Çelenk bilimsel sosyalist kültürü özümlemiş ve hayatına uygulamıştır. Felsefesi ve eylemi her zaman bir olmuştur.
1960’larda Türkiye İşçi Partisi’nde hemen örgütlü görev üstlenmiş; İşçi Partisi içinde bugün daha da önem kazanmış olan saflaşmada Milli Demokratik Devrim stratejisini savunan önderler içinde yer almıştır.
Türkiye tarihinin devrimci birikiminden beslenmenin belirleyici önemini saptamış ve mücadelesiyle kanıtlamıştır.
Yüksek sorumluluk duygusu ve devrimci ahlâk
Yüksek sorumluluk duygusuna sahiptir. Üstlendiği her işi büyük bir özenle ve alınteriyle yerine getirmiştir.
Mesleğinin ve işinin ustasıdır. Türkiye’nin en seçkin Ceza Hukukçularındandır. Hukuk ile felsefe ve hukuk ile toplumun devrimci ihtiyaçları arasındaki bağı çok iyi tanımlamış ve dava adamı olmuştur.
Birleştiricidir; kucaklayıcıdır; ince düşüncelidir; nezaket onun kişiliğinin parçasıdır; samimi ve dürüsttür.
Hepimizde beyni kadar yürek izleri de var
Şekibe Çelenk ablayla hayat arkadaşlığı ve yoldaşlığıyla da örnektir. Eşine, çocukları Serpil ve Ferda’ya, torunlarına ve arkadaşlarına duyduğu sevgi, emekçi halka ve milletine duyduğu sevgiyle birdir. Hepimizin hayatında, beyni kadar yüreğinin de derin izleri vardır.
Halit Ağabey, benim baba dostumdu aynı zamanda. Babam Sadık Perinçek ilk yargıçlık görevini Antakya’da yaparken tanışıyorlar. Her ikisi birbirlerinden ayrı bir değer vererek söz ederlerdi.
Halit Ağabeyi tanımış olmak, onunla arkadaşlık ve yoldaşlık, özel bir mutluluk kaynağıdır. Halit Çelenkler, bize Türkiye devrim tarihinin yadigârlarıdır. Anıları, birer kültür değeridir.
En son 2008 başında hapse girmeden önce iki kez telefonla konuştuk. “Şekibe ile sizin Ulusal Kanal’daki programlarınızı sürekli izliyoruz. Çok beğeniyoruz. Çok doğru çözümler koyuyorsunuz, kutlarım.” dedi. Görüşecektik, tutuklandık olmadı. Selamlarıyla her zaman bize şevk verdi.
Her zaman, hepimizi berrak görüşleri ve sıcak duygularıyla yüreklendirmiştir. Mücadele eden devrimcinin hep yanı başında olmuştur.
Genç kuşaklara onun kişiliğini anlatmak bir devrim ve ahlâk eğitimidir.