Doğu Perinçek: Gladyo’nun amiral gemisi batıyor

Milliyet ve Vatan’ın 3 yıllık serüveni


Aydınlık’ta 4 Nisan 2011 günü çok önemli bir haber vardı. Halil Nebiler arkadaşımın yönettiği “Medya Basın” sayfasında yayımlandı.


Milliyet ve Vatan gazeteleri, üç yıllık Ergenekon tertibi sürecinde okurlarının yarısını kaybetmişler.


Satış tabloları şöyle:


2008 2011 Batış
Ocak Mart Oranı
-------- ------- -------
Milliyet 270 bin 170 bin % 37
Vatan 238 bin 116 bin % 51

Bu haber, sayfa manşeti hatta gazetenin birinci sayfa manşeti olacak kadar önemli. Çünkü Gladyo’nun amiral gemisi batıyor. Milliyet ve Vatan, Libya ve Suriye açıklarında kuyruklu yalan bombardımanını sürdürmek yerine, bu gerçek üzerinde düşünseler akıllılık etmiş olmazlar mı?

 

 

Psikolojik harekâtın amiralleri


28 Mart 2011 günü bu köşede, Gladyo’nun Ergenekon tertibindeki amiral gemisini tartışmıştık.


Sanıldığı gibi Ergenekon tertibinde basındaki başrolün sahipleri, “yandaş medya” denenler değildi. Psikolojik harekâtın asıl büyük yükünü Milliyet ve Vatan taşıdı. Ergenekon tertibinin en kirli işleri onlara yaptırıldı. Hürriyet, operasyonun kenarında dururken, kaptan köprüsüne Milliyet ve Vatan yöneticileri çıktı.
Halil Nebiler kardeşimiz, Milliyet ve Vatan’ı 3 yıldır kimler yönetiyor, listesini yayımlarsa ne güzel olur.

 

 

Yükün ağırını Vatan taşıdı


O yazıda şunu da tartışmıştık: İki tane amiral gemisi olamayacağına göre, acaba hangisi? Değerlendirme şöyleydi: “Galiba Milliyet Gladyo merkezine daha yakın ama Vatan’ın ‘operasyonel’ işlevini de hafife almamak gerekiyor.”


Milliyet, Gladyo hizmetinde okuyucusunun yüzde 37’sini kaybetmiş. Vatan ise yüzde 51’ini.


Vatan, daha çok batmış. Çünkü daha “operasyonel”! Yükün ağırı onun sırtındaydı.


Milliyet, daha geri planda durdu; daha sinsi roller üstlendi.


Köşe yazarlarıyla ilgili değil bu saptamalar. Gazete yönetiminden ve haber merkezlerinden söz ediyoruz.


Okuyucu, Gladyo hizmetini cezalandırıyor. Kuyruklu yalanlar ve tertibin düzmece haberleri, amiral gemilerinde bile gedikler açtı. Milliyet ve Vatan’ın su alıp batışları, çok önemli, çok düşündürücü bir olay.

 

 

2. Hasan Cemal vakası


Aslında Cumhuriyet Gazetesinin böyle Cumhuriyet Savaşı verilen bir ortamda çakılıp kalması da çok iyi değerlendirilmeli. İlhan Selçuk’un “Ergenekon tertiptir” diye feryatlarına rağmen, Cumhuriyet Gladyo’nun “Ergenekon terör örgütü” tekerlemesini dilinden düşürmedi. Suçsuz subay ve astsubaylara, Gladyo merkezlerinden servis edilen suçlamaları yöneltti.


Gözü hep Obama’da ve ABD’de idi. Obama, Laikliği benimsemeli ve Türkiye’deki “Cumhuriyetçiler”le işbirliği yapmalıydı! Obama geldiği zaman Anıtkabir merdivenlerine mendil açıp beklediler. Şimdi de CHP’nin Amerikancı politikasına destek veriyorlar. 2. Hasan Cemal vakası yaşanıyor.

 

 

Gladyo ile savaşan Aydınlık’ın büyük başarısı


Halk, Gladyo’nun ve ABD/AB merkezlerinin yönlendirdiği uydurma haberciliğe iltifat etmiyor. Gerçekleri çatır çatır yazan, eğilmeyen bükülmeyen gazete istiyor.


Yalnız batan amiral gemileri ve olumsuz örnekler yok, olumlu örnekler de var. Aydınlık’ın onca yoksunluğa ve baskılara rağmen, Mart ayında ortalama 50 bin satış tutturması, basın tarihimizin büyük olayıdır. Sermayesi olmayan, zorlukla matbaa bulan, baskı kalitesi gördüğümüz düzeyde bulunan Aydınlık, 90 yıllık gazetelerin üzerine çıkmaktadır.


Genel yayın yönetmeni ve başlıca yazarları içerde olan bir gazeteyi, Türkiye’nin öncü birikimi bağrına basmıştır.


Bu olay, Aydınlık’tan çok okuyucularının başarısıdır.


Gladyo’nun amiral gemisi sulara gömülürken, Gladyo’ya karşı savaşan tekne fırtınaların ortasında suları yara yara ilerliyor.

 

 

SAYIN SAMİ KARAÖREN’İN DÜZELTMESİ:


Herkese Sayın Sami Karaören gibi ağabeyi olmasını dilerim. 28 Mart 2011 günkü Rota yazısında “amiral” sözcüğünün Arapça “Emirül Ümera”dan (Emirlerin Emiri) geldiğini yazmıştım. Ansiklopedi yok. Aklımda öyle kalmış. Sağolsun ağabeyim imdadıma yetişti ve düzeltti: Amiral sözcüğü, Emirül Ma’dan geliyor. Denizin emiri anlamında. Ma, Arapça deniz demek. Latincede ise Mare, Almanca Mer. Batı dillerinde deniz sözcüğünün Arapça kökenli olması dikkat çekiyor.