Doğu Perinçek: FETÖ mücadelesinde hedefi genişletme

Geçen haftaya kadar FETÖ elebaşılarının cezaevlerindeki sloganları “Aralık ayını bekleyin.” idi.15 Temmuz’dan sonra “Kasımı bekleyin” diyorlardı. Kasım geldi, beklenen gelmedi. 

 

 

ERTELENEN BEKLENTİLER

 

Aralık da geldi, bakalım beklentiler hangi tarihe ertelenecek? Beklenti umutlarıyla örgütü ayakta tutmaya çalışıyorlar. Ekonomik krizin derinleşmesiyle ilgili haberleri cezaevleri koğuşlarında göbek atarak karşılıyorlar. Evet mecaz anlamıyla söylemiyoruz, kalkıp topluca göbek atıyorlar. Bunu o koğuşlarda kalanlardan öğreniyoruz.

 

FETÖ’nün bütün umudu Türkiye’nin felâketinde. Kaderlerini ABD’nin ve PKK’nın umutlarıyla birleştirmişler. Toplu beddua seansları da o umutlar üzerine kurulmuş. Kötülük için dua ediyorlar. Türkiye kötüye giderse, ABD emperyalizmi de onları hapisten kurtaracak ve hatta iktidar koltuklarına oturtacak.
Fetullah Cemaatinin örgüt içi birliği ayakta tutma politikası da, dışa dönük propagandası gibi yalana dayanıyor. Yalanla nereye kadar gidiliyor, tecrübeler herkes için dersler içeriyor.

 

 

FETÖ’NÜN TAKTİĞİ

 

Belki garibinize gidecek ama gerçek bu: FETÖ elebaşıları, FETÖ soruşturmalarında hedefin genişletilmesini sağlayacak bir çizgideler. FETÖ’nün “İl ağabeyleri”, kendi örgüt arkadaşlarını suçluyor ve onlara da “gidin yatın, yakında hep birlikte kurtulacağız” talimatını veriyorlar. Hedef ne kadar genişlerse,
örgütün temizlenmesi o kadar zorlaşır kanısındalar.

 

Aynı taktik gereği, FETÖ mensubu olmayanların tutuklanması için de özel kışkırtmalar içindeler ve kendilerinden olmayanların tutuklanmasını bayram yaparak karşılıyorlar.

 

 

FETÖ’YE HİZMET EDEN KAMPANYA

 

Bu taktik çok öğretici ve yeni değil.

 

Özellikle Orduda FETÖ’nün üzerine yürüneceği belli olunca, hemen “Subayların yüzde 80’i FETÖ mensubu” haberleri de piyasaya sürüldü. Ne yazık ki, Ergenekon ve Balyoz tertibinde hedef alınmış, kimi iyi niyetli komutanlarımız da bu kampanyaya katıldılar. Televizyonlardaki tartışmaları hatırlayınız, özellikle Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı E. Korg. İsmail Hakkı Pekin o zaman hep bu kampanyaya katılanlara uyarılarda bulundu. Haklıydı. Çünkü TSK subaylarının yüzde 80’i FETÖ mensubu ise, yapılacak bir iş kalmamıştı, FETÖ’ye teslim olmaktan başka çare yoktu. Bir kısım basın organları da bu FETÖ kampanyasına alet oldular. Omuzlarda sorumluluk olmayınca, bir tek amaç kalıyor: Tıklanmak. O zaman OdaTV’deki dostlarımızı uyarmaya çalıştık. FETÖ’yü bu kadar geniş ve güçlü göstermeyelim, FETÖ’nün gücünü büyütürsek temizlenmesini engellemek isteyenlere hizmet ederiz.

 

Dikkat edilirse, FETÖ’yü koruyan politikalar ile PKK’yı koruyan politikalar hep el ele yürütülmüştür. Bu politikanın uluslararası merkezi, ABD emperyalizmidir. Türkiye’deki uygulama merkezi de CHP yönetimidir.

 

 

GENELKURMAY BAŞKANINA KARŞI PSİKOLOJİK SAVAŞIN İŞLEVİ

 

FETÖ’nün ve PKK’nın temizlenmesine karşı yürütülen diğer bir kampanya da, Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar’a karşı yürütülen psikolojik savaştır. PKK’yı hendeklere gömen, Fırat Kalkanı Harekâtı’nı başarıyla yürüten ve 15 Temmuz Darbesini bastıran bir Ordu var. Bu Orduya nasıl nifak sokulur, halkın bu Orduya güveni nasıl sarsılır, öğrenmek için Saray Savaşı propagandası yapan ve Genelkurmay Başkanını türlü marifetlerle yıpratmaya, hatta üzülerek söylüyorum küçük düşürmeye çalışan organlara bakacaksınız. Yazdıklarını okuyan subay, astsubay ve Mehmetçik nasıl etkilenir, hiç düşünmüyorlar. Niyetleri hiç tartışmam, nesnel olarak yapılan iş, Mehmetçiğin komuta kademesine güvenini sarsmaktır. Çünkü bu savaş, onların savaşı değil. Meselenin özü budur. Savaş mevzisinde olursanız, herkesin bu savaşta sağlam durması için çalışırsınız.

 

Aynı çevrelerin bir marifeti daha var: Vatan Partisi’ne karşı yalana dayanan sinsi propagandaları seslendirmek. Türkiye’nin Avrasya’ya yaklaşmasına karşı sabotaj faaliyetinde roller üstlenmek. “Tayyip Erdoğan yönetimi Şanghay İşbirliği Örgütü’ne giremez” kampanyası, Türkiye’nin ABD’ye bağlı kalmasına hizmet edenlerin maskesi oluyor. Ulusal Kanal’da 12 Mart 2016 günü yaptığımız programda, “Tayyip Erdoğan’ı devirmek için ABD ile birlikte olmayı” savunan Yalçın Küçük, Avrasya’ya yönelen siyasetlere böyle karşı çıkıyor.

 

 

SAVAŞTA BAŞARININ TEMEL İLKESİ

 

Sonuç: FETÖ’ye karşı mücadelede hedefi genişletmek, başarıya hizmet etmez.

 

Savaşlarda başarı için birinci ilke, hedefin daraltılmasıdır ve merkezin dağıtılmasıdır. Merkez dağıtılırsa, savaş kazanılır. Bu savaş ilkesini bilmiyorsak, hiç olmazsa FETÖ’nün taktiğinden bazı sonuçlar çıkaralım. “İl ağabeyleri”, kendi adamlarını ve kendilerinden olmayanları ihbar ederek akılları sıra “mağdurları” çoğaltma peşindeler.

 

İkincisi: FETÖ, Türkiye’nin merkezini dağıtmaya çalışan taktikler üretiyor. Bu taktiğin hedefinde olanlar da belli: Vatan Partisi önderliği, TSK’nın komuta kademesi ve Tayyip Erdoğan yönetimi. AKP yöneticileri, özellikle 15 Temmuz’dan sonra şunu vurguladılar: FETÖ’nün baş düşmanı, Tayyip Erdoğan değil, Vatan Partisi.

 

Strateji bilmiyorsak bile, FETÖ’ye bakarak doğru mevzide konumlanırız:

 

Bir: Hedefi genişletmeyecek, daraltacağız.

 

İki: FETÖ’ye karşı mücadelenin merkezlerine karşı yürütülen kampanyalara alet olmayacağız.

 

 

Doğu Perinçek / 5 Aralık 2016, Aydınlık