Doğu Perinçek: Ey yalan diktasının esirleri!

Sevindirikler ve HSYK’ hâkimleri


Emperyalist devletlerin Libya’ya askeri saldırısını gazetelerden Pazar günü hangi başlıklarla öğrendik?


Milliyet: “Diktatöre bomba yağacak.” (Sevindirik olmuş)


Vatan: “Kaddafi için yolun sonu” (Yeni HSYK’nin atadığı hâkimler gibi)


Hürriyet: “Vurdular. Kaddafi: Asla teslim olmak yok, savaşacağız.” (Haber veriyor. Nesnel)


Aydınlık: “Tayyip – Gül bombardımana ortak. Kaddafi: Ölmeye hazırız.”(Türkiye’deki mevzilenme açısından bağlantıyı koruyor.)


Her önemli olayda, bu tabloları yapmalıyız. Aydınlık’ın medya sayfasından, basının her önemli olaydaki konumunu sergilemesini ve eleştirmesini bekliyoruz.

 


Libya savaşı ve Gladyo’nun amiral gemisi


Libya savaşı, yalnız siyasal partilerin değil, basın kuruluşlarının duruşlarını da, bir kez daha sergiledi.


Gladyo - Mafya rejiminin amiral gemileri, Milliyet ve Vatan!


Üç yıldır böyle.


Hürriyet için, “amiral gemisi” denir. Doğru, eskiden öyleydi. Ancak Ergenekon tertibinden beri, Kaptan köprüsünde Milliyet ve Vatan var. Biliyorum, iki tane “Emirül Ümera” olmaz. Üç yıldan beri Gladyo operasyonunda hangisi önde, karar vermek kolay değil. Galiba Milliyet Gladyo merkezine daha yakın, ama Vatan’ın “operasyonel” işlevini de hafife almamak gerekir.

 


Asıl “yandaş” basın


Bizim Cumhuriyetçi ve ulusalcılarımız, “yandaş basın” tekerlemesini dillerinden düşürmezler. Ama asıl “yandaş basın” onların en çok okudukları iki gazetedir: Milliyet ve Vatan.


“Yandaş basın” denen Zaman, Yeni Şafak, Taraf, Vakit, Sabah, Star gazetesi, Bugün, STV, Kanal 7, 24. Kanal ve diğerlerinin Türkiye halkına karşı yürütülen psikolojik harekâttaki rolleri, Milliyet ve Vatan’ın yanında belli mevzilerle sınırlıdır. Asıl toplumu efsunlayan, aldatan, yönlendiren; Prof. Yalçın Küçük arkadaşımın yıllardır anlatmaya çalıştığı gibi, Doğan Medya’dır. Özellikle de Milliyet ve Vatan!


Değerli köşe yazarlarından söz etmiyoruz, asıl güdücüler haber merkezleridir.

 


En kuyruklu yalanları hissettirmeden zerk ederler


İğne yapanlar için, “eli çok hafif, hiç acıtmıyor” diye överiz, veya “cart diye batırıyor” diye yakınırız.


Milliyet ve Vatan ABD güdümlü Gladyo-Mafya-Tarikat rejiminin yönlendirmelerini hissettirmeden damarlarınıza zerk ederler. Zaman, STV, Taraf vb cart diye yaptıkları için, onlara “yandaş” diyoruz.


Gazete ve televizyonların son üç yıldaki arşivlerine şöyle bir göz gezdiriniz, her önemli dış ve iç harekâtta Milliyet ve Vatan’a hep başrolde göreceksiniz. Örneğin Ergenekon tertibinin en kuyruklu yalanları, onların manşetlerinden yayımlanmıştır. Eğer bu tertip, Zaman ve Taraf gazetelerine kalsaydı, hançerini Türkiye’nin derinlerine kadar batıramazdı.

 


Dünya diktasının şakşakçıları


Uluslar arası olaylarda da aynı rollerde görüyoruz onları. Libya son örnek oluyor. NATO Gladyosu’nun ve dünya mafyasının tepesindeki diktatörler, Obama ve Sarkozy değil mi? Vatan ve Milliyet işte onların şakşakçılarıdır. Yaptıkları işe, hangi aklı başında insan “gazetecilik” diyebilir. CIA vb istihbarat kuruluşları Libya savaşında hangi psikolojik harekâtı yürütüyorsa, bire bir yansıtırlar. Bu konuda ABD basınının bile önündedirler. Gladyo gazetelerinin şaşırıp da Türkiye halkını doğru bilgilendirdiğini gösteren bir örnek dahi bulunmaz. İşlerini o kadar iyi bilirler ve yaparlar. Bunlar, Haçlı seferinin yalan müfrezesidir.

 


Vicdan ve insanlık aramayın


Gladyo gazetelerinde gerçeğe sadakat, vicdan, insanlık, halk sevgisi, emeğe değer vermek, bunların hiçbirini aramayın.


Yalan yazarlar, düzelttiremezsiniz.


Her yerde ve her zaman ABD ve AB’nin davulunu çalarlar.


Hep kendi halklarına karşı ABD’nin ve AB’nin yanında mevzilenirler.


Bush gider Obama gelir; Giscard Destaing gider Sarkozy gelir; Özal gider Tayyip-Gül ikilisi gelir; bunların görevleri değişmez. Emperyalist merkezlerin yalan bombardımanındaki hedef aynıdır. Bombalar, büyük insanlığın ve Türkiye halkının tepesine yağdırılır.

 


Yalan diktasına esir olmak


Vicdanı olan, gerçek aşkı olan, Türkiye halkına sorumluluk duyan herkes, bunların “çağdaşlık” maskesini, “demokrasi” maskesini indirmek zorundadır.


Efendim bunlara dokunmamak gerekirmiş, aksi halde bunlar bizim haberlerimizi vermezmiş. Vermesinler!


Gladyo-Mafya gazetelerinin yalan diktasına boyun eğmek yalnız korkaklık değil; vicdansızlıktır.


Hadi Vietnam’ı, Filistin’i, Kore’yi, Güney Afrika’yı, Venezüella’yı, Küba’yı, hepsini unutalım; Afganistan ve Irak’ı da unutalım mı? Hele şu son Libya bombardımanını da yaşadıktan sonra, Gladyo medyasına hala itibar etmek, yalan diktasının esiri olmak değilse, nedir?

 

BİLGİ NOTU: Batı dillerinden Türkçemize giren amiral sözcüğü, aslında Arapça “Emirül Ümera” yani Emirlerin Emiri’dir. Osmanlı’nın Akdeniz hâkimiyeti döneminde Batı dillerine gitmiş, “amiral” olarak Türkçemize geri dönmüş.