Doğu Perinçek: Devrimin günü

Tarih:

Devrimlerin kayıt günleri


Devrimler kuşkusuz bir günün işi değildir. Ancak her devrimin tarih defterine bir kayıt günü vardır ve o günle anılırlar.


Kemalist Devrim’in günü, 23 Nisan 1920’dir. Saltanat eylemli olarak o gün yıkılmış ve milli hakimiyeti temsil eden meclis ve hükümet Ankara’da o gün kurulmuştur.


Her devrimin belirleyici anı, siyasal iktidarın el değiştirmesidir. Eski düzenin hakim sınıfının diktası, o gün yıkılır ve yeni toplumu kuracak sınıfın temsilcileri o gün iktidarı ele geçirir. 23 Nisan 1920 günü olan, budur.

 


Yüzyılın jurnali: “Padişahım bunlar Cumhuriyet kuracak”


Bizim milli demokratik devrimimiz 19. Yüzyılın sonlarında Mithat Paşalar ve Namık Kemallerle başlamıştı. Amaçları padişahın yetkilerini sınırlayan bir anayasa (Kanuni Esasi) getirmekti. Ancak halife sultana verilen raporlarda şöyle yazılıyordu: “Padişahım bunlar Cumhuriyet kuracaklar”


Doğruydu. İşte o getirilmek istenen Cumhuriyet, 23 Nisan 1920’de kuruldu. 3 yıl sonra 29 Ekim 1923 günü yapılan, devrimin kendisi değil, fakat adının konmasıdır.

 


Devrim Kurtardı


23 Nisan 1920’nin önemi şurdadır: Meşrutiyet’in kurtaramadığı Türkiye’yi Cumhuriyet kurtarmıştır.


Vatan kurtarmak için, önce emperyalistlerle işbirliği yapan saltanat sahiplerini devirmek gerekmiştir. Büyük tarihi ders budur.


Önce Cumhuriyet kurulmuş ve işte o Cumhuriyet hükümeti, “milletin bütün imkan ve kabiliyetini” seferber ederek Kurtuluş Savaşı’nı zafere ulaştırmıştır.


Bu nedenle birçok aydınımızın savunageldiği şu teori yanlıştır: Önce kurtulduk, sonra kurulduk.


Doğrusu şudur:


Önce kurulduk, sonra kurtulduk.


Devrim kurtardı!


Devrim olmasa, Cumhuriyet kurulmasa, kurtulamazdık.


Belki ne önemi var diye soracaksınız.


Önemi büyük!


Kurtaran, devrimdir.


Kurtuluş devrimdeydi ve yine devrimdedir.


Kurtuluşu kuruluşun önüne koyanlar, devrimi gereksiz hale getirmişlerdir; özgürleşme ile devrim arasındaki ilişkiyi baş aşağı çevirmişlerdir. Bu nedenle onlar kurtaramazlar.

 


Sekiz yılın kader günü


1876 Meşrutiyetinden ve 1908 Hürriyet Devrimi’nden sonra bizim Kemalist Devrimimizin silahlı mücadele aşaması, 1914 yılında emperyalizme karşı savaş ile başlar ve 1922 yılı 30 Ağustos günü zaferle taçlanır.


Kurtuluş Savaşımız 8 yıl sürmüştür. 1918 Mondros Ateşkesi ile silahlı mücadelenin başlaması arasında, bir buçuk aylık bir mola dönemi vardır. Yalçın Küçük arkadaşım ilk kurşunun Dörtyol’da sıkılması üzerinde çok durdu. Genelkurmay ATASE Başkanlığı da bunun tarihsel kanıtlarını açıkladı. Önemlidir. Çünkü o kurşun, 1914’ten 1922’ye kadar süren silahlı bağımsızlık savaşının devamlılığını ortaya koyar.


İşte bu 8 yıllık silahlı bağımsızlık savaşının kaderinin değiştiği gün, 23 Nisan 1920’dir.

 


Devrimcilere borçluyuz


Birinci Dünya Savaşı’nın ilk 4 yılına da devrimciler önderlik etmişti. Türkiye İttihatçı devrimcilerin büyük tarihsel işlevlerini önümüzdeki yıllarda daha iyi anlayacaktır. Çanakkale’den Balkanlara, Kafkaslara ve Süveyş Kanalı’na kadar uzanan cephelerdeki büyük direnç, 1908 Devrimi’nin iradesiyle sağlanmıştır; yoksa içi geçmiş Padişahın mülkünü koruma arzusuyla değil.


Ancak başka nedenler bir yana, 1908 devrimcilerini sınırlayan padişahlıktı. 23 Nisan 1920 Devrimi, işte o sınırı yıktı ve milleti seferber edecek özgür iradeyi ortaya çıkardı. Milli hakimiyet budur ve gericiliğin aleti olamaz!


Mustafa Kemal Paşa’nın örgütlediği İttihatçı devrimciler, bu kez Kemalist öncüler olarak İstiklal Savaşı’na önderlik ettiler ve milleti seferber ederek zafere ulaştılar. Sultanlığı yıkan o devrim olmasaydı, o zafer de olmazdı.

 


“Arasız devrimlerin” güvencesiydi


İşte bu nedenle 23 Nisan 1920’nin Çocuk Bayramı yapılması, devrim düşmanları tarafından kullanılmıştır. Cumhuriyet çocuğunun devrim bayramı, bugün mafya ve tarikatların oyuncağı olmuştur.


Atatürk, devrimin gününü çocuklara armağan ederek, “arasız devrimlerin” güvencesine işaret etmişti. Gelecek kuşaklar, devrimi sürdürecekti. Sınıfsız bir âhenk toplumu kurulacaktı. Ancak devrimi aşındıran ve sonra yıkanlar, 23 Nisan’ı “laylaylom” günü haline getirdiler.

 

 

Devrimi dayatıyorlar


Bugün, Cumhuriyetin devrimle kuruluşunun 91. Yıldönümünde, Türkiyemizde Cumhuriyet yıkıcılarından başka içine “neşe dolan” kim var?


Cumhuriyet yıkıcılarının tahtlarını devirmek, artık Türkiye halkı için bir yaşam sorunudur.


Türkiye’yi ABD ve İsrail ile birlikte parçalayanlar, Cumhuriyetin yerine bir Mafya-Tarikat rejimi kuranlar, Türkiye halkına devrimi dayatıyorlar.


Karanlık emelleri ve büyük suçları içinde boğulacaklardır.


Devrim, milletimin son çaresidir.


Unutulmasın, devrim, herşey kötüye giderken gündeme gelir!


Türkiye, yeni bir 23 Nisan Devrimi’ne gidiyor.


Devrim, sözcüğünün altını çiziyorum.