Fransa’dan Gladyo dersleri
Dün Teori’nin Mayıs sayısının önümüze koyduğu yaşamsal soruna değinmiştik:
Kemalist Devrim ile NATO ilişkisi!
Aynı sayıda yer alan Ali Rıza Taşdelen’in “De Gaulle’den Sarkozy’ye Fransa’nın NATO serüveni” başlıklı yazısında Gladyo konusunda önemli bilgiler var.
Bizim TSK komutanlarımızın ve subaylarımızın zorlandıkları konulardan biri de NATO-Gladyo ilişkisidir.
Ülkemizin geleceğini ilgilendiren böyle yaşamsal bir konuyu, başka ülkelerin deneyimleri üzerinden öğrenmek, galiba daha kolay oluyor.
Çok ilginçtir, ABD’nin derin devleti, Fransa’da bizden çok önce, İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşuyor. Adı “Plan Bleu”, yani Mavi Plan.
Avrupa’da Gladyo görevlerinde sosyal demokratlar önde
1947 sonlarında Fransa büyük grevlerle sarsılıyor. Halkın mücadelesini yatıştırmak için Gladyo örgütünü, İçişleri Bakanı Depdeux açığa vuruyor. Ancak Gladyo, yalnızca ad değiştiriyor; hayatını bu kez “Rose de Vents” (Rüzgâr Gülü) adıyla sürdürüyor. Elbette Başbakan Ramadier’nin bilgisi altında. Çünkü Gladyo, NATO ülkelerinde askeri örgütten önce, gizli hükümettir.
Taşdelen’in yazısında da dikkatimi çekti. İtalyan ve Alman tecrübesinden de öğreniyoruz: NATO ülkelerinde Gladyo’nun en has liderleri sosyal demokratlar arasından çıkıyor. De Gaulle gibi milli liderler NATO’ya karşı cesur mücadeleler verirken, “sosyalist” Ramadier ve Mitterrand gibileri en NATOcu konumlarda bulunuyorlar.
ABD’nin Avrupa’yı denetleme aracı: NOTA
NATO’nun işlevi konusunda, De Gaulle’ün en başından doğru saptamalarda bulunduğunu görüyoruz. Büyük Fransız Ulusalcısı, ABD’nin Avrupa’ya NATO aracılığıyla elkoyduğunu açık ve kesin bir dille belirlediğini görüyoruz.
Bizde, yakın zamanlara kadar, bilimsel sosyalistler dışında bu gerçeği gören ve milletine açıklayan olmadı. Hatta “milliyetçilik” satanlar, en NATOcu konumlarda oldular ve Gladyo görevlerini yaptılar.
Gladyo’nun en aktif olduğu ülke: Türkiye
Gladyo, hiçbir NATO ülkesinde, Türkiye’deki kadar iş yapmadı. Gladyo olgusunu bir türlü kabul edemeyenler, Türkiye’yi 1980 öncesinde hangi örgütün istikrarsızlaştırdığını ve 1990 sonrasında da Uğur Mumcu’dan Org. Eşref Bitlis’e kadar Kemalist Devrimcileri hangi örgütün, hangi amaçlarla yok ettiğini cevaplandırmalıdırlar. 1 Mayıs, Kahramanmaraş, Sivas, Başbağlar katliamlarını ufoların yapmadığını biliyoruz.
Çok daha önemlisi Gladyo, bugün NATO tarihinin en büyük operasyonunu Türkiye’de yürütüyor.
Gladyo tarihinin en büyük operasyonu: Ergenekon tertibi
Türkiye’de bugüne kadar sahnelenen Gladyo operasyonları, Ergenekon tertibi yanında çocuk oyuncağıdır. Gladyo, Kemalist Devrim’i yıkmaya yönelik stratejisinde artık son darbeyi indirme aşamasındadır.
Gladyo, bırakalım Türkiye’yi Batı Asya’nın ve dünyanın geleceğini ilgilendiren büyük operasyonunu Ergenekon adıyla yürütüyor.
Türkiye’de Gladyo’nun tepesindekiler
Türkiye’de NATO’nun gizli hükümetinin başında Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan bulunuyor.
Abdullah Gül’ün 2 Nisan 2003 günü ABD Dışişleri Bakanı ile yaptığı “2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma” Gladyo içindeki bir hizmet sözleşmesidir.
Tayyip Erdoğan’ın BOP Eşbaşkanlığı da bir Gladyo görevidir.
Üstelik bu görevlerini her ikisi de kendi ağzıyla itiraf etmişlerdir.
Deniz Baykal üzerinden CHP’ye ve şimdi kasetlerle MHP’ye yapılan tertipler, birer Gladyo uygulamasıdır.
AKP’yi iktidardan indirmek istiyor muyuz?
CHP ve MHP’ye buradan çağrı yapıyorum. AKP iktidarına gerçekten son vermek istiyor muyuz, o zaman gelin şu Abdullah Gül’ün gizli Gladyo sözleşmesini ve Tayyip Bey’in 36 yerde tekmil verdiği BOP Eşbaşkanlığını seçim gündeminin merkezine oturtalım.
Bakın o zaman AKP’nin oyları nasıl baş aşağı gidiyor.
Var mısınız?