Doğu Perinçek: CHP mi AKP’yi taklit ediyor, AKP mi CHP’yi?

Türkiye cam ithal eder mi?


Vatan gazetesi, yalnız Gladyo hizmeti yapmıyor; dikkat çekici haberler de yayımlıyor. 4 Nisan 2011 günü Necla Dalan’ın haberi, Türkiye ekonomisinin yarasına dokunuyordu. Cam üretimi, Türkiye’nin bir zamanlar dünyada en güçlü olduğu alanlardan biriydi. Şu an Türkiye dışarıdan yılda 750 milyon dolarlık cam alıyor. Yalnız ince belli çay bardağına ödenen yılda 30 milyon dolar.

 

 


Türkiye çay ithal eder mi?


Peki ince bellinin içine koyduğumuz çay?


Kendi üreticimizin ince belini kırıp onu da dışardan almaya başladık. Bizim içeri girdiğimiz yıl, Türkiye 200 bin tonluk çay tüketiminin 50 bin tonunu dışarıdan almaya başlamıştı. Üç yılsonunda tablo daha olumsuz.

 


Türkiye şeker ve tütün ithal eder mi?


Şeker fabrikalarımızı kapattık, şekeri artık Unakıtangillerin oğulları getiriyor.


Çayla birlikte bir de sigara tüttürecek olsak, o da dışardan.

 


Çayını sigaranı borçlanarak iç


Çay bardağı, çay, şeker, tütün; artık ithalat kalemleri oldu.


Neyle alıyoruz bunları?


Borçlanarak.


Türkiye dış ödemeler açığında dünya rekoruna koşuyor.


Türkiye nasıl ödeyecek bu borçları ve faizlerini?


Vücudunu ve Mehmetçiğin kanını satarak!


Nasıl geldik buraya?


Küreselleşmeye teslim olarak, kendi üreticimizin belini kırarak, yabancı paraya, mala ve işgücüne Cumhuriyetle koyduğumuz sınırları kaldırarak.

 


Modelleri aynı patronları aynı


İşte bu koşullarda AKP ve CHP sadaka ekonomisinde kimin kimi taklit ettiğini tartışıyor.


Burada yazılmıştı. Neo-CHP, sadaka ekonomisiyle AKP’yi taklit ediyor diye(Aydınlık, 4 Nisan 2011). Ertesi gün Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na “Bizi taklit ediyorsunuz” dedi. Kim kimden kopya çekti tartışması aldı gidiyor.


Bu tartışma, AKP ve CHP’nin aynı ekonomik modele sahip olduklarını bir kez daha kanıtladı.


Onlara küresel merkezler dayatıyor bu sadaka ekonomisini. Patronları aynı.

 

 


Aynı kaynakla iş yaratalım ücret verelim


İşçi Partisi diyor ki, sadakaya ayıracağımız kaynağı, üretime ayıralım. Aynı kaynakla iş yaratalım, ücret verelim, yurttaşın boynu bükük olmasın!

 


11 Milyar lirayla neler yapılmaz!


Cam fabrikası açalım.


Çay üreticisini ve fabrikalarını destekleyelim.


Pancara kotayı kaldıralım. Şeker fabrikalarını modernleştirerek kendi şekerimizi kendimiz üretelim.


Tütün üretimine yasakları kaldıralım. Tekelleri modernleştirerek içimli sigara üretelim.


AKP ve CHP gibi kaynakları sadakaya ayıracağımıza üretime ayıralım.


CHP, 1 milyon 300 bin insanımıza yattığı yerde sadaka verecekmiş. Onları üretime katalım; ücret verelim. Başı dik, onurlu yaşamasını sağlarız.


Üretim artar.


Dışalım azalır.


Dış ödemeler açığı azalır.


Biz de adam gibi,


Kendi ince bellimizden,


Rize çayını,


Kendi şekerimizle,


Kendi tütünümüzü tellendirerek,


Keyifle içeriz.


Emperyalist merkezlerin dayattığı modeli uyguluyorsunuz


Kim kimden kopya çekiyor sorusuna gelince,


İkiniz de emperyalist merkezlerin Türkiye’ye dayattığı modeli uyguluyorsunuz!


İkiniz de üretimi çökerten çizgide yarışıyorsunuz!


İkiniz de bu halkı sadakaya mahkûm edip aşağılıyorsunuz!


Sadakaya “Aile Sigortası” gibi cici adlar konması, emperyalist dayatmaya yeni örtüler bulunmasından öte bir anlam taşımıyor.