Doğu Perinçek: Çevik Bir’in Suphi Gürsoytrak operasyonu

Sami Küçük’ten sonra Suphi Gürsoytrak’ı da vatan toprağına verdik.
27 Mayıs Devrimcileri, karakterli aydınlardı. Cumhuriyet değerlerini var etmek için bir kararı yerine getirmişlerdi.

 

Erdemli devrimciler
Başta Genel Başkan Yardımcımız Suphi Karaman, Cemal Madanoğlu, Suphi Gürsoytrak, Sami Küçük, Kadri Kaplan, Haydar Tunçkanat, hepsiyle yakın arkadaşlıklarım oldu. 68’lerde omuz omuza yürüdük. Hepsi halk adamıydı; alçak gönüllüydü; sade yaşadılar; paraya pula değer vermediler. Hepsinin evleri müze değerindedir. Orta halli memurların evlerinde ne varsa o vardır. Versace Mersace bilmezlerdi. Elbiseleri Sümerbank’tan, ayakkabıları Beykoz’dandı.
Bir devrime önderlik etmişlerdi. Ne İsviçre bankalarında 8 ayrı hesapları, ne “Üçe kapat” diye komisyon pazarlığı bağladıkları telefon konuşmaları, ne Deniz Feneri, ne de Gülbettin Hikmetyar’a uzanan bir sicilleri!
Yıkılmak istenen insani değerleri, onların hayatlarında bulabilir, sevebilir, öpüp alnımıza koyabiliriz.
Pırıl pırıl insanlardı.

 

Gladyo’nun ADD operasyonları
Suphi Gürsoytrak, Atlantik sisteminin hedef aldığı ADD genel başkanlarındandı. Dikkat ediniz faili meçhullerin bir kısmı ADD eksenlidir. Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetleri bu açıdan anlamlıdır. Gladyo’nun ADD’ye hıncı, Ergenekon tertibine kadar uzandı. Ama bitiremediler. Sınıf arkadaşım başı dik karakterli aydın Tansel Çölaşan, o geleneğin nöbetindedir.

 

Ulusal Güçbirliği’ne Gladyo tertibi
1998 yılında CHP, DSP, İP ile birlikte sendikalar ve meslek örgütleri birbiri ardı sıra Ulusal Güçbirliği kurdular. Mersin, Adana, Bursa, Zonguldak ve İzmir gibi çağdaş ve çalışan Türkiye’nin merkezlerinde başladı bu örgütlenme. Temmuz 1998’e kadar 40 il tamamlanacaktı. Türkiye’nin lokomotif illeriydi bunlar, hepsi hazırdı. Ve bir iktidar projesiydi yürütülen. DSP, MHP ve ANAP’la değil, CHP ve İP ile birlikte iktidar olacaktı. Ve emekçi örgütlerinin güçlü katılımıyla.
Ulusal Güçbirliği çalışmasına Suphi Gürsoytrak önderlik ediyordu.
Bilgiye dayanarak yazıyorum: ABD Büyükelçiliği, derken zamanın Genelkurmay 2. Başkanı Org. Çevik Bir sürece derhal müdahale ettiler. Suphi Gürsoytrak’ı ADD Genel Başkanlığı’ndan bir tertiple indirdiler. Bu operasyonu yaptıklarını kuvvet komutanlığı yapmış bir Orgeneral bizzat bizlere yıllar sonra itiraf etmiştir.
O operasyonun bir maddesi de, Doğu Perinçek’in içeri alınmasıdır. 1998 Eylül ayında tutuklandım ve bir yıl kadar Haymana’da kaldım.

 

Türkiye AB kapısına öyle bağlandı
1999 yılı Aralık ayında, ABD planı gereği Türkiye’yi Avrupa kapısında çarmıha gerdiren AB Aday Üyelik anlaşması böyle tezgâhlanmıştır. Arkasından DSP-MHP-ANAP koalisyonu da yetmemiş, ABD’nin 1996’da sağladığı sözleşmeli personeli Türkiye’nin başına oturtmuşlardır.

 

Suphi Gürsoytırak olmasa Deniz Gezmişler de olmazdı
Suphi Gürsoytrak, Türkiye’nin başına çuval geçiren bu sürece bilinci ve cesaretiyle, örgütlü olarak direnen, karşı çözümler üreten bir devrimci önderdi.
Özellikle solcular çok iyi bilmelidir. Herkes iyi bilmelidir: Eğer 27 Mayıs olmasaydı, ne 1960’ların özgürlükleri ve ekonomik gelişmesi olurdu, ne 1968’ler olurdu, ne de Deniz Gezmişler ve bugünün devrimci kuşakları olurdu.
Suphi Gürsoytraklar ve Sami Küçükler, bu milletten hiçbir şey istemediler. Ama bu milletin onların karakter ve kültürüne çok ihtiyacı var.