Tarihte geçmiş düşmanlıklara saplanıp kalarak kazanılmış tek bir mücadele yoktur. Kin bağlamak, mücadeleye zincir vurmaktır.
Tarihteki büyük dava adamlarına ve örgütlerine bakınız. Onların bir amaçları var, bir programları var. Bütün mücadele başarı içindir. Düşmana darbe indiren her eylemi olumlu karşılamışlardır. Mücadeleye hizmet edecek her insana kollarını açmışlardır. Gözleri geleceğe dikilidir.
HAZRETİ ÖMER KİMİ ÖLDÜRECEKTİ
Hazreti Ömer, Hazreti Muhammed’i öldürmek için, kılıcı çekti ve baskına geldi. İşte O Hz. Ömer, Hz. Muhammed’in en yakın arkadaşı oldu ve Hz. Ebubekir’den sonraki halifedir.
Müslümanların baş düşmanı Ebu Süfyan, Mekke’nin fethi üzerine Müslüman oldu. Peygamber onu bağışladı.
Vahşi adlı köle, Peygamberin amcası Hz. Hamza’yı mızrakla şehit etmişti. Mekke’nin fethinden sonra Müslüman oldu, artık Müslümanların büyük davasının hizmetindeydi.
Hz. Muhammed büyük bir dava adamıydı. Geçmişte kendisini öldürmek isteyenlere dahi, doğru iş yapmaları için fırsat verdi. Onların geçmişlerine saplanmadı, geleceğin kurulmasına katkıda bulunmalarına olanak tanıdı.
Bu konularda Yaşar Nuri Öztürk Hocamızın, Rıza Zelyut, Yusuf Dülger ve Lütfullah Kaleli arkadaşlarımızın bizlere anlatacakları çok şey var.
MUSTAFA KEMAL PAŞA KİMİ KIRMIZI HALI SEREREK KARŞILADI
Başarıya ulaşan büyük davaların tarihi, bu tür örneklerle doludur.
Bizim İstiklâl Savaşı tarihimiz, bir bakıma hata yapanları savaş mevzisine kazanma tarihidir.
Fevzi Paşa, İstanbul Hükümetinin Erkânı Harbiye-i Umumiye Reisi, yani Genelkurmay Başkanı idi. Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’daki mücadelesine karşı uygulamaları olmuştu. 23 Nisan 1920 arifesinde Anadolu’daki mücadeleye katılmak için Geyve istasyonuna geldi. Ertesi gün Mustafa Kemal Paşa, O’nu Ankara garında kırmızı halı sererek karşıladı. Bugün komutanlara karşı psikolojik savaş yürütenlerin eline geçse, kurşuna dizerlerdi.
Cumhuriyetin değişmez Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’ın 1919-1920 yıllarındaki geçmişine saplanıp kalırsanız, İstiklâl Savaşını başarıya ulaştıramazsınız.
BOZGUNCULUK DA YARIN GEÇMİŞ OLACAK
Kaldı ki, herkes kendi hayatına dönüp bakmalıdır. Savaşanlara karşı bu kadar acımasız ve kibirli olanlar, analarından tertemiz vatansever olarak mı doğdular?
Onların geçmişleri bizim ilgi alanımız dışında, ama şu anda yaptıklarına bakıyoruz, savaş mevzisinde değiller. Ellerine bir terazi almışlar, herkesin namusunu tartıyorlar. Savaş, teraziyle verilmez.
Şu anda yaptıkları iş, Türk Ordusunun mücadelesine karşı bozgunculuktur. Bu bozgunculuk, yarın onların geçmişleri olacak.
Biz yine de hiçbirinden vazgeçmiyoruz. Çünkü mücadele cephesindeyiz. Onları mücadeleye kazanmak, bizim görev ve sorumluluğumuz.
Doğu Perinçek / 15 Ağustos 2015, Aydınlık