Nisan ayında Merkez Bankası’nın 8 milyar dolar ödemesi vardı. Son ödeme günü 25 Nisan, başka deyişle bugün.
Merkez Bankası’nın net rezervi 16 milyar dolar. Bu ay bankalardan geri ödemeli yüksek faizle 12 milyar dolar toplayıp rezervi 28 milyar dolar gösterdiler. Ancak gerçeğe bakarsanız, net rezerv 16 milyar dolar. Bugün 8 milyar dolar ödenince, net rezerv 8 milyar dolar kalacak.
BU YILIN ÖDEME TAKVİMİ
Mayıs ayındaki ödememiz 8 milyar dolar.
Haziran’da 5 milyar dolar.
Temmuz’da 5 milyar dolar.
Ağustos’ta 4.5 milyar dolar.
Eylül’de 4.5 milyar dolar.
Ekim’de 7.4 milyar dolar.
Borçlanma Ekonomisi içinde bu yılın sonunu getirebilme şansı pek gözükmüyor.
Bugünkü 8 milyar dolarlık ödemeden sonra dolar fiyatının yükselmesi kaçınılmaz. Yıl sonuna doğru nereye geleceğimizi buraya yazmanın yararı yok, zaten herkes biliyor. Yakınmayı bırakıp çözüme yoğunlaşmak gerekiyor.
BORÇLANMA EKONOMİSİNİN ÇIKMAZI
Önce çıkmazı saptayalım. Bu çıkmaz, Borçlanma Ekonomisinin çıkmazıdır. Borcu borçla çevirmenin artık mümkün olmadığı bir sürece girmiş bulunuyoruz.
ABD Hükümeti, Türkiye ekonomisini kurtaramaz. Çünkü kurtuluş, sıcak para bulmak için çırpınmakta değil. Şiddetli sarsıntıları birkaç ay ertelemek, daha ağır durumlara davetiye çıkarmaktan başka anlam taşımıyor. Bir an önce Üretim Ekonomisinin kuruluşuna geçmemiz gerekiyor. Kaybedilen her dakikanın maliyeti var.
ZORLUKLARI PAYLAŞTIRAN ÜRETİCİLERİN MİLLİ HÜKÜMETİ
Buradan zorlukları paylaştıran bir direnme döneminden geçerek çıkabiliriz. O direnme döneminin görevi, Üretim Ekonomisini inşa etmektir. Türkiye’nin önünde kaçınılmaz olarak köklü karar var. Milleti O Büyük Çözüme hazırlamak gerekir. Daha önemlisi, bu köklü kararı uygulayabilecek, milletin büyük çoğunluğunu bu amaçla seferber edebilecek bir Millî Hükümeti gecikmeden kurmaktır. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye İttifakı çağrısı, bir hükümet seçeneği olursa tarihsel bir çözümün yolunu açar.