Bir “süper star” şarkıcımız, şehit haberi gelince, “Biletler yanmasın” demiş ve şarkılara devam etmiş; gazeteler yazıyordu.
Belki bir yoksula yorgan ederler
Aklıma Sefil Selimî geldi, Nejat Birdoğan ağabey, o çok özlediğimiz edasıyla ne güzel okurdu:
Belki bir yoksula yorgan ederler
Çul yanmasın, Sefil Selimî yansın
Sefil Selimî, daha yeni aramızdan ayrıldı. 4 yıl önce sessiz sedasız gözlerini yumduğunu öğrendiğim zaman, çok hüzünlenmiştim. Hatta bir yazı başlığı belirlemiş ve notlar almıştım.
İnsanlık tarihinin en köklü felsefe savaşı
Gazeteler, Süper Star’ın “biletler yanmasın” dediğini yazıyor, fakat konser dinleyicisinin ne dediği konusunda bilgi vermiyordu. Ama konser devam ettiğine göre, kalabalık da “Biletler yanmasın” görüşünü paylaşmıştı.
“Çul yanmasın” diye yanan Sefil Selimî ve “Biletler yanmasın” diyen o konser kalabalığı!
Bütün insanlık tarihinin en köklü felsefe savaşı, gelmiş yine gündemimize oturmuştur.
Konser bileti yanmasın Mehmetçik yansın
“Konser bileti yanmasın” kaygısını şöyle anlamak acaba haksızlık mı olacaktır:
“Konser bileti yanmasın
Mehmetçik yansın”
Veya:
“Konser bileti yanmasın
Türkiye yansın”
Kapitalizmin bireyci ve özel çıkarcı dünya görüşü açısından bu yorumlarda bir abartı olduğu söylenemez.
Zaten bütün televizyonlar da, Mehmetçiğin her vuruluşunda, hep bir ağızdan aynı nakaratı tekrarlamıyorlar mı:
“Ateş düştüğü yeri yaktı!”
Yani, yine yanan Sefil Selimî’dir. Biletlere ise hiçbir şey olmamaktadır.
Evet, “Biletler yanmamakta”, fakat Yunus, “Ben yanaram dünü günü” diye yalın ayak, başı açık, ateşler içinde yürümeye devam etmektedir.
Biletler yanmaz iken, Nâzım Hikmet’in yanma çağrısı, insanların en erdemli eylemini ateşlemeye devam ediyor:
“Ben yanmasam
Sen yanmasan
Biz yanmasak…”
Ateş düşmediği yeri ne zaman yakacak?
Her şehit haberinde, Şule’ye sorardım: Ateş düşmediği yeri ne zaman yakacak?
Özel kâr sisteminin medyasına bakarsanız, hiçbir zaman!
Ama Sefil Selimî, Nâzım ve Yunus’a sorarsanız, toplumun her zaman ateşlere atılan, bir fedakârlar ve fedailer birikimi vardır.
Çulu yangından kurtarmak için dünü günü yananlar, bir toplumun yaşam sırrına erenlerdir. Onlar yanar, toplum yaşar.
Mafya-Tarikat medyası ne bilsin, Sefil Selimîler, Nâzımlar ve Yunuslar ateşin düşmediği yerde yanmaktadırlar.
“Vatan nasıl bütünleşir, barış nasıl getirilir” sorusunun cevabı da onlardadır:
Çul yanmasın, Sefil Selimî yansın!
“Vur patlasın çal oynasın”da olanlar için vatan, biletlerin yanmadığı yerdir.
Sefil Selimî’nin vatanı ise, toplum için yandığı yerdir.