Önümüzdeki devrimin en büyük görevi, Aydınlanma ve Eğitim Seferberliği’dir.
En büyük üretici güç
İnsan emeği, her işin başıdır.
En büyük üretici güç, insandır.
Devrim, ABD’nin BOP Eşbaşkanlarını ve Sözleşmeli Personelini tahtlarından indirecek ve insan emeğini boğan Gladyo-Mafya-Tarikat rejimini yıkacaktır.
Yeni demokratik uygarlık, özgürleşen emekle ve kurtulan namusla kurulacaktır.
O zaman herkes görecektir, özgürlük nasıl yaşanır ve üretim nasıl patlar.
Ekonomik kalkınmamızın olmazsa olmazı
Özgürleşen emeğin yeteneklerini ve yaratıcılığını geliştirmek, her ekonomik gelişmenin esas itici gücüdür.
Aydınlanma ve Eğitim Seferberliği, bu açıdan ekonomik kalkınmanın olmazsa olmazıdır.
Bu seferberlik, aynı zamanda bir namus seferberliğidir. Çünkü namusun temelindeki değer, emektir.
Milyonlarca işsize iş
Aydınlanma ve eğitime yatırım, aynı zamanda işsizliğin ortadan kaldırılmasında çok önemli bir etkendir.
Yalnız okul çağındakileri değil, gencinden yaşlısına bütün toplumu eğiten bir seferberlik, en az yarım milyon insanın yalnız eğitim alanında işe alınmasını gerektirir.
Her mahalleye kültür sarayı ve spor salonu
Anaokulundan üniversiteye kadar eğitim kurumları, bilim ve araştırma merkezleri, her mahalleye ve köye kültür sarayları ve spor salonları, Halk Evleri, nitelikli işgücü eğitimi için teknik okullar; tiyatrolar, konservatuarlar ve sanat kurumlarının ve okulların inşası, çok farklı sektörlerde milyonlarca insanımıza iş olanağı anlamına geliyor. En başta görev isteyen 300 bin öğretmenimize elbette.
Üretimin ateşlenmesi ve açığın kapatılması
Aydınlanma ve Eğitim Seferberliği, inşaat sektöründen tutun kağıt ve basıma kadar hemen hemen bütün sektörlerde üretimi ateşleyecek ve genişletecektir. Bu sektörlerin ortak özelliği, emek yoğun olmalarıdır; başka deyişle işsizliğin ortadan kaldırılmasında çok etkilidirler.
Eğitim seferberliğinin ateşleyeceği sektörlerin Türkiye’de geniş üretim kapasiteleri vardır. Talep artınca hemen genişlerler. İthalata bağımlı olmadıkları için, dış ödemeler açığını da büyütmez, hatta kapatırlar.
Öte yandan işgücünün eğitilmesi ve niteliğinin yükseltilmesi, teknolojideki atılımın merkezi görevidir. Çünkü yüksek teknoloji, dışardan makine satın almaktan önce yüksek teknolojiyi üreten ve örgütleyen bilim insanlarını, araştırmacıları ve emekçileri yetiştirmektedir.
Kaynak var
Kaynak sormayı siyasal partilere İşçi Partisi öğretti. Ama cevabını öğretemedi; öğretemez de. Çünkü yatırıma kaynak bulmak için, sıcak para faizine, borsa ve dolar vurgunculuğuna, hortumculuğa ve tarikat rantlarına son vereceksiniz.
AKP ve CHP’nin kaynak atışması yaparken aklına bile gelmeyecek kaynaklardır bunlar. Akıllarına gelmez, çünkü küresel vurgunculukla işbirliği üzerine kurmuşlardır ekonomilerini.
AKP CHP ve MHP’ye bakıyoruz
AKP, CHP ve MHP’nin eğitim, bilim ve aydınlanmaya yatırım diye bir meseleleri yok. Çünkü küreselleşmenin memurları bu partiler.
Emperyalist merkezler, Türkiye’de ekonomik kalkınma istemiyor; bilimsel araştırma, eğitim ve aydınlanma hiç istemiyor. Türkiye halkı tarikat ve cemaatler içinde örgütlensin, hurafelere boğulsun, ekonomi üretim ekseninde gelişmesin; tıpkı eroin bağımlısı gibi borçlanmaya bağımlı olsun, işsizlik artsın, bir işin peşinde bin kişi koşsun ve işgücünün fiyatı dibe vursun. İşsiz ve aç kalanlara da toplumsal patlamayı yatıştırmak için sadaka verilsin.
Özgürlük ise, vurguncuya, tarikatlara, türbana, etnik ayrımcılığa ve mezhepçiliğe!
Niçin eğitim kalkınması düşünmüyorlar
Sadakaya “Aile Sigortası” gibi şirin isimler bulan CHP, yılda 11 milyar lirayı niçin evde boş yatan 1 milyon 300 bin insana ayda 600 lira vererek dağıtmayı planlıyor da, aynı kaynakla bir Eğitim Kalkınması düşünmüyor? O zaman üretimdeki zincirleme etkisiyle milyonlarca insan iş sahibi olacak, başı dik, onurlu yaşayacak.
Olmaz, çünkü ABD ve AB buna izin vermez.
ABD zincirine ve AB kapısına bağlananlar, bir avuç medyayı daha da zenginleştirmek ve halkın büyük çoğunluğunu dilenciliğe mahkûm etmişlerdir ve yollarına devam ediyorlar.
Kolay çözüm kendimizi aldatmak içindir
Zor çözüm, büyük ve köklü çözümdür
İşte Güçbirliği’nin bağımsız adaylarına verilen oy, Türkiye’nin sadaka ekonomisinden üretim ekonomisine, bilimsel araştırma, eğitim ve aydınlanmaya yönelmesi için bir ışıktır.
ABD ve AB programı içinde çözüm aramak, boşunadır ve düş kırıklığı getirecektir.
Kolay çözümler, her zaman insanın kendisini aldatmasına yarayan çözümlerdir.
Büyük çözüm, her zaman zor çözümdür.